İşçi sınıfının komünist önderi Süleyman Yeter’in anısına...
Öncekiler bir yana, son dönemde işçi hareketinde başlıca iki dalga yaşandı. Birincisi, Bursa'dan başlayıp genişleyen Metal işçilerinin direnişi; ikincisi, '99 yaz'ındaki işçi-emekçi dalgasıydı. Bu iki dalga da, başka nedenlerin yanında devrimci bir önderlikten yoksun olması sonucu söndü. İşçi sınıfı hareketindeki dönemsel, tekil ya da genel direniş ve kalkışlarda sınıfın siyasal öncüsü bakımından giderek alışılan şey, neredeyse her defasında kaydedici olma durumuna düşmesidir. Böyle olunca olup biten işçi direnişlerinin irdelenmesi, bunlardan gelecek için dersler çıkarılması, siyasal ve örgütsel görevler saptanması vb. sadece bir tatmin aracı oluyor. Bir yerde, söz ve yazı gücünü yitiriyor. Bu sorunun aşılması yönündeki hatırlatma, uyarı ve yoğunlaşma istemleri ise, karşısında tılsımlı bir direnç varmış gibi bir türlü gerekli yankıyı bulmuyor. Bu, bazen sanki onlarca yıl sınıf çalışması yürütülmüş ama bir şey elde edilmemişçesine, "yapın da görelim" halleriyle alttan alta tebessümlere bile yol açabiliyor. Ne var ki, yığınların kendiliğinden uyanışının arkasında sürüklenme ve kalmayı sorgulama yerine, bu hareketi küçümseme, yere batırma çözüm olmuyor; aksine işçi sınıfına ve kitlelere gizli güvensizliğin bir göstergesi oluyor.
İşçi-emekçi dalgası gösterdi ki, işçi sınıfı hareketinin toplumsal gücü üzerine burjuva siyasetinin her renginin her türlü oyunu, ihaneti, ikiyüzlülüğü ve kirliliği sergileniyor; orada ciddiye alınır düzeyde olmayan sadece işçi sınıfı ve emekçilerin siyasal öncüsü ve devrimci güçlerdir. Bu, en açık haliyle gizli görüşmeler, genel grev tartışma-ları ve grev kırıcılığı anlarında yaşandı.
'99 yazındaki işçi-emekçi dalgası bir kez daha öylesine açık ve çarpıcı halde açığa çıkardı ki, mevcut durumuyla işçi sınıfı ve emekçi yığınların aşağıdan iradesi, inisiyatifi, girişimi, gücü, öfkesi ve mücadele isteği ne kadar büyük olursa olsun, daha çok merkezi olmak üzere barikatları, ihanetleri aşamıyor. Bu barikatlar, sınıf hareketinin siyasallaşması ve devrimcileşmesini engelleyen, kıran ve söndüren siyasi, ideolojik, sendikal ve militarist barikatlardır. Barikatları yıkacak, yaracak ve yıpratacak başlıca toplumsal güç, yine işçi sınıfı ve onu aşağıdan gerçekleştireceği örgütlülüğü, birliği ve iradesi ise; buna önderlik edecek ve yönetecek başlıca politik güç ise, marksist leninist komünistlerdir. Ancak o zaman yığınların aşağıdan oluşan devrimci iradesi, birliği ve örgütlülüğü; gelişen savaşımının yıkıcı, sarsıcı ve yaptırımcı gücü ve sonuçları karşısında sermayenin hiçbir gücü ve barikatı dayanamaz.
Tabii ki, her siyasal parti ve akımdan önce marksist leninist komünistler tarihsel olduğu kadar, bu siyasal ve örgütsel görevleri ve sorumluluklardan uzak duramaz, kaçınamaz, görmezden gelemezler. Bunun rahatsızlığını ve sıkıntısını duymak; düşünsel ve pratik olarak işçi sınıfı hareketi ile buluşmanın, partiyi sınıfa taşımanın araçları, çalışma yöntemleri ve yolları üzerinde yoğunlaşmak herhalde çözümlerin de yolu ve kanallarını açmanın ilk adımıdır.
Proletarya partisinin işçi sınıfı çalışmasında küçümsenmeyecek deney, birikim ve mirası; mevzileri ve dayanakları, olanakları, eğitimli ve deneyli kadrosu, işçi ilişkileri, politik ve örgütsel etkisi vardır. Sınıfa uzanma kanalları vardır ve bunlar, benzerlerinin geliştirilmesine örnek hale getirilebilir. Sendikal mevziler, işçi kitle toplantıları, işçi gazetesi, direniş ve grevlere müdahale deneyleri, bazı direnişlerdeki etkin rol, başarıya kilitlenme iradesi ve ısrarlı yönelimi, sınıf sendikacılığının bazı özelliklerinin sendikal mevzi ve çalışmalarda, tekil direnişlerde yaşatılmaya çalışılması vb. her biri partinin sınıf çalışmasında sıçrama tahtası yapılabilir.Bütün bunlar, haklı olarak iyimser olmamızın verileri, ciddi ipuçlarıdır; kaldı ki, marksist leninist komünistlerin dışında devrimci bir çizgide sınıf içinde oluşmaya çalışan başka ciddi ve iddialı devrimci politik bir güç yoktur. Parti, sınıf içerisindeki çalışmasında ve genel politik faaliyetinde parti çizgisi doğrultusunda kendisini üretmeye, inşa etmeye çalışıyor.Ne var ki bu, mevcut mevzilerin, mirasın, birikim ve olanakların çalışmada tam ve hakkıyla değerlendirildiği; bunlara dayanılarak ileriye sıçrandığı anlamına gelmiyor.Sınıf çalışması hâlâ dağınık, parçalı ve plansız-dır.Sistemli, bütünlüklü, kalıcı ve kendisini üreten/ büyüten bir çalışma düzeyinde değildir.
Çerçevesi çizilmiş, hedeşeri belirlenmiş somut çalışma planları, yoğunlaşılmış düşünsel ve pratik üretim, örgütsel bellek ve çalışmada süreklilik, örgütsel ve pratik girişimlerde kararlılık, sıkı ve amaca uygun devrimci denetim, her düzeyde örgütlenme ve fabrika/işletme hücrelerinin inşası çalışmalarını üretken, etkili ve başarılı kılacaktır.
İşçi Sınıfı ve Emekçi Yığınlara Dayanmak, Tasfiyeci Kuşatmaya Karşı Direnmenin, Politik Güç Olmanın ve Başarıya Yürümenin de Koşuludur
Kürdistan devriminde bir politik irade kırılması ve tasfiyesinin yaşandığı, Kürt ulusal hareketinin Yeni Dünya Düzenine uyum sağlama yoluna girdiği; devrimci ve komünist harekete karşıdevrimci kuşatma ve tasfiyeciliğin dayatıldığı, devrimci çalışma ve faaliyetin kabul edilebilir ve denetlenebilir düzeye çekilmekten de öte fiziki ve manevi bakımlardan yok edilmek istendiği koşullarda; tıkanmayı aşmanın, sorunları çözmenin, saldırıları boşa çıkarmanın yolu, işçi sınıfı ve emekçi yığınların yaratıcı, üretici ve mücadeleci gücüne dayanmayı başarabilmekten, onları sorunların çözümüne ortak etmekten ve çözümlere katmaktan geçer.
Sömürülen ve ezilen yığınların politik öncüleri, zindanlarda sermaye ve faşizmin kahpe saldırıları ve vahşetine yine maruz kaldılar. Bu katliamların sayısı onlarcadır ve her biri siyasi ve ideolojik içerikli, stratejik ve taktik hedeşi bilinçli seçimlerdir.Çün-kü sömürgeci faşist rejimin en büyük korkusu, işçi-emekçi yığınlarının öfkesi ve uyanışının, devrimci ve komünist öncü ile buluşmasından duyduğu korkudur.Bu türden saldırılar, aslında işçi sınıfı ve emekçilere, onların özgürlük ve toplumsal kurtuluş savaşımlarına karşı saldırılardı r.Onları ücretli kölelik düzenine, kapitalizmin hastalıkları ve kötülüklerinin sonuçlarına razı etmeyi, umutlarını ve mücadele azimlerini kırma ve uyuşuk yığınlar olarak kalmalarını sağlamayı amaçlayan eylemlerdir.Ne yazık ki, bu türden siyasi ve toplumsal saldırılara, baskı ve yasaklara karşı devlet, sermaye ve hain sendika ağalarının etkisindeki işçi sınıfının tepkisi yeterince görülemedi. Sadece ilerici, devrimci ve komünist güçlerin sahip oldukları sendikal mev-zilerden tepkiler yükseldi, saldırılar lanetlendi.Zayıfta olsa işçi sınıfı ve sendikalar cephesinde protestoların yükselmesi, bunun giderek yayılma ve büyüme eğilimine girmesi; baskı, katliam ve adaletsizliklere uğrayan toplumsal kesimler ve devrimci öncülerden önce işçilerin kendi sınıf çıkarlarına sahip çıkması ve o uğurda mücadele yürütmesi bilincinde bir uyanışa, örgütlülüğünün gelişmesine ve savaşımına hizmet edecektir.
Devrimci ve ileri işçilerin, ilerici sendikacıların tepkileri, Karyapsan işçilerinin kısa süreli iş bırakma eylemi, yoldaşlarının mücadelesi vb. işçi sınıfının komünist önderlerinden S. Yeter'in işkencede katledildiğinin itirafı anlamına gelen işkence raporunun hazırlanmasını getirdi.Oysa bu sahiplenme daha kitlesel, örgütlü ve güçlü olsaydı, Ulucanlar'da faşizm o kadar pervasız davranamazdı. Ne yazık ki, aynı şeyi devrimci tutsakların katliamına gösterilen zayıf ve güdük tepkilerde de gördük. Sermaye ve faşizmin Kürt halkına, devrimci ve komünist öncülere saldırılarına sessiz kalan bir işçi sınıfı, ücretli köleliği, yoksulluğu ve aşağılanmayı yaşamaya devam eder.
Bugün işçi sınıfı ve emekçi yığınlar, burjuvazinin uyuşturucu, alıklaştırıcı, sınıf çıkarlarına yabancılaştırıcı ideolojik ve siyasi hegemonyasının derin etkisi altındadır. Yı-ğın-lardaki bu etki, ancak devrimci kitle eylemleriyle, sınıf savaşımıyla, devrimci propaganda, ajitasyon ve örgütleme çalışma-sıyla kırılabilir. Ve onları, sınıf çıkarları doğrultusunda örgütleyecek ve bilinçlendirecek, demokratik ve sosyalist savaşımın-da yönlendirecek ve yönetecek tek politik güç ise, komünist öncüdür. Komünist öncünün pratik eylemi, proletaryanın sınıf mücadelesini yönetmek, onu sosyalist ve demokratik görünümleriyle örgütlemektir. Çünkü ancak komünistler proletarya hareketinin koşulları, akışı ve genel sonuçlarını kavrama üstünlüğüne sahiptirler.
