Berçem Güneş: Partimiz, tüm bu 30 yıl toplamında, Kürdistan’ın değişik parçalarında ve Türkiye’de devrimci mücadelenin içerisinde öncü rol oynayan, gerek birleşik devrim ve birleşik devrimci önderlik fikri ve eylemi etrafında gerekse de kendi pratiğiyle değişik devrimci yapıları da, antifaşist mücadelenin bütününü de etkileyen bir hatta sürdürüyor mücadelesini.
Devamını oku...
Siz bu rahatlıkla değerlendirmeyi yaparken, bizim neden başka kurallar ve sınırlarla tartışmamız gerekiyor? Feminist saflarda, feminizm dışından kadınlarla eşitsiz hukuk kurulması, eşitsiz eleştiri hakkı tanınması, eşitsiz yaklaşım gösterilmesi öylesine normalleşmiş ve kültüre dönüşmüş ki, bu, kadınla kadın arasında kurulan eşitsizlik ve egemenlik kültürü, kadın hareketinin birleşik gelişimini zedeler, eleştiri ve tartışmayı en kolaycı biçimlerde “o zaman neden birlikte olalım ki” dışlayıcılığına götürür bir biçim almış.
Devamını oku...
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın seçimler eksenindeki ilişkisi de aritmetik hesaplara daraldı; Millet İttifakı/Kemal Kılıçdaroğlu destekçiliği, içte vekil pazarlıkları ile burjuva muhalefetin potansiyel bir yedeği haline dönüştü. Nihayet 14-28 Mayıs cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri sonrasında, hatta yeni bir seçim gündemi olan 31 Mart yerel seçimlerinde de anlamlı bir varlık göstermeyerek ömrünü tamamladı.
Devamını oku...
MLKP'nin antifaşist program ve stratejisinin, faşist diktatörlüklere karşı yürütegeldiği mücadelenin kapitalizmi hedeflemediğini iddia etmenin, bırakalım devrimci sorumluluğu, sosyalist ahlakla da entelektüel etikle de bağdaşır bir yanı yoktur. MLKP'nin "sosyalist hedeflerinden ve işçi sınıfı devrimciliğinden" adım adım uzaklaşageldiğini iddia etmek basbayağı, sübjektif idealizmdir, grup amaçları için marksist yöntemin çarpıcı tarzda bir terk edilmesi durumudur.
Devamını oku...
MESEM’ler, burjuva eğitim sisteminin sermaye çıkarlarına daha kapsamlı entegrasyonunda özel bir enstrüman olarak meslek liselerinin önce ileri, sonrasında ayrışmış hali olarak açığa çıkmıştır. Aynı zamanda MESEM’ler bugünkü yoksullaşma krizi ekseninde değerlendirilmeli, yoksul ailelerin çocuklarının gitgide daha fazla biriktiği alanlar olarak görülmelidir. Dünyasal anlamda da Türkiye-Kürdistan’da da proleterleşme gün geçtikçe hızlanmakta, işçi sınıfı gençleşmekte, genç tabirinin yüzünü kızartacak biçimde neredeyse “çocuk”laşmaktadır.
Devamını oku...
Hem ekonomik göç ve hem de siyasi göç (mültecilik) sınıf mücadelesinin doğal bir mecrasıdır. Hangi düzlemde gelişirse gelişsin, her düzeydeki nüfus hareketliliği dünya işçi sınıfı ve ezilenlerinin, haklarından mahrum bırakılanların, kapitalist emperyalist sömürü ve savaş sisteminin büyük yıkımlara sürüklediği geniş ve çok değişik toplumsal kesimlerin, yeni bir dünya ve gelecek arayışlarının bir ifadesidir.
Devamını oku...
Devrim anları alabildiğine sarsıntılıdır, altüst oluş dönemlerinde temel öncelik devrimi tutmaktır. En doğru fikirleri öne sürmek, en radikal ya da en parlak lafları etmek değil. Devrim öncesinde Lenin’in elinde olası analiz eksiklerini önemsizleştiren “sihirli değnek” olarak, Bolşevik modelin yapabilme kapasitesi vardı ayrıca. Hata paylarını minimize eden, masa başı tartışmalarını sokağın gücünü kullanarak yönlendiren, onlara istikamet tayin eden güç asıl olarak oradaydı.
Devamını oku...