İşçi ve emekçi sınıfların inisiyatifinin en gelişkin politik mücadele organları olan sovyetler ilk ortaya çıktığı 1905 Devrimi’nden bu