Spartaküs'a genel saldırı! Sokaklar, 'kahrolsun Spartakistler' diye uğulduyor. 'Onları yakala, onları kırbaçla, onları bıçakla, onları vur, onları şişle, onları çiğne, onları paramparça et!" Alman ordularının Belçika katliamını geride bırakan katliam yapılıyor.
"Post"tan "Vorwärts"e kadar (gazetelerde) "Spartaküs yenildi" diye sevinç çığlıkları atılıyor.
"Spartaküs yenildi!" ve eski haline getirilmiş eski Alman polisinin kara binası, tabancası ve kılıcı ve devrimci işçilerin silahsızlandırılması onun yenilgisini teyit etti. "Spartaküs yenildi!" Albay Reinhardt'ın süngüsü altında, General Lüttwitz'in makinalı tüfekleri ve topları altında ulusal meclis için seçimler yapılacak. Napolyon Ebert için bir plebisit.
Devamını oku...
ABD'de ilk kez 1939'da yayımlanan "Gazap Üzümleri", 1929-33 yılları arasındaki büyük depresyon sırasında ve sonrasında topraklarını yitiren Oklahomalı küçük çiftçilerin Batı'ya göçünü anlatıyordu. Ünlü Amerikan yazarı John Steinbeck'in en ileri romanlarından biri olan "Gazap Üzümleri"nde, daha iyi bir yaşam umuduyla Californiya'ya gelen Oklahomalı ve diğer küçük çiftçilerin orada karşı karşıya geldikleri vahşi kapitalist sömürü, ona eşlik eden polis baskısı ve proleterleşme sürecine giren bu emekçilerin bilinç ve ruhsal durumlarında yaşanan dönüşüm etkileyici bir dille aktarılır.
Devamını oku...
"Parlamento tarihsel gelişmenin bir ürünüdür ve burjuva parlamentosunu dağıtacak güçte olmadığımız sürece onu yok edemeyiz. Ancak burjuva parlamentosunun bir üyesi olmak şartıyla, verili tarihsel koşullar altında, burjuva toplumuna ve parlamentarizme karşı bir mücadele verilebilir. Burjuvazisinin mücadelede kullandığı silahın aynısını proletarya da kullanmalıdır ama tabii bambaşka amaçlarla. Durumun böyle olmadığını ileri süremezsiniz ve eğer buna karşı gelmek istiyorsanız o zaman dünyadaki tüm devrimci gelişmelerin deneyleri üzerine bir sünger çekmek zorundasınız." (III. Enternasyonal Konuşmaları, Lenin, Parlamentarizm Üzerine Konuşma, sf. 78-79)
Devamını oku...
Türk burjuvazisi uzun yıllar alan bir uğraşıdan sonra nihayet muradına erdi. Türkiye, Avrupa Parlamentosu'nun 13 Aralık 1995'te aldığı kararla; 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren Gümrük Birliği'ne girmiş oldu. Türk burjuvazisi Gümrük Birliği'ne (GB) girişi Avrupa Birliği'ne (AB) girişin açık ifadesi olarak tanımlıyor ve bunun ötesinde bu adımı halka "batılılaşma, modernleşme" olarak yutturmaya çalışıyor.
Bu yazımızda GB (AB)-Türkiye ilişkilerini, bu birlik içinde Türk kapitalizminin yerini inceleyeceğiz ve gerçekle beklenti arasındaki farkın boyutlarını açığa çıkartmaya çalışacağız.
Devamını oku...
Bilimsel sosyalizmin kurucuları Marks ve Engels'in bundan yaklaşık 150 yıl önce yayımladıkları "Komünist Partisi Manifestosu" şu sözlerle başlıyordu:
"Avrupa'da bir hayalet dolaşıyor-komünizm hayaleti. Eski Avrupa'nın bütün güçleri bu hayaleti defetmek üzere kutsal bir ittifak içine girdiler: Papa ile çar, Metternich ile Guizot, Fransız radikalleri ile Alman polis ajanları." (Marks-Engels, Seçme Yapıtlar, Cilt 1, s. 131) Emperyalist burjuvazinin ve yeni Rus büyük burjuvazisinin sözcülerinin 17 Aralık 1995 seçimlerine ilişkin değerlendirmeleri, onların da Rusya'da dolaşmaya başlayan komünizm hayaletinden fena halde kaygılanmaya başladıklarını gösteriyor. İngiltere'de yayımlanan Independt on Sunday gazetesinin 19 aralık tarihli sayısında yazan burjuva köşe yazarı, "Rusya'da bir hayalet dolaşıyor; dirilen komünizmin hayaleti" derken, ABD emperyalizminin sözcülerinden New York Times'ın aynı tarihli sayısının "Gene Komünistler" adlı başyazısında şunlar söyleniyordu:
Devamını oku...
Kapitalizmin genel krizinin başlamasından bu yana emperyalist ülkeler arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin önemli değişmelere uğradığını görüyoruz. İlk önemli değişmeye Ekim Devrimi'yle başlayan süreç neden olmuştu. Ekim Devrimi'yle başlayan süreç, sadece SB'de değil, uluslararası planda sosyalizmin yükselme, kapitalist dünyanın ise tarihi olarak gerileme süreciydi. Bu süreç, dünya pazarının ikiye bölünmesi ve bu bölünmüşlükten dolayı da kapitalist dünya pazarının daralması, kapitalist etkinliğin sınırlanması süreciydi.
Devamını oku...
Türk burjuvazisi yönetememe gerçekliğinde ifade bulan bir rejim krizi yaşamaktadır. Bunu koşullayan, vareden temel unsurlarından biri Kürt ulusal özgürlük mücadelesidir. Sömürgeciliği, iktisadi, mali, askeri ve politik açıdan değişik düzeylerde çıkmaza sokan, bunaltan PKK önderliğindeki Kürt ulusal başkaldırısı, burjuvaziyi çözüm arayışları ve önerileri çerçevesinde bölmektedir. Keza aynı şey yığınların demokratik haklar ve politik özgürlük mücadelesi karşısında da ortaya çıkmaktadır.
Devamını oku...
Uzun mu uzun bir aradan sonra merhaba. Gerekçeler sıralamayacağız. Dergimizin basıma aylardır hazır oluşu, bazı yazıların güncelliğini yitirdiği için sayfalarda yer bulamayışı, sorunu daha da ağırlaştırıyor. Tüm bu yükü omuzlarımızda taşıyoruz. Kolektifin ve okuyucunun bunu hak etmediğinin bilincindeyiz. Ve çok söz söylemek yerine, o önemli silahı, o anahtar sözcüğü; iradeyi kuşanma karar ve kararlılığımızı vurgulamayı her şeyden anlamlı buluyoruz. Yürek ağrımız yalnızca özeleştiri ağacının ürünleriyle yüz yüze geldiğinizde dinecektir.
Devamını oku...