“Ömrümüze koyduğumuz son nokta, attığımız son imza. Bu imzayı bir güzelliği nakşeder gibi, tarihe iz bırakır gibi derinliğine işlemek, ömrünün bütün anlamlarını barındıran bir ışıltıda nakşetmek de mümkün; kuma yazılan bir yazının dalgalarla savaşında yaşayabildiği kısalıkta bir iz bırakarak, unutulurcasına bir imzayı atmak da.”
2014 yılını 2015 yılına bağlayan gece, partisi MLKP’ye yazdığı mektupta, ölüm üzerine bu sözleri tarihe not olarak düşüyordu Yeliz Erbay.
Devamını oku...
Bu yazı, Bayram Namaz tarafından Edirne F Tipi Hapishanesi’nde kaleme alınmış, Marksist Teori’nin Kasım-Aralık 2012 tarihli 8. sayısında yayınlanmıştır. Tüm aklı ve yüreğiyle Kürdistan devriminin zaferine adanmış olan, 23 Mart 2019’da Rojava devrimi topraklarında sonsuzluğa kanatlanan önder komünist Baran Serhat’ın ölümsüz anısına bağlılıkla, yeniden sayfalarımızda yer veriyoruz.
Devamını oku...
Faşist saray iktidarı mali-ekonomik kriz girdabında. 2018 Eylül’ünden itibaren gördüklerimiz yalnızca fragmandı. TÜİK’in açıkladığı veriler dahi Türkiye ekonomisinin resesyona girdiğini gizleyemiyor. 2019, Türkiye’de krizin derinleşeceği bir yıl. Diktatör işgalle, savaşla ve baskıyla krizin sermayeyi etkilemesini önlemeye, krizden çıkış yolu bulmaya çalışıyor. Fakat yüzeye çıkmak için attığı her kulaç onu daha hızlı dibe batırıyor.
Devamını oku...
HDK 2011 Ekim ayında kuruldu. HDK'yi bir ihtiyaç haline ve somut bir varlık haline getiren koşullardan, o dönemden bahsederek başlayayım isterseniz. Neden HDK?
HDK, 2011 yılının 15-16 Ekim günlerinde, ilk kongresini Türkiye'nin 20 bölgesinden 825 delegenin katılımıyla topladı. Bu güçlü çıkış, aynı zamanda, HDK gibi bir yapılanmaya ve harekete olan ihtiyacın ne kadar gerekli olduğunun tarihsel kanıtıydı. Her örgüt bir ihtiyacın ürünü olarak doğar. Dolayısıyla HDK de, bir anda ortaya çıkmış ya da masa başında icat edilmiş öncesiz ve sonrasız bir plan değildi.
Devamını oku...
“Faşizm, doğrudan mali sermayenin iktidarıdır. İşçi sınıfına, köylülüğün ve aydınların devrimci kesimlerine karşı terörcü baskının örgütlenmesidir. Dış siyasette, diğer halklara karşı bayağı nefreti aşılayan şovenizmin en kaba biçimidir.” Georgi Dimitrov
Balkan ülkesi Bulgaristan'da 19 Haziran 1923'ten 9 Eylül 1944'e kadar kesintisiz biçimde sürdürülen faşizme karşı mücadele, günümüz açısından da önem taşıyan sayısız deneyi içinde barındırıyor. Bulgaristan, faşizm karşısında birleşik mücadelenin yürütülmesi, bunun örgütsel formunun yaratılması, ilkeli bir birlikteliğin nasıl örülebileceği ve zorlukları, toplumsal ve ulusal mücadelelerin buluşma zeminlerindeki olasılıklar ve de siyasette esnemenin sınırları üzerine teorik çözümlemeler ve deneyimler sunuyor bize.
Devamını oku...
1920’lerde belirginleşmeye başlayan faşizm dünya halkları için oldukça yıkıcı olmuştur. İkinci emperyalist paylaşım savaşıyla doruğuna ulaşan, dünyasal bir soruna dönüşen faşizm, sonuçları itibarıyla önce kadınları vurmuştur.
Devamını oku...
Doğu Perinçek, Ergenekoncu ordu kliğinin sözcülüğünü üstlenerek neofaşistleşti.
Başlangıçta, Ergenekoncu/Avrasyacı generallerin safında, Erdoğan kliğiyle çatışmasında yenilgi alan generallerle beraber zindanda kaldı. Sonra, Erdoğan-Gülen faşist yönetici ittifakının iktidar dalaşında, müttefik değiştiren Erdoğan kliğine yedeklendi. Ergenekoncu klik, mükafat olarak zindandan çıkarılıp, ordu ve yargıda yeniden kadroya alındı.
Devamını oku...
Devlet bir egemenlik organıdır. “Marx'a göre” der Lenin, “Devlet bir sınıfın bir başka sınıf tarafından ezilmesinin organıdır; sınıfların çatışmasına gem vurmak suretiyle bu baskıyı yasa mertebesine yükseltip pekiştiren bir ‘düzen’in yaratılmasıdır.” (Devlet ve Devrim)
Bu egemenlik organının birden fazla biçimi vardır. Monarşi, meşruti monarşi, burjuva gerici iktidar, burjuva demokratik devlet, faşist devlet bunların bazılarıdır. Burjuvazinin “en gerici, en şoven ve en emperyalist unsurlarının açık terörcü diktatörlüğü”ne faşizm deniyor.
Devamını oku...