Sermaye ve Türk burjuva devleti, işçi sınıfı hareketiyle komünist hareketin buluş-masını, bu doğrultudaki çalışmaları engellemeyi ve siyasi öncüleri etkisiz kılmayı ba-şardığı için, kazanılmış hakları gasp edebiliyor, devrimci öncüleri katletmekte pervasız davranabiliyor; sömürülen ve ezilen yığınları şiddet, katliam, yasak, gözaltı, hapis, gösterilere saldırı vb. yöntemlerle ilgisiz, umutsuz, uysal ve çaresiz kılabiliyor. Ve yine komünist hareket ile sınıf hareketinin birleşememesi, ayrı yollarda yürümesi, iki hareketin de zayışaması sonucunu do-ğurmuştur. Öyle ki, işçi sınıfı, sendikal örgütlülüğünü ve demokratik haklarını bile koruyamaz duruma getirilmiş, siyasal öncünün önderliği, katkısı ve yönetiminden yoksun bırakılmış, böylece işçi sınıfı hareketinin iç dinamikleri daha rahat parçalan-mış, güçten düşürülmüş ve bozulmuştur. Devrimci proletaryanın komünist öncüsünün siyasi ve ideolojik etkisinden uzak olu-şu ise, devrimci hareketin ve öncünün politik faaliyeti ve örgütsel çalışmasını zayışat-mıştır.
İşte bu koşullardaki işçi sınıfının bilincini uyandırma, örgütlülüğünü yükseltme ve sınıf çıkarları doğrultusunda savaştırma ancak komünist öncünün iradi, kasıtlı, planlı ve sistemli faaliyetinin ürünü olabilir. Ve bu görev, ancak nesnel ve öznel koşul-ların zorluklarına, yetersizliklerine takılmadan, boyun eğmeden, yakınmadan, pratik girişimleri çoğaltarak; partiyi işçi sınıfı hareketiyle buluşturacak ilk temas noktaları olan fabrika hücrelerini örgütlemenin temeli yaparak, onları işlevli kılarak yerine getirilebilir. Komünistlerin görevi, sosyalist dü-şünce ve siyasal bilinci işçi sınıfına götürmek ve kendiliğindene! işçi hareketi ile bağlantılı devrimci partiyi oluşturmak, inşa etmek ve örgütlemektir.
Kuruluş Belgeleri'nin "Sınıf çalışması-nın güçlü ve etkili olabilmesi için, fabrika ve işletmelere yönelik çalışmalar merkez-de(aç-SP) tutularak, sendikalar içinde, işçi semtlerinde vb. sınıfın bulunduğu her alanda yürütülmesi, komünist çalışmanın sınıfı dört bir yönden kuşatması gerekir" (S. 126) biçiminde öngördüğü çalışmanın niteliği ve düzeyi yakalanmış değil, hâlâ çalışmalarda "..iradi, örgütlü bir durumdan çok, rastgele ve kendiliğindenci (iyimser yorumla yarı kendiliğindenci -SP) bir durum egemendir."
Seçilmiş ve planlanmış fabrika ve işyerlerine, işletmelere yönelim zayıftır. Çalışmanın sürdürüldüğü fabrika ve işletmelerde ise örgütlü ve planlı bir çalışmada ya da böylesi bir çalışmanın sürekliliğinden söz etmek oldukça zordur. Parti çalışmaları bireylere, en fazla dar işçi çevrelerine yönelik olmaktan çıkarılamadı. Kitle ajitasyonu sistemli, bütünlüklü ve sürekli olmaktan uzaktır.
Oysa komünist öncünün teorisinde, programında ve çalışmalarının örgütlendi-rilmesinde işçi sınıfı çalışması; sınıf çalışmasında ise fabrika ve işletme çalışması merkezde durur, diğer çalışma alanları fabrika çalışmasının yerine geçirilemez, ancak onu bütünler ve destekler. Şüphesiz ki , sınıf çalışmasının sendikal çalışma ve semt çalışması ayağı da vardır ve parti, bu alanlardaki çalışmayı ve yarattığı genel politik etkiyi ve atmosferi fabrika çalışmasını güçlendirmenin, işçi sınıfını kuşatmanın aracı yapar, ancak hiçbir zaman fabrika çalışmasının yerine ikame edemez.Her halükarda bu çalışmanın ekseninde "fabrika ve işçi havzaları esasına bağlı" bir örgütlenme çalışması durur. Çünkü ekseninde fabrika çalışmasının olmadığı bir sınıf çalışması, kendisini üretemez, işçi sınıfını devrimcileştiremez.
İşyeri ve fabrikalarda örgütlenme, siyasal gelişmelere etkin, kitlesel ve güçlü tepki vermeyi, çalışmalarda somut ürünler almayı , partili yaşamda çalışmanın üretici hazzını ve mutluluğunu hissetmeyi sağ-lar.Devrimci coşku, canlılık ve motivasyonla çalışmanın niteliğini yükseltir.Teori ve pratiğimizin uyumunun haklı sevincini yaşatır ve teşvik eder.
Siyasal gösteri ve etkinliklerde kitlesel katılımdaki düzeyin her partilinin değerlendirmesinde ilk yere oturması, moral ve motivasyonu etkilemesi tesadüf değil-dir.Ve dikkate alınmak durumundadır.Bir siyasal partinin durgunluk ve zayışama dönemleri olabilir, ama bu, izahı mümkün olmayan boyutlarda ve sürede devam ederse, normal karşılanamaz ve çözüm arayışlarına yönelmek zorunlu olur.Komü-nist öncünün örgütsel inşa , kitle ilişkileri ve çalışmasında bir süreden beri bir daralmanın yaşandığı ortadadır.Bunda nesnel koşulların büyük etkisinin olduğu yadsınamaz, ancak öncüye bağlı, onun çalışma tarzı ve yöntemlerinden kaynaklı eksiklikler, yetmezlikler ve hatalar büyük rol oy-nadı.Devrimci politik etkinin örgütlendirilmesi, kadroların ve örgütlerin niteliğinin geliştirilmesi, örgütlenmenin temeli olan fabrika ve işletme hücrelerinin inşa edilmesi, kitle bağlarının geliştirilmesi konularında ihtiyaç ve görevlerin her seferinde ifade edilmesi böyle olduğunu kanıtlamaya yeter. Burada Parti örgütlenmesinin temeli olan işyeri ve fabrika hücreleri önemli bir yer tutar.Partiyi işçi sınıfına taşıyacak bu örgütlerin sınırlılığı ve yeterince işlevli olmaması en büyük handikapımızdır.Pro-letarya partisi bu düğümü çözmek, bu eşiği aşmak; kendisini işçi sınıfı içinde oluşturmak, inşa etmek, büyütmek ve yeniden üretmek zorundadır.Bu görev hiçbir gerekçeyle ertelenmeyecek ya da tavsatılmayacak kadar büyük ve hayatidir.
Bazı teorik belirleme, öngörü ve doğruları hatırlatmak belki can sıkıcı olabilir, ancak anlaşılmadığı, devrimci pratikte karşılığını bulmadığı sürece tekrarlanması pahasına da olsa yinelemek yerinde olacak. Enternasyonal işçi sınıfının komünist önderleri Marks ve Engels, bir mektuplarında şunları yazarlar: "Enternasyonalin kuruluşunda şu savaş çağrısını kesinlikle formüle ettik: İşçi sınıfının kurtuluşu, işçi sınıfının kendi eseri olmalı-dır.Öyleyse biz, işçilerin kendi kendilerini kurtarmaya yetecek bir düzeyde yetişmediklerini ve insansever büyük ve küçük-burjuva yoluyla ancak tepeden inme kurtarılmaları gerektiğini açıkça söyleyen kişilerle aynı yolda olamayız."(işçi Sınıfı Partisi Üzerini-sy.131) işçi sınıfı demokratik ve sosyalist savaşımında şüphesiz ki, diğer emekçi sınıf ve tabakalarla ittifaklar yapacak, birlikte yürüyecek, onları yedekleyecektir. Ancak bu, hiçbir toplumsal sınıf hareketinin sosyalist proletaryanın savaşımının yerine ikame edilmesi anlamına gelmez, aksine işçi sınıfı, siyasal öncüsü önderliğinde geleceğine kendisi karar verecektir.
Yine mantıksal ve tarihsel olarak defalarca kanıtlandı ki, sınıf savaşımındaki ka-zanımların ve ürünlerin güvencesi de işçi sınıfının sendikal/siyasal örgütlenmesi ve savaşması düzeyine bağlıdır. Çeşitli milliyetlerden işçi sınıfı, bunu 12 Eylül sonrası iktisadi ve siyasi baskılar süreçlerinde defalarca yaşadı. Ve kanıtladı. Lenin, 1905'te ve Rusya'da, "..devrimin gidişi ve sonucu ne olursa olsun, şu veya bu olaylar onu çabucak durdursa bile, devrimin tüm gerçek kazançları ancak proletarya örgütlendiği oranda sağlamlaştırılabilir ve güvenilir hale getirilebilir" (Partileşme Süreci, Lenin) diyor ve kazanımlar), sınıfın siyasal ve toplumsal gücüne, iradesine ve örgütlülüğüne dayandırıyordu. Bütün bunlar ve ileride başka yönleriyle de değinmeye çalışacağımız konular, sınıf çalışmasının yerine başka bir çalışmanın ikame edilemeyeceğini veya bu çalışmanın ertelenmeyeceğini fazlasıyla göstermektedir.
Bizde Parti örgütlenmesinin temeli olarak fabrika ya da işletme hücreleri, bir yerde idealize edildi, adeta erişilmesi olanaksız bir hedef gibi görüldü. Bu mükemmeliyetçi yaklaşım, komünist öncüyü hücre çalışması ve inşasında tutuk kıldı, alıkoydu ve çalışmayı dağıttı. Oysa Komünist Enternasyonal belgelerine (1926) bakılırsa üye partilerin işletme hücrelerinin sorunları tükenmek bilmez, bu kaçınılmaz da. Hazırlanan bir raporda şöyle deniliyor: "Ele geçen hücre raporları, hücrelerin ancak çok az bir bölümünün düzenli siyasal çalışma, gerçekte iyi bir çalışma yürüttüklerini gösteriyor." (3.Ent. S.90) Burada çıkaracağımız sonuç şüphesiz ki, işlevsiz hücreler inşa etmeyi hedeşemek değil. Kurulacak hücrelerin mükemmel olmayabilecekleridir. Zira her kurulan hücre, çalışma süreci içerisinde hatalarından arınır, kendisini örgütler ve ihtiyaca yanıt vermeye başlar. Hücre üyeleri, hücre faaliyeti içerisinde ideolojik düzeylerini yükseltir; yeteneklerini geliştirir, çelikleşir, çalışmasının niteliği ve düzeyini yükseltir. Siyasi ve örgütsel sorunlar üzerine tartışma, derinleşme ve çözüm arayışlarına girer, ortak çözüm yolları ve yöntemlerinin üretilmesine katılır. Fabrika veya işçi havzaları hücreleri de, devrimci çalışma ve eylem içerisinde niteliğini geliştirecek, yetkinleşecektir.
1924-25 yıllarında 3. Enternasyonal'6 üye bazı partilerin hücre sayılarını buraya aktarmakta yarar vardır. Fransa(2500), Çekoslovakya(1301), İngiltere(177), ABD(300), Avusturya (129), Romanya (150) vb. Bu partilerin çoğunluğu legal, ancak illegal olanlar da vardır. Keza şüphesiz ki, dünyanın o günkü koşullarında işçi sınıfı hareketi daha gelişkin, savaşımı daha yüksekti. Ama bu durum, proletarya partilerinin örgütlenmesinde yönelim ve hedeşer bakımından bir fikir veriyor. Bugünkü iktisadi, toplumsal ve siyasi koşullardaki gelişme ve değişmeler, toplumsal üretim sürecindeki gelişmeler, her ülkedeki özgünlükler fabrika hücrelerinin örgütlenmesinde bazı özgünlükler getirebilir, ama bu komünist örgütlenmenin özünü değiştirmez. Proletarya partileri örgütlenmenin temeli olarak hücreleri, hücre faaliyetinde de üretim birimini, fabrikayı esas alırlar.
Proletarya partisinin, işçi sınıfı içerisinde politik güç olmaya yönelmesi ve kendini oluşturması; kitle çalışması ve politik faaliyetinde etkin olmanın yolunu açacağı gibi; yapısal ve kronik hal alan kadro, örgüt ve çalışma yöntemlerine ilişkin sorunların çözüm yoluna girmesi, örgütsel süreklilik ve kalıcılığın güvenceye alınması, parti güçlerinde emekçilik, disiplin vb. özelliklerin yerleşmesi bakımından da önemlidir.
Proletarya Partisinin Politik Mücadelede Başlıca Toplumsal Dayanağı Proletaryadır
Sosyalist öğreti, proletaryanın sınıfı öğretişidir, sosyalizmi siyasal ve toplumsal olarak gerçekleştirecek başlıca toplumsal sınıf proletaryadır. Kapitalizmin yükseliş koşullarında ne zamanki proletarya bir siyasal ve toplumsal güç olarak tarih sahnesine çıkmaya başladıysa, Marks ve Engels de bu maddi toplumsal gücün akışına, hareketine, onun gelişme yasalarına dayanarak sosyalist teoriyi oluşturdular. Ve sosyalist teorinin ölümsüz ilkeleri, çok geçmeden 1917 Ekim Devrimi ile karşılığını buldu. Ve sosyalizm pratiğini yaşadı.
Komünist öncünün, sömürüşüz ve sınıfsız bir dünya uğruna savaşım yürüten politik bir güç olarak coğrafyamızda varlığı, 10 milyonu aşan işçi sınıfına dayanmayı, proleter siyasal orduyu oluşturmayı hedeşemesi teorisi ve pratiğinin bir gereğidir. Demokratik devrim sürecindeki Rusya'da 1894 yılında kapitalizmin gelişmişlik düzeyi, proletaryanın nicelik ve nitelik gelişme düzeyi bugünkü Türkiye'ye göre daha geriydi, ve o gün, sınıf çalışmasına yönelik Lenin şunları belirtiyordu: "Bizim çalışma-mız her şeyden önce ve en başta, fabrikalarda ve atölyelerde çalışan işçilere, kentli işçilere yöneltilmiştir.1"(İşçi Sınıfı Partisi Üzerine- 158)
Politik öncünün çalışmasını, işçi sınıfı merkezli yürütmesini Kuruluş Belgeleri "...programın odağında, toplumun sonuna değin en devrimci sınıfı olan proletarya durduğuna göre çalışmaların da öncelikle açık bir bilinç ve kesin bir irade ile sınıfa yöneltilmesi"(aç-SP) (S. 125) gerektiği biçiminde öngörüyordu. Komünist öncü programının odağına, işçi sınıfı en devrimci sınıf olduğu, geleceği temsil ettiği için yerleştiriyor. Ve bu stratejik bir bakış açısı ve tespittir, konjonktüre! ve hareketliliğe göre değişen bir şey değil. Durgunluk veya hareketliliğe göre programın odağına yer-leştirilmiyor.Tarihsel/toplumsal, sınıfsal ve siyasal rolü nedeniyle yerleştiriliyor. Bu, aynı zamanda işçi sınıfından daha devrimci bir sınıf olmadığı anlamına geliyor. Peki çalışmaların "açık bir bilinç"le , "kesin bir irade" ile sınıfa yöneltildiği söylenebilir mi? Sınıf çalışması gerçekliği, buna olumlu yanıt vermiyor. Olumlu yanıt verilmemesinin bir nedeni "açık bir bilinç" ve "kesin bir irade" zayışığı ise, diğeri pratik girişimlerin nesnel ve öznel koşullara karşı direnç gös-terememesidir. Parti belgeleri ve yayınlarında işçi sınıfı çalışmasının siyasal ve örgütsel sorunlarına vurgu fazlasıyla mevcuttur. Ne var ki, bunun yeterince kavrandığı, pratik çalışmaların buna göre düzenlendiği aynı kesinlikle söylenemez.
Birlik devriminden sonra yeni politika yapış tarzının birçok unsuru, birçok özelliğinden biri devrimci pratiğin merkezine işçi sınıfını almak ise, bir diğeri yığınlara yönelik politik faaliyettir. Kuruluş belgelerinde, "komünistler dikkat ve enerjilerini, sınıf hareketine önderlik, sınıf hareketini arkalama sorununa yoğunlaştırmak ve radikal bir biçimde kendine dönüklükten, kendisi için politika yapma tarzından kurtulmak zorundaydılar, zorundadırlar" (S. 122) deniliyordu. Bunun bütünlüklü devrimci çalışma tarzında ve sınıf çalışması alanında karşılığını bulduğu söylenemez. Çünkü bunun için en başta partinin pratik politika ve taktiklerini işçi sınıfına taşıyacak fabrika ve işçi havzaları hücrelerinin olması, bu yetmiyor bu hücrelerin işlevli olması gerekir.
Yığınlar üzerindeki siyasi etki ve nüfuz, marksist propaganda ve ajitasyonun, politik savaşım ve örgütlenmenin genişletilme-si ve derinleştirilmesine bağlıdır. Proletarya partisi, ancak her dönemde, devrimci yükseliş, yenilgi ve durgunluk dönemlerinin tümünde savrulmadan, pusulayı şaşırma-dan marksist çalışmayı sürekli, düzenli ve sapmadan yürütürse bu etkiyi kalıcı ve üretici kılar. Lenin, "Bu çalışma olmazsa siyasal etkinliğin bir oyuncak durumuna düşmesi kaçınılmaz olur, çünkü proletarya için bu etkinlik, ancak, belli bir sınıfın yığınını sarsması, onun ilgisini uyandırması ve onu olaylara etkin ve öncü biçimde katılmaya götürmesi halinde ve bu ölçüde ciddi bir önem kazan/r."(Agk, S.235, aç-SP) diyordu. Marksist leninist komünistler, siyasal savaşımda büyük sıçrama ve önemli siyasi nüfuz sağladılar, bu siyasi etki ve nüfuz yığınları uyandırdı, mücadeleye "etkin ve öncü" biçimde katılmasını getirdi, ancak bu etki örgütlenemedi, uzun süre devam etmedi, dolayısıyla o devrimci etkinin yerini başka renkten siyasi etkiler doldurdu.Peki neden böyle oldu? Çünkü, elde edilen siyasal etkiyi, yeniden üretmenin girdisi yapacak olan parti örgütleri ve yapı taşları fabrika hücreleridir. Örgütsel inşa ve niteliğin yükseltilmesidir. Örgütleme çalışması zayıf olunca doğal ki, boşluğu başkaları dolduracaktır.
Bu bilinç ve bakış açısına sahip proletarya partisinin Kuruluş Belgeleri'nde semt çalışması ve diğer alanlardaki parti çalışması sınıf çalışmasının karşısına konmaz, aksine semt çalışması işçi sınıfını kuşatmanın temel bir aracı görülür ve semt çalışmasının sınıf çalışması boyutu, "Semt parti örgütleri, parti örgütlerinin hedeşediği işkollarını, fabrika ve işletmeleri daima gö-zönünde tutmalı, bu hedeşeri destekleyecek biçimde yeni ilişki ve bağlantılar kazanmaya yönelmelidir" biçiminde formüle edilir, sınıf çalışmasına yöneltilen ana güçlerin bir bölümünün semtlerde görevlendirilmesi gerektiği belirtilir, ancak bu, "sınıfa yönelik çalışmanın, fabrika-işletme temelinde ve sendikalar içinde ihmal edilemez çalışmanın zayışatılması ya da bir kenara bırakılması pahasına olamaz" denilerek sınıf çalışmasının altı çizilir. Keza, "gençliğe yönelik çalışma, ana güçlerin sınıfa yöneltilmesinden sapılmaksızın ele alınması"na dikkat çekilir, aynı duyarlılık ve titizlik gösterilir.
Sınıf Çalışması Zorluklarla Doludur
Sermaye ve burjuva devleti, devrimci çalışma yürüten işçilere gözdağı verme, onları çeşitli baskı yöntemleriyle geriletme ve politik faaliyetlerden uzaklaştırma yoluna sokmak için uğraşacaktır. Çeşitli genel direniş sonralarında öncü ve ileri işçilerin tırpanlanması örnekleri çok yaşandı.O nedenle işçiler çeşitli kaygılar taşıyabilecek, tutuk kalabileceklerdir. İşçileri partiye kazanmak zordur, çalışmada sabır, inat ve istikrar ister. Günlük başarı peşinde koşanlar işçileri etkileyemez, örgütleyemez. Orta ve uzun süreli siyasi/örgütsel yatırımlar, dönemsel çalışma planları yapmayanlar işçileri kazanamazlar. Devrimci çalışmayı planlamak yetmez, bu planların pratiğe geçirilmesinin önünde görünür görünmez iç ve dış engeller, dirençler vardır, bu engel ve dirençler nesnel ve öznel koşullara bağlıdır. Durumun "siyasal ve örgütsel gerçekliğimizin ihtiyacı" biçiminde izah edilmesi, işçi sınıfının geri bilinci, sınıf hareketinin parçalı ve bazen durgun hali, işçilerin kimlik erozyonu yaşıyor olması, farklı siyasal eğilimler taşı ması ve şovenizmin güçlü etkileri altında olması; genel olarak parti çalışmasında, özel olarak sınıf çalışmasında kısa, orta ve uzun vadeli plan ve yatırımların yapılmasına engel olamaz. Sonuçta devrimci pratik sınırlı olanak, kadro ve güçlerle yürütülür. Görece bu sınırlı olanak ve güçlerin değerlendirilmesi belirli öncelikleri, tercihleri her zaman getirebilir. İşte öylesi anlarda stratejik düşünme, geleceğe örgütsel yatırım yapmanın önemi küçümsenemez. Bir çalışma planı genel siyasal ve toplumsal gelişmelere bağlı bir esneklik, özgünlük taşımalı; ancak bu, planları geçersiz ve uygulanamaz kılmamalı, çalışmaları telafisi zor biçimde kesintiye uğrat-mamalıdır.
Lenin, "işçilerle onları suçlamadan konuşabilecek, bir düşünceyi söyleyerek değerlerinin ne olabileceğini ima edebilecek devrimciler gerekli"ö\r, diyordu. Daha başında işçi sınıfının geriliklerine, yabancı ideolojilerin güçlü etkilerini taşımasına adeta öfke duyan, buradan hareketle küçümseyen, işçi sınıfı hareketinin dipten kaynaşması ve güçlü dalgası yerine yüzeydeki görüngülere takılan, günü birlik ürün peşinde koşan çalışma tarzıyla, işçilerin partinin ideolojik ve siyasi etkisine ka-zanılamayacakları açıktır.
İşçi sınıfının öncü müfrezesi, kendini işçi sınıfı içerisinde oluşturur. O, işçi sınıfının en ileri kesimini kapsar ve sınıfın öncü politik kurmayıdır. İşçi sınıfının organik bir parçasıdır. Gücünü ve gelişmesini sağlayan bu canlı, dinamik ve hareketli bağdır. Parti, işçi sınıfı hareketi ve savaşımı içerisinde kendisini oluşturur, yeniden üretir, ama bu, ekonomik/sendikal mücadele alanı değil, işçi sınıfının siyasal iktidar mücadelesi alanıdır. Bu da ancak, siyasal öncüsü önderliğinde bütün toplumsal ve siyasal yaşama ilişkin sorunları işçi sınıfının demokratik ve sosyalist savaşımının konusu yapmakla, sınıfın bilinç ve örgütlenme düzeyini yükseltmekle başarılabilir. İşçiler, sendikalar, kooperatişer ve diğer kitlesel örgütlerde örgütlenmekle bazı iktisadi kırıntılar sağlamanın ötesine varamazlar, hatta bırakalım ücretli kölelik düzeninden kurtuluşu, kazanılmış demokratik ve iktisadi hakları bile güvencede tutamazlar. İşte Sosyal Güvenlik Yasası ile kazanılmış hakların gasp e-dilmesi en son örnek, yenileri ise sırada bekliyor.
Parti çalışması, kitle çalışmasıdır, politik ve örgütsel çalışmadır. Partinin politik faaliyetinin görevi, işçi sınıfının politik sınıf bilincini ve politik örgütlenme düzeyini yükseltmek; burjuva ve küçük burjuva siyasi parti ve akımların ideolojik ve siyasi etkisi ve hegemonyasından kurtarmak, sınıf çıkarlarına yabancılaşmış, geri ve başkası için sınıf olan geniş işçi ve emekçi yığınları partinin devrimci etkisi altında örgütlemek, savaştırmak ve işçi sınıfı iktidarı hedefine ulaştırmak; sosyalist iktidar koşullarında sosyalizmi inşa etmek ve kesintisiz devrimle sınıfsız bir dünyaya ilerlemektir.
Komünist öncünün işçi sınıfı ve emekçi yığınların mücadelesine önderlik etmesinin sihirli bir anahtarı yok, eğer her şeye karşın bir anahtar gerekiyorsa, o da partinin siyasal çizgisi doğrultusunda doğru bir kitle çalışması yürütmektir. Komünistler, somut ve nesnel koşulları kendi devrimci istek ve niyetlerine dayanarak değerlendiremezler, geniş kitlelerin devrimci bir çizgi ve pozisyona çıkarılmasını kolaylaştıracak çalışmaları, örgüt biçimlerini, sloganları devreye sokarlar. Unutulmamalı ki, komünist öncü için "eskimiş" olan, kitleler için de eskimiş, siyasal olarak miadını doldurmuş sayılmaz. Bu durumun yanında, öznenin, öznel güçlerin gerçekliği hesaba katılmadan belirlenen her taktik ve pratik politika, ölü doğmaya mahkumdur. Komünistler kitlelerden, işçilerden öğrenmesini bilmelidirler, hiçbir komünist bunu reddetmez, ancak genellikle bu az yapılır. Diğerleri bir yana, yerel çalışma alanlarında sistemli ve sürekli bir bilgi akışının gerçekleşememesi böyle olduğunu gösteriyor. Zaten çalışma alanlarında "mülteci" kalmak, parti çağrılarının gerekli yankıyı bulmaması da bunu gösteriyor.
Parti, işçi sınıfı ve emekçi yığınların devrimci siyasallaştırılması için vardır. O nedenle kitle çalışmasını kolaylaştıran, ön açan ve sonuç alan çalışma yöntemleri bulması, onlara başvurması ve gelişmelere bağlı olarak onları geliştirmesi veya değiştirmesi önemlidir. Kadroların kitle çalışması konusunda aydınlatılması ve ufuklarının genişletilmesi; gerektiğinde yakın durarak pratikte yardımcı olunması, kavratmanın ve eğitmenin en etkili yolu olabilir.
Parti çalışması ve örgütlenmesinde, kitle ilişkilerindeki zenginlik ve canlılık, yığınlarla bağ kurma yeteneği, çabası ve başarısı, doğal önderlik vasışarı yaşadığımız süreçte kadroları seçme, yükseltme, eğitme ve görevlendirmede bir ölçüt olmalı, bir anlam ve değer ifade etmelidir. Doğal ki bu, aynı zamanda örgütçü özelliklerin de dikkate alınmasıdır. Çalışmalardaki yöneticilik zaaşarı ve yetmezliklerin, görevler altında ezilmelerin yöneticilerde doğal önderlik vasışarının taşınmaması ya da zayışığı ile dolaysız bağı vardır. Demek ki, burada kitle çalışması, kitle bağları ve kitle ilişkilerindeki zenginlik kadro politikasında temel bir unsur oluyor. Ayrıca-parti, yığınlar üzerinde politik etkisinin derinleştirilmesi ve genişletilmesi faaliyetini üretir, sistemli ve sürekli hale getirirse, kadroların da kitle ilişkileri gelişir, kalıcılaşır. Çünkü her çalışma tarzı kendi kadro tipini yaratır, biçimlendirir, üretir.
Kitle çalışmasına ilişkin Lenin şunları belirtiyordu: "Öncü, yığına hizmet etmek ve onun doğru olarak anlaşılmış çıkarlarını dile getirmek için, örgüt, tüm çalışmasını yığına yöneltmeli ve bu arada ondaki tüm iyi güçleri sonuna kadar kendine çekmeli, yığınlarla bağının korunup korunmadığını, canlı olup olmadığını her adımda, dikkatle ve nesnel olarak gözden geçirmelidir. Böyle ve yalnız böyle, öncü, yığını eğitir ve öğretir, onun kendi çıkarlarını dile getirerek, ona örgütlenmeyi öğretir ve yığının tüm etkinliğini bilinçli sınıf politikası çizgisine yöneltir." (Agk, s. 309) Evet, Parti çalışmasın-da yığınlarla kurulan bağların korunmadığı, canlı ve politik biçimde sürdürülmediği, bunun "dikkatle ve nesnel olarak" gözden geçirilmediği, sorgulanmadığı, ortaya çıkan sonuçlardan sıkıntı duyulmadığı, bunun yeterince sorun yapılmadığı bir gerçeğimizdir. Bu, siyasal ve örgütsel pratiğin etkisi ve sonuçlarından görülüyor. Kitle çalış-masının sorunları ve yöntemleri üzerine düşünsel planda ve adamakıllı bir yoğun-laşma, çözüm arayışlarını getirecek açılımlar yapılamadı, örgütsel inşa ve işletme hücrelerindeki zayışıklar devam etti.
Parti çizgisi ve çalışma disiplini, ortalama işçi hayatını sürdürmeyi, onlarla pay-laşmayı, onların sorunlarını, istemlerini ve duygularını anlamayı, ruh hali ve nabzını ölçmeyi, yoldaşça ilişki geliştirmeyi, ihtiyaçlarını özenle ve saygıyla karşılamayı öngörür. Ve tüm bu görevleri, niteliği ve niceliği gelişen parti hücreleri yerine getirir, çünkü kitlelerle ilk temas noktaları bu hücrelerdir. Ayrıca bu durum parti örgütleri ve kadroları bakımından ağır, bunaltıcı gelirse, bu koşullar çekilmez görülürse çok doğal ki çalışmanın ilerletilmesi mümkün olamaz.
Hücre Temelinde Örgütlenme
Kapitalizm, işçi yığınlarını toplumsal üretim sürecinde büyük fabrika veya işlet-melerde bir araya getirir, birleştirir ve yığar. İşçi sınıfını nicelik ve nitelik olarak geliştirir. Kapitalizm, işçilerin kapitalizm öncesi top-lumlarla, her türlü feodal kan bağı ve akraba bağlılığı ilişkisini kopartır, iktisadi bağımlılık dışındaki kişisel bağımlılığa son verir. İşçileri kapalı toplumun bön kültürünün etkisinden kurtarır, düşünmeye iter, dayanışma ve örgütlenme bilincinin gelişmesi zeminini yaratır, ilerici ve devrimci dü-şüncelere açık hale getirir.
Emek ve sermaye, her an ve en açık haliyle fabrikalarda karşı karşıyadır. Fabrika, emek-sermaye çatışmasının başlıca alanıdır. Kapitalizmde sömürü ve üretim hücresi fabrikadır. Artıdeğer, toplumsal üretim sürecinde fabrika ve işyerlerinde üretilir. İşçi sınıfının toplandığı, üretim süreci ve üretim araçlarının bir parçası haline getirildiği fabrikalarda, işçiler arasında güçlü toplumsal ilişki ve organik bağlar oluşur. İşçiler, iş kazalarını, alınteri dökmeyi, üretmeyi ve yaratmayı, çalışma ve yaşam ko-şullarının kötülüğünü, toplam üretim değeri ile bölüşüm, ücretler arasındaki çarpıklığı, büyük uçurumu; sefaleti ve yoksunluğu her gün birlikte görür ve yaşarlar. Sonuçlarını ortak olarak yaşadıkları bu nesnel sınıf çıkarları, fabrikada dayanışma, birlik ve mücadelenin de zeminidir.
Marksist leninist komünistler, "sınıfa yönelik çalışmaların örgütlenmesi, emek sermaye çelişkisinin beşiği ve kapitalizmin hücresi olarak fabrika ve işletmeler temelinde ele alınmalı.."derlerken aynı argümanlardan hareket ediyorlardı.
İşçi sınıfının toplumsal rolü denilince, onun nicelik ve nitelik gelişmesi, özel mülkiyetten yoksunluğunun yanında toplumsal üretimde tuttuğu yer akla gelir. Sınıfın gücü, her şeyden önce üretimde tuttuğu yerden kaynaklanır.Ve bu yer, fabrika tarafından belirlenir. Kapitalizmde değişim için üretim yasasının işlediği yer, metanın üretildiği fabrikalardır. Kapitalist üretimin ön-koşulu, sermaye ve işgücüdür.Toplumsal üretimde işgücü belirleyicidir. O nedenle işçilerin üretimi durdurması, hayatın durması, kapitalist üretim sürecinin felç olması sonuçlarını doğurur.
Fabrika ya da işyerleri, semt, sendika, emekçi kadın, esnaf ve gençlikle ilişkilerin kesiştiği bir alandır. Fabrikalarda yürütülecek komünist kitle çalışması, doğal ki tüm sınıf örgütlerini, diğer emekçi sınıf ve katmanları da etkileme yeteneği ve özelliğine sahiptir. Tersinden bu sayılan alan ve toplumsal kesimlerdeki parti faaliyeti de sınıf çalışmasını güçlendirir, besler ve büyütür. Çünkü bu çalışmalar, işçi sınıfı ve emekçileri siyasallaştırma ve örgütleme bakış açısı ve perspektifiyle yürütülür.
Kapitalizmin hakim olduğu ülkelerde kır kente, tarım sanayiye bağımlıdır.Tarımsal üretim araçları, yeni teknolojik girdi ve pazar ilişkileri bakımından da kır kente, tarım sanayiye bağımlıdır. Böyle olunca temel üretim araçlarının kamusal ya da toplumsal mülkiyeti, toplumsal üretimin denetimi ve yönetiminin proletaryada bulunduğu koşullarda; kentin, sanayinin, işçilerin iktisadi, toplumsal ve siyasal yaşam bakımından da kıra, tarıma, kır emekçilerine ve köylülere hükmetmesi, onları yönetmesi ve politikaları doğrultusunda harekete geçirmesinin olanak ve zeminini güçlendirir. Sosyalist proletarya ve partisi, bugünden temel ve kilit sektörlerde proletaryanın siyasal ve örgütlü bir güç olmasını hedeşemesi, programının ve bu amacının bir gereğidir. O nedenle öncünün sınıf içerisindeki çalışmasında fabrika çalışması temeldir.Ve her yerden ve her şeyden önce fabrikada örgütlenir.
Dünya komünist hareketinin partisi Komünist Enternasyonal'de, siyasi ve örgütsel kararların uygulanmasının odak noktasında, örgütsel faaliyetin odak noktasında; parti çalışmasının işletme hücreleri temelinde inşası ve örgütlenmesinin durduğunun altı özenle ve tereddütsüzce çizilir. "Partinin işletme hücreleri temelinde inşası ilkesi" denilmek suretiyle, fabrika hücrelerinin örgütlenmedeki önemi ve vazgeçilmezliği "ilke" düzeyinde ortaya konmuştur. O nedenle hiçbir gerekçe örgütlenmedeki bu görevin savsaklanması, geleceğe bırakılması ya da unutulmasını haklı ve geçerli kılamaz.
Bu görevin yerine getirilmesinde ve pra-Ekleştirilmesinde, zincirin merkezi halkası yerel parti örgütleri ve yönetimleridir. Parti teorisi, programı ve belgelerine uygun bir örgütleme çalışmasına önderlik etme ve yönlendirme görevleri bulunur. Fabrika ve işçi havzaları hücrelerinin günlük çalışmasına yardım edecek, ön açacak, yeni hücrelerin kurulması planları ve düzenlemelerini teşvik edecek ve denetleyecek bir asgari teorik ve siyasi birikim, bilgi donanımı olmadan bu ihtiyaçlara yanıt verilemez. Örgütsel rotanın fabrika ve işçi havzaları hücrelerine göre çizilerek ilerlemesi, komünist çalışmanın temel bir özelliğidir. Ve politik pratik faaliyet ve parti çalışmasının güncelleşmesini fabrika ve işçi havzaları hücreleri temeli üzerinde yerine getirmeyi, özel bir önem ve yönelim içinde olmayı öngörür. Siyasal ve toplumsal gelişmelere, aşağıdan, üretim birimlerinden, sınıf cephesinden çeşitli örgüt ve mücadele araçlarıyla; yani grev, iş bırakma, kitle gösterileri, direniş ve işgal eylemleriyle müdahale edilirse, destek sunulursa ancak işçi sınıfı kendisi için savaşacak örgütlülük ve bilinç düzeyine kavuşur.
Peki örgütlenmenin temelini fabrika ve işçi havzaları hücrelerine dayandırmak neyi getirecek? Öncelikle parti çalışması ve politik faaliyetinin canlanmasına yarayacak, partiyi işçi ve emekçi kitlelere yakınlaştıracak, kurumsallaşma ve kitleselleş-mede önemli bir rol oynayacaktır.Çünkü komünist öncü güçlerin kitlelerle ilk temas noktalarında, bağlarında sorunlar yaşanıyor, sıkıntılar yaşanıyor. Kitle ilişkilerinin kalıcılığı ve sürekliliği, kitle ilişkilerinin geliştirilmesi, örgütlendirilmesi, eğitilmesi ve niteliğinin yükseltilmesi konularında sorunlar yaşanıyor. Öncünün yığınların dinamizmi, canlılığı, yaratıcılığı, emekçiliği ve üreticiliğinden beslenmesi ve bunu çalışmasına katmasında sıkıntılar yaşanıyor. Bu yönlü sorunların bir kısmı çalışma tarzı ve yöntemlerine ilişkin, bir kısmı ise, kitle ilişkilerini örgütleme, disipline etme, yerinde görevlendirme, uygun tarzda çalışmalara katabilmede gösterilen yetersizlik ve yeteneksizliklerle açıklanabilir. Çalışmaların pratiği, düzenlenmesi, planlanması, üretken ve ilerletici kılınması, öncelikle partinin ilk temas noktaları olan hücrelerde örgütlenmenin geliştirilmesi ve derinleştirilmesine bağlıdır. Devrimci bir denetim, verimli ve planlı bir çalışma, alana, parti güçleri ve olanaklarına tam bir hakimiyet için de bu gereklidir.
Öncü, toplumsal ve siyasal sorunların biriktiği, çelişkilerin çoğaldığı ve keskinleştiği, kaynaşma ve tepkinin geliştiği, yığınların nabzını elinde tutmayı, onların istem, duygu ve iradesini devrimci yanıtlarla karşılamayı başarabildiği ölçüde onları arkasında sürükleyebilir. Keza yığınlar da öncünün siyasi öngörü, pratik politika ve sloganlarını politik savaşım sürecinde kendi öz deneyleriyle tecrübe eder, görür ve yaşarsa ancak bunu güven duyma ve sıkı ilişki kurmanın önemli vesilesi yapabilir.
Demek ki, partinin işyeri hücreleri temelinde inşası; parti örgütlerini işçi kitlelerine yakınlaştı n r, parti faaliyetini canlandırır, yeniden üretir; işçilerin güncel mücadelesinde ve sendikalarda komünist etkinin artmasına hizmet eder. İşyeri hücrelerinin inşası ile edilgen ve verimsiz fonksiyonerler aktif çalışmanın içine çekilir, işçi ve kitle örgütlerindeki komünist fraksiyonların sayısı ve gücü artar. Genel işçi toplantılarında, sendika şube kongrelerinde partinin siyasi etkisi ve nüfuzu hissedilmeye başlar.
Semtlerde, açık alan çalışmasında vb. bazı verimsiz ve edilgen yığılmanın çalışmaları geliştirme bir yana, kısırlık ve sorun ürettiği, çalışmayı ve devrimciliği yüzeysel-leştirdiği, ahlaki çehrede bozulmaya, yozlaşmaya ve çürütmeye yol açtığı bir gerçektir. Hatta bazı durumlarda ve çalışma alanlarında "mülteci durumda yaşama" örneklerinin hiç de az olmadığı, yaşanmaya devam ediyor. Kendini tekrar, toplumsal ilişkilerdeki zayışık ve kırılma, geri alışkanlıklar, devrimciliği, devrimci çalışmayı tüketir. Objektif olarak bu, sadece çalışanların güç ve enerjilerinin israf edildiği anlamına gelmez ve fakat kendilerinin de sorun teşkil etmeye başladığı anlamına gelir. Sözü edilen bu parti güçlerinin fabrika, işçi havzaları ve emekçi semtlerde fabrika, sokak ve semt hücrelerinde, çeşitli çalışma ve eğitim gruplarında örgütlendirmeleri ve görevlendirilmeleri, devrimci çalışmanın büyütülmesi ve çalışanların devrimcileştiril-mesinin ilk tedbiri olabilir. Bu yetmez, bu türden taraftar, kadro ve partili güçlerin üretim sürecine dahil edilmeleri hem disipline olmaları, hem yığınların canlılığı içerisinde devrimciliklerini üretmeleri, hem de sınıf çalışmasının geliştirilmesi ve güçlendirilmesi bakımından isabetli olacaktır. Açık ki, bunun pratik girişimleri, ancak günü kurtaran, dar pratikçi ve kendini tekrarlayan çalışmalardan köklü bir kopuş gerçekleştirilirse, bir netleşme ve kararlılık gösterilirse başlatılabilir.
Fabrika Hücresinin Kurulmasının İlk Adımları
Proletarya partisinin temel örgütü hücredir. Bu, her komünist partinin tüzüğünde de yer alır. Parti fabrika, işletme, işçi havzası, işçi kentleri, çeşitli sanayi sektörleri, sendikalar, kitle örgütleri, semtler, kırsal alan vb. işçi sınıfı ve emekçi yığınların bulunduğu her yerde, parti komiteleri, fabrika hücreleri ve çalışma gruplarının kurulmasını, işlevli ve etkin kılınmasını öngörür. Hücre, partiyi proletarya ve emekçi yığınlara bağlayan ilk temas noktasıdır. Hücre, partiyi politik, ideolojik ve örgütsel çizgisiyle yığınlara taşır, yansıtır. Hücre, fabrika ya da çalışma alanlarında partiyi yeniden üreten, büyüten canlı organik parçadır. Parti, hücrelerle yığınların nabzını ölçer, nefeslenir, kanlanır.
Parti, fabrika çalışmasında ilk olarak hücre çalışması, inşası ve örgütlenmesine yönelir. Çünkü çalışmanın planlanması, yönetimi, yürütülmesi ve önderliği için zorunludur bu. Hücrenin kurulması ve örgütlenmesi, çalışmanın gelişim yönünü gösterir, belirler. Bunun için ilk zamanlarda işçi havzası, işkolu, sektör ve sendikal alanlardaki hücreler, sokak hücreleri vb. yanında, çeşitli çalışma grupları fabrikalarda hücre inşasına yöneltile-bilir. İkincisi, çalışma planlarında mutlaka hücre, çalışma grupları vb. oluşturulması ve inşası somutlaştırılarak hedeşenmelidir.
İşletme Hücresinin Kurulmasının İlk Adımları
Parti çalışmasının fabrikalara yansıtılmasının ilk zorlu adımı, hücrenin olmadığı yerde, fabrika hücresi kurmanın ilk pratik girişimlerini başlatmaktır. Nesnel koşulların zorluklarını aşmak, eşiği geçmektir. Gerisi, atılan temel üzerinde yükselmek, hücre çalışmasının kendisini üretmesi, çalışma içerisinde yetkinleşmesi ve niteliğinin geliştirilmesiyle sağlamlaşmasıdır.
Parti komiteleri, her şeyden önce belirlenen fabrika ve işyerlerinde hücre oluşmasını çalışma planına dahil eder; yönetimi ve denetimini sürdürür, işçilerle dolaylı ve dolaysız gelişen her ilişkiye değer biçer, bununla fabrikaya uzanmayı düşünürse başarılı olur. Böylesi bağlantılar, şüphesiz ki, ancak parti çalışmasının verileri, ipuçları, olanakları, ilişkileri ve örgütlerinden hareketle kurulabilir. Bazı ilk bağlantı unsurları ve araçlarını sıralarsak:
1) Atıl kalan bazı kadro ve çalışanların hızla üretime seferber edilmesi, bazı partililerin hedef işyerlerine yerleştirilmesinin başarılması.
2) Bütün işçi ilişkileri ve bağlantılarının toplanması, tasnif edilmesi, parti güçlerinin işçi ilişkilerini taraması ve fabrika çalışmasının hizmetine sunması; her işçi ilişkisinin değerlendirilmesi; bu gençlik çalışmasındaki gençlerden birinin babası, amcası olacağı gibi, emekçi kadın çalışmasının bir elemanı, yüzü işçi sınıfına dönük semt çalışmasının kazandığı bir ilişki de olabilir.
3) Gençlik örgütünün endüstri meslek liselerinde planlı, seçmeli çalışması ve yönelimi, sınıf bilinçli kalifiye işçi olarak büyük fabrika ya da stratejik işyerlerine partili işçi yerleştirme imkanlarını doğurur; hazır partili bir kadroyla o fabrika kısa sürede komünist çalışmanın kalesi haline getirebilir. Onunla kalınmaz; aynı partili, başka bir işyerinde istihdamla yeni bir çalışmanın başlatıcısı olabilir.
4) Sendika ve işçi kitle örgütlerindeki parti çalışması, fabrikalara uzanmanın bir başka aracıdır. Çeşitli yöre ve kent dernekleri, kültür kurumları, kooperatişer, spor kulüpleri vb. ilişki kurma, çıkarma ve sürdürmenin araçlarıdır.Tabii ki, bunlar üzerine düşünülür, bir taramanın ve devrimci denetimin konusu yapılırsa, sonuç alınır. Yoksa birçok olanak gibi değerlendirilemezse çürütülür, tüketilir.
5) Genel ve tekil direniş dönemleri, uzun süreli grevler, işçi gösterileri öncünün fabrikalara dışarıdan müdahalesinin kanallarını açar, olanak ve koşullarını yaratır; bu, ciddi bir yönelim, ısrar ve inatla birleştiğinde ilişki kurma ve sürdürmenin önünde hiçbir engel kalmaz. Bu türden ilişkilerin kovalanmadığı, sürekli kılınmadığı, yarım bırakıldığı tecrübelerimizle kanıtlanmıştır.
6) İşçi kitle toplantıları, sendika şubeleri platformları, işyeri temsilciler kurulu, sendika delegeleri toplantıları, işçi birlikleri, işyeri komiteleri, grev komiteleri vb. ilişki kurma ve geliştirmenin diğer araçlarıdır. Partinin bu platformlarda birikimli ve tecrübeli kadrolarla temsil edilmesi, ilk bağlantıyı geliştirebilir.
7) Semt ve sokak hücrelerinin, çalışma gruplarının fabrika işçileriyle bağlantılarının fabrika çalışması ve hücre inşasına yönlendirilmesi sınıf çalışmasının bir unsuru; ev ve kahvehanelerde yeni ilişkiler kurmanın hedeşenmesi, başka yol ve yöntemlerdir.
8) İşçi gazetesi, işletme gazete ve bültenleri vb. fabrika hücresi çalışmalarına hizmet eder. Seçilmiş özel fonksiyonerler grubu ve özel yüklenmelerle, böyle bir bültenle bir işyerine ilk müdahalede bulunulabilir.
Fabrika Hücresinin Oluşturulması
Fabrika ve işçi havzalarında parti hücresi, işçi mücadeleleri ve direnişlerinde öne fırlayan ve işçilerin öncüsü olan, komünizme ve davaya bağlı, parti çalışmasında özel ihtiyaçları ve beklentilerini öne çıkarmadan görevlerini yerine getiren; parti kararları ve talimatlarına uyan; partinin ve sınıf savaşımının çıkarları gerektirdiğinde işten çıkmayı, işsiz kalmayı, işkence görmeyi ve tutsak düşmeyi de getirecek bir çalışmayı göze alan sınıf bilinçli proleterlerden oluşur.
Partinin hücre çalışmasında ilk iş, hedeşenen ve üzerinde yoğunlaşılan işyerinde bilgi toplama ve planlamadır.(Tabii ki, bu, çalışmanın yeni başladığı bir işyeri için geçerlidir. Daha öncesinde çalışmanın sürdüğü fabrika veya işyerlerinde bırakılan yerde çalışmayı devam ettirmek sürekliliğin bir gereğidir.) Fabrika çalışmasında parti fonksiyoneri, parti çalışmasının düzeyine, parti çalışanları ve taraftarlarına, olanakları ve ilişkilerine, fabrikaya hakim olarak işe başlar. ş bölümüne dayalı bir çalışmayı daha başında hedeşer. şye-rinde bir çalışma grubu mevcutsa işbölü-müne dayalı fabrika hücresi inşa etmeye yönelir, örgütsüz taraftarlar ve geri sempatizanlar varsa çalışma grubu örgütlemeye başlar. Fabrikalarda parti çalışmasını sessiz ve derinden yürütür. şverene, siyasi polise ve hain sendika bürokratlarına karşı uyanık olur. Devrimci işgüzarlık ve kuru gürültünün sermaye ve faşizmin işini kolaylaştırdığını unutamaz.
İşyerinde siyasi polise, hafiyelere, işve-renin adamlarına, ispiyonculara karşı uyanık, güvenlikli çalışmaya yatkın bir taraftar yayın dağıtıcısı olarak görevlendirilir. Yayınları n basımı ve dağıtımının örgütlendirilmesi, çalışmanın sürekliliği ve istikrarının ilk koşulu ve çalışmanın yarısıdır. Aynı zamanda illegal örgütlenme ve çalışmanın geliştirilmesi, derinleştirilmesi ve oturtulmasının temel bir unsuru illegal basım ve dağıtım ağı ise, bir diğeri yığınlar içerisinde illegal parti hücrelerinin kurulması ve geliş-tirilmesi olduğu unutulmamalıdır. Bu dağıtım ağı ve sistemiyle broşür, bildiri, parti çağrıları, sloganları vb. işçilere; işçilerin mektup, öneri ve istemleri merkezi önderliğe yansıtılır. Hücre, yığınlarla öncü arasında bir bilgi akışı köprüsü, örgütsel ve politik etki kanalıdır.
Fabrika ya da çalışma grubunun bir diğer elemanı ajitatördür. Bunun görevi fırsat bulduğu her durumda, her yerde ve her anda sıcağı sıcağına güncel siyasal gerçekleri işçilere bıkmadan, yorulmadan açıklamaktır. Yemekhanede, işçi temsilciliğinde, servislerde, kahvelerde, işçilerin toplandığı noktalarda, sigara molalarında kapitalist düzenin kötülükleri ve hastalıklarını, faşiz-min teşhirini yapar. O, yakıcı iktisadi, demokratik ve siyasal talepleri en çarpıcı ve etkileyici tarzda açıklar. Duygulandırıcı, ateşleyici ve uyandırıcı konuşmalarıyla iş-çilerin düşünce dünyasını sarsar; onları kavgaya atılmaları yönünde kızıştırır.
Bir diğer görev ise propagandadır. Propagandacı bilgili ve birikimli, asgari teorik donanımlıdır. Ve ilkelere herkesten ve her şeyden önce bağlıdır. İnandırıcı, ikna edici gücü ve yeteneği gelişmiş; işçiye kurtulu-şun yolunu ve bunun başarılabileceği fikrini verecek, işçileri partiye yakınlaştıracak ve etkileyecek yeteneğe sahip olmak zorundadır. İlk dönemlerde örgütçü görevleri de yerine getirebilir.
YDD ve küreselleşme saldırılarıyla işçi sınıfı ve emekçiler için umut ve geleceğin tüketilmeye çalışıldığı; kapitalizmin ebedi olduğunun, ulusal ve sosyal kurtuluşun tarihe gömüldüğünün propaganda edildiği; karşıdevrime! tasfiyeci kuşatmanın dayatıldığı koşullarda burjuvazinin her rengi ve ajanıyla kurtlar sofrasında ideolojik ve siyasi mücadeleye tutuşmak kadar birikimli ve yetenekli olunmadan başarılı olunamaz. Propagandacı, aynı zamanda hücre ya da çalışma grubu yöneticisidir.
Demek ki, hücre yöneticisi fabrika çalış-ma grubu veya hücresinin teorik-siyasi ge-lişimi, yönetimi ve yönlendirmesiyle sorumludur. Partinin siyasi etkisindeki işçi taraftarlarıyla özel toplantılar düzenler, onları eğitir. İşçi kitle toplantıları, temsilciler kurulu toplantılarına konuşmacı olarak katılır. Sendikal toplantılara, işçi platformlarına, sendika şubesi kongrelerine katılır.Fabrika ve işçi havzalarında işçilerin yaşam ve ça-lışma koşullarına, ücret sorunlarına ilişkin bilgileri, fabrika bültenleri, işçi gazetesi ve ilgili parti basınına toplar, ulaştırır. İşçileri parti basınına mektup göndermeye teşvik eder, bunu denetler.
Fabrika ve işçi havzalarında hücre ve çalışma grubu oluşması öncesinde başka gruplarla da örgütlemeye başlamak mümkündür. Okuma grupları, eğitim grupları, yayın dağıtma grupları, ziyaret grupları bunlardan bazıları. Okuma grupları, çevre ve çeperdeki parti sempatizanlarının yanında, ilerici, devrimci ve demokrat işçileri de kapsayabilir. Bu grupların görevi sadece parti basınını okuma, teorik eğitim vb. değil, sınıf mücadelesinin sorunları, siyasal ve toplumsal gelişmeler karşısında ezilen ve sömürülen sınıfın bir mensubu olarak etkin bir duruş sergilemeye teşvik edilir ve giderek çalışma gruplarına katma hedeşenir.
Bu kategoriden işçiler, daha ilk etapta bir çalışma grubunda yer almaya hazır olmayabilirler, o durumda kitle örgütlerinde, sendikalarda, grev komitelerinde, genel grev komitelerinde, işyeri komitelerinde, işçi birliklerinde, temsilci kurullarında, işçi kitle toplantılarında partinin etkisi ve nüfuzu altında yer alabilirler.
Görüldüğü gibi, işçi taraftarlar ve sempatizanlar gelişmelerine göre tasnif edilir ve kategorileştirilirse uygun örgüt biçimleri altında örgütlenebilirler. Komünist öncüye yaklaşan, eğilim duyan, etkisine açık işçilerin uygun görevlerle çalışmalara seferber edilmesi belki de partiye kazanmanın dönemeci olur.
Parti örgütü, sokak hücreleri örgütleyebilir. Bir işletme veya fabrikada işletme hücresi örgütlemenin koşullarının bulunmadığı, bunun örgütlenmesinin görece zaman alacağı ve biraz da çetin geçeceği durumlarda fabrika hücresi hedefini unutmadan, işletme dışındaki partili kadrolarla birlikte "sokak hücreleri" oluşturulabilir. Bu hücrelere partili esnaf, ev kadını, dernek çalışanları alınabilir. Sokak hücreleri, sınıf çalışması ile semt çalışmasının birlikte yürütüldüğü alanlardaki parti hücrelerine de tekabül eder.
Sokak hücreleri, parti çağrılarının dağıtılması, ev, kahve ve semt pazarı ajitas-yonları, bağış ve çeşitli siyasal kampanya faaliyetleri yürütürler. Sokak hücreleri, günlük parti çalışmasına yardım edecek, büyük işyeri ve fabrikalardaki işçilerle bağlantılar kuracak, işletme hücresinin oluşması ve çalışmasını güçlendirecek biçimde inşa edilirler. Bir yerde emekçi semt hücrelerinin de aynı görevleri olduğu bilinir.
Parti komitesi, bir grevi/direnişi örgütler ve hazırlarken; ilk olarak fabrikadaki hücreye, fabrikadaki parti üye ve sempatizanlarına dayanır, sonra da diğer parti üyeleri ve sokak hücrelerinden yararlanmayı hedeşer, onları hareket planlarına dahil edebilir. Sokak hücreleri, sözlü ajitasyon, bildiri dağıtımı ve kuş-lama, gazete ve diğer yayınların dağıtımı çalışmalarını da yürütürler.
Bir yerde hareketli, yerel parti yönetiminin ihtiyaç duyduğunda başka işyeri çalışmaları ve direnişlerine de yönlendirebileceği esnekliklere de sahiptirler.
Fabrika hücresi ve çalışma gruplarının inşası ve örgütlendirmesinde, öncünün diğer hücre ve kadrolarının katkıları tartışmasız büyük önem taşır. İhtiyaç halinde bu hücre elemanları takviye olarak başka fabrikalarda istihdam edilebilmelidir. Örneğin, bir metal işyerinde tesviyeci ya da elektrikçi olarak çalışan işletme hücresi elemanı, çalışma planına dahil edilen bir tekstil işyerinde pekala tesviyeci veya elektrikçi olarak işe başlatılarak partinin hücre çalışmasının temel ve yönetici bir elemanı yapılabilir.
Hücre çalışması, inşası ve örgütlendirilmesi bir örgütsel yatırımı, planlı çalışmayı ve çalışmaların devrimci denetimini zorunlu kılar. Bugünden hedefe konulan bir fabrika için gençlik çalışmasına birkaç yıl sonra da olsa "tornacı partili" yetiştirilmesi ihtiyacı iletilemiyorsa, o işyerine uzanmanın bir kanalı daha başında düşünülmemiş veya devre dışı bırakılmış olur. Bu bir örnektir. Benzer olanakların değerlendirilmediği kesindir.
Fabrika ve işçi havzaları hücreleri örgütlendirilmesi ve inşası sürecinde parti, partili ve partisiz işçi ve emekçilerden oluşturacağı "hücum birlikleri" ya da "hücum grupları"yla da katkı ve yardımlaşma sağlayabilir.
Fabrika Hücresinin Görevleri, Çalışması Ve İşlevli Kılınması
Fabrika hücresi ya da bir ölçüde fabrika çalışma grupları, parti merkezi ve yerel komitelerin legal/illegal yayınlarını, propaganda materyalleri bildiri, afiş, broşür, kitap vb. yığınlara ulaştırır. Merkezi ve yerel düzeydeki siyasi/örgütsel kararların uygulanması, eylem çağrılarını kendi özgülünde yaşama geçirme inisiyatifini gösterir, bunun örgütlenmesi ve hazırlığına girişir, sonuç alır. Fabrika ya da işçi havzasında parti politikaları ve taktiklerini özgünlüklerle birleştirir ve hayata geçirir. Merkezi ve yerel olduğu gibi, birim düzeyinde de bildiri, bülten, broşür yayınlar ve dağıtımını yapar. İlk temas noktası olarak yığınların nabzını ölçer, yığınların ruh halleri ve istemlerini, fabrika ve işçi havzasındaki tüm gelişmeleri parti merkezine hızla ve tam olarak aktarır, bilgi akışını sağlar.
Hücre ya da çalışma grubunun gündemi; fabrikada işçileri çeşitli çalışma gruplarında örgütlemek, bilinç düzeyini geliştirmek, fabrika ve işçi havzalarını sınıf savaşımının üssü haline getirmektir. Bu üs, öyle olmalıdır ki, sadece işçi sınıfını ilgilendiren saldırı ve talepler zamanında değil, genelde sermaye ve faşizmin her türlü siyasal ve toplumsal saldırılarına karşı savaşımın da üssü olmalıdır. Örneğin, devrimci tutsakların katledilmesine üretimi durdurarak, işçi önderlerinin gözaltına alınması ya da kaybedilmesine örgütlü ve militan gösterilerle tepki verebilmelidir.
Fabrika çalışmasını tecrit, kendi kendine bağımsız ve içe kapanık biçimde ele alan bir çalışma ekonomist-sendikalist çalışmadır, doğru ele alınmazsa bu tehlike her zaman vardır. TKP'nin tarihi buna tanıktır. Genel olarak Parti çalışmasını, özel olarak fabrika çalışmasını darlaştıran eğilimlere karşı Kuruluş Belgelerinde şunlar belirtiliyordu: "işletme ve fabrikalardaki çalışmanın işçi-patron ilişkileri temelinde yürütülmesi, sendikalardaki çalışmanın 'sendikal ' çalışma olarak anlaşılması, semtlerdeki çalışmanın 'semt' çalışması olarak anlaşılması, komünist programın terk edilmesi, politik kitle ajitasyonu ve öncü politik partinin örgütlenmesinden vazgeçmek o/w"(S.117). Böylesi bir çalışma yıllardır "işçi sınıfı partisi" adına sayısız reformist ve revizyonist partiler tarafından yürütüldü. Ancak bu çalışma, sınıf hareketini siyasallaştırma ve devrimcileştirme hedefi ve önderlik yeteneğinden yoksundu, uzaktı. İşçi sınıfının devrimci partisinin olmadığı koşullarda doğal ki, meydanı boş bulan bu reformist, söndürücü ve tasfiyeci partiler, sendika bürokratlarının siyasi alandaki müttefikleri olarak onların ihanetlerinin tamamlayıcıları, teşvikçileri oldular. Onlar, sınıfın ve sosyalizmin çok lafını ederler, ancak tarihsel ve siyasal misyonları sınıfı oyalamak, sermaye ve faşizmin insafına terk etmek olmuştur. Bu partilerin sahte sosyalizm ve emek savunuculuğunun, işçi sınıfı üzerindeki etkileri ve eylemlerinin sonuçları, sınıf çalışmasında güvensizlik ve umutsuzluk nedeni de olmuştur. "Yıllardır çalışıyorlar, ne yaptıkları ortada vb. "yaklaşımlara rastlanmıyor değil. Burada farkında olarak yada olmayarak reformist parti veya güçlerden sınıfı devrimci siyasallaştırma beklentisi vardır. Komünist öncünün devrimci bir çizgide işçi sınıf çalışması yürüteceğine yada bunu başaracağına ilişkin bir güvensizlik, işçi sınıfına gizli bir güvensizlik vardır, tehlikelidir. Söylenecek ya da yapılacak şey açıktır: Komünist öncü, politik çizgisi ve politika yapış tarzını, örgütsel inşasını sınıf içerisinde oluşturacak ve üretecektir.
Fabrikadan başlayarak işyeri temsilciliği ve sendika delegeliğinde elde edilen mev-zilerle sendikalarda bir nüfuz sağlama ve giderek sendikalarda etkin güç olmayı hedeşemek, parti çalışmasının küçümsenemez parçasıdır. Fabrikalarda ileri işçilerin, doğal işçi önderlerinin kazanılması; partinin genel siyasi etkisi, sınıf içindeki etkisi, o işyerindeki etkisi ve birebir geliştirilen ilişkiye bağlıdır.
Sonuç olarak denebilir ki, hücre ya da çalışma grubunun gündemi, işçi sınıfının, ülkenin ve partinin gündemidir. Partinin siyasal ve örgütsel gündemidir, ama aynı zamanda fabrika veya çalışma alanının somut ve özgül sorunlarıdır. İşlevli olması ve amacına uygun görevlerini yerine getirmesi buna bağlıdır. Parti hücresinin gündemi güncel ve tarihsel sorunlar, örgüt, kadro ve çalışma tarzı ve yöntemlerinin sorunlarıdır, partinin kitle çalışmasının, propaganda ve ajitasyonunun içeriği, kapsamı ve yürütülmesinin sorunlarıdır. Sermaye ve kapitalizme karşı savaşımın sorunlarıdır. İşçi sınıfı içinde partiyi etkin kılma sorunudur. Anti-emperyalist demokratik halk devriminin sorunlarıdır. Bu genel sorunların yanında fabrikanın sorunlarıdır. İşçilerin birliği, ücret sorunları, sendika, sağlık, sosyal haklar, toplusözleşme, sendikasızlaştırma, işten çıkarma, özelleştirme vb. sorunlardır.
Hücrenin Çalışma Planı
Fabrika ya da işçi havzası hücresi, kendi çalışma alanında parti çalışmasını mer-kezileştiren, derleyen, toparlayan, birleşti-ren parti birimidir. Çalışma gruplarını yönetmenin ve bağlantıyı sürekli kılmanın aracıdır. Partinin siyasi çağrıları ve örgütsel talimatlarının karşılık bulmasının, geniş kitle eylemleri ve gösterilerinin hazırlığı, örgütlenmesi ve harekete geçirilmesinin baş-lıca teminatı, aşağıdan, tabandan örgütlenmenin, birim örgütlenmesinin aracı olan hücrelerdir. İyi işleyen, herhangi bir aksaklık ya da olağanüstü gelişmeyle kopmayan, canlı ve farklı biçimlerde yığınlarla iliş-ki sürdürebilme esnekliği ve yeteneğine sahip partinin ileri karakolları, uç örgütleri fabrika hücreleridir. Çünkü yığınlarla iç içe-dir.Varlık temeli, yığınlarla kuracağı sıkı, düzenli ve kopmaz bağlardır, bu bağların yeniden üretilmesidir.
İşlevli her parti komitesi, fabrika hücresi ve çalışma grubunun çalışmalarının düzenli, hedeşi ve sistemli yürütülmesine hizmet eden; içerisinde kısa, orta ve uzun vadeli hedeşeri de olan bir çalışma planı vardır, olmalıdır. Çünkü komünist çalışma iradi, kasıtlı ve planlı bir çalışmadır. Bu da tasarılara, çalışma programlarına, hareket planlarına dayalı yürütülür. Çalışma planları, faşist diktatörlük koşullarında belki çok yönlü ve detaylı olmayabilir, her zaman çok somut hedeşere ve somut bir takvime bağlanmayabilir. Bu anlamda esnek olmayı, gelişmelere bağlı, değişmelere açık olmayı gözetir, ama her halükarda var olur. Aksi taktirde plansız çalışma yöntemsiz, hedefsiz, günübirlik çalışmadır, ne yaptığını, nereye bağlandığını ve nereye yöneleceğini bilmeyen, her seferinde yarım bırakılan, önüne çıkan her yola giren bir çalış-madır. Böyle bir çalışma, kendiliğindene! ve dar pratikçi çalışmadır. Ürettiği de, ortaya çıkardığı da ortadadır.
Parti örgütleri merkezi çalışma planı ve kendi yerel/fabrika planlarına göre çalış-mayı yönlendirir, güçlerini buna göre istihdam eder, gruplaştırır; parti inşa biçimleri ve parti çalışması yöntemlerini buna göre yaşama geçirirler.
Çalışma planlarının ekseninde genelde işçi kitlelerinin, özelde çalışma yürütülen fabrika veya işçi havzalarındaki işçilerin partinin siyasi etkisi altına alınması, örgüt ve bilinç düzeyinin, savaşım yeteneğinin yükseltilmesi durur. Çalışma planları, aynı zamanda fabrika hücreleri ve gruplarını, partiyle işçi kitlelerinin bağlantısını sağlayacak düzey, nitelik ve yeteneğe, işleve kavuşturmayı hedeşer.
Fabrika çalışması yürüten partilinin yapacağı iş üzerine, kafası net ve açıktır. Her gün ne iş yapacağını bilir. Çalışma planları en çok bunun için gereklidir. Fabrikada partili fonksiyoner, kimin gerçek işçi kimliği taşıdığını, kimin dürüst ve saygın olduğunu, kimin hangi siyasal eğilimde olduğunu, işçilerde politikaya ve partiye ilginin düzeyini bilmeli, işçi arkadaşlarını tanımalı, iş-yerine hakim olmalı ki; kime güveneceğini, kime öncelik vereceğini, kiminle daha yakın arkadaşlık geliştirmesi ve zaman ayırması gerektiğine de doğru karar verebilsin. İşçileri uygun çalışma grupları ya da kitle örgütleri çalışmasına teşvik etsin ve katabilsin.
Fabrika çalışmasında parti basınının, propaganda ve ajitasyon faaliyetinin özel ve önemli bir yeri vardır.İllegal basım ve dağıtımın örgütlendirilmesi, işçilerin kesintisiz ve sistemli tarzda siyasal gerçekler üzerine aydınlatılmasının, örgütlenmeye çekilmesinin yanında fabrika hücresinde yer alan fonksiyonerlerin gelişmesi ve güvenlikli çalışmanın yerleştirilmesi bakımından da önemlidir. şçiler illegal basma kar-şı apayrı bir ilgi duyarlar, illegal basındaki her yazı ve çağrının özel bir ağırlığı ve değerinin bulunduğunu düşünürler, onun kendileri, kadrolar ve partinin pratik duruşu bakımından hangi görev ve sorumluluklar getirdiğini gözlemeye başlarlar. Ve orada belirtilenlere uyumlu bir pratik bekler, kendilerini sınar, kadroları ve partiyi sınavdan geçirirler.
Fabrika hücresi veya çalışma grubunda, görevlerin bölünmesi, parçalara ayrılması, her partilinin ya da taraftar işçinin uygun görevlendirilmesi, çalışmada yerini bulması çalışmaların verimi ve güvenliği, çalışmanın niteliğinin yükseltilmesi bakımından gereklidir. Çalışmada her tarafa el atmak, kendisini dağıtmak, her işi yarım bırakmak veya hiçbir işi sonuna kadar götür-memektir.Fabrika hücresi çalışmasında yayın dağıtıcısı, propagandacı, ajitatör, örgütçü, milis yöneticisi biçiminde işbölümüne gitmek böylesi bir çalışmanın önüne geçer ve keza kadro ve taraftarların yeteneklerine göre çalışmada yerlerini bulmalarını sağlar
Partinin sınıf çalışmasında işçi milisleri önemli yer tutar. Türkiye'de faşizm ve sermayenin saldırılarında karşıdevrime! zor ve şiddet önde gelir. Burjuva devletin faşist ordusu, polisi, kontrgerilla güçleri, Susurluk çeteleri, sivil faşist güçler, ajanlar, provokatörler tarihte çokça örneği görüldüğü gibi, bu fiziki saldırı ve katliamlar için yerlerini alırlar.Yine sermayenin karşıdevrime! militarist güçleri sadece devletin değil, işverenlerin işçiler içinde rüşvetle satın aldıkları ve görevlendirilmiş güçleri, sendika bürokratlarının beslediği paralı uşaklar da aynı kapsamdadırlar. Bunların işçi direnişleri ve grevlerinin bastırılmasında, grev kırıcılığında; tehdit, gözdağı ve sindirme eylemlerinde baş rolü oynadıkları defalarca görüldü. Şüphesiz ki, bu saldırılar ancak işçilerin örgütlü birliği ve mücadelesiyle püskürtülür ya da boşa çıkarılabilir. Ne var ki, sınıf dayanışması ve örgütlenme düzeyi zayıf fabrika ve işçi havzalarında bu faşist çetelerin eylem ve tehditleri etkili olabiliyor, çalışmalar, sekteye uğrayabiliyor. Böylesi anlarda ve grev dönemlerinde propaganda ve ajitasyon faaliyetlerinin güvenliğinde işçi milisleri bir ihtiyaç olarak kendisini dayatır.
Fabrika ve işçi havzaları komiteleri veya hücrelerinin bir görevi, proletaryanın "öz korunma" örgütleri olan işçi milisleri gruplarının oluşturulmasıdır. İşçi sınıfının devlet, sermaye ve sendika bürokratlarının silahlı ve silahsız saldırıları karşısında, her tarafı paralı çetelerin ve devletin silahlı güçlerinin işgal ettiği koşullarda kendini "proleter öz korunma" gruplarıyla savunması kadar haklı ve meşru ne olabilir? Parti komitesi veya fabrika hücresinin işçi milislerinin eğitimi, donanımı ve yetiştirilmesiyle ilgili görevleri ihmal edilemez ve bu, fabrika çalışmasının bütünlüğü ve güvenliği için zorunludur.
Parti, kitle çalışmasında yığınlara dayanır. Maddi ve manevi gücünü oradan alır. Lenin, "Komünist partisi işçi sınıfının bir kesimidir ve elbette onun en ileri, en bilinçli, dolayısıyla en devrimci kesimidir" diyordu. Şüphesiz ki, bunun tarihsel, siyasal ve örgütsel bakımlardan, çalışmanın yöntemleri, mücadele araçları ve biçimleri bakımından kadrolaşma ve kuramsallaşma bakımından bir anlamı, değeri vardır. Bu, pratikte karşılığını bulmalıdır.
İşçi sınıfı hareketinin derinliklerinden doğal önderlik yeteneği ve vasışarıyla süzülüp gelen, işçi grev ve gösterilerinin örgütlenmesi ve sürdürülmesinde önderlik özellikleri göstermiş, kendisini kanıtlamış genç işçi kadro ve taraftarlarının seçimi, yükseltilmesi ve uygun görevlendirilmesi parti örgütlerinin sorumluluğudur. Yığınların devrimci deneylerinde, yaratıcılığı ve girişimlerinde, üreticiliğinde, bazen pratik çözücü olmasında öğrenmek, ona ihtiyaç hissetmek unutulamaz. Rusya'da İşçi ve Emekçi Sovyetleri sloganı, işçi sınıfı ve emekçi yığınların yaratıcı ve inisiyatişi hareketi ve gücüyle oluşturuldu. Örgütlü kitlelerin yaratıcı, değiştirici ve yıkıcı gücü karşısında hiçbir barikat dayanamaz. Öncünün görevi, işçi sınıfı ve emekçi yığınlarda saklı olan bu güç ve yeteneği, potansiyeli örgütlemek, açığa çıkarmak harekete geçirmek ve buna önderlik etmektir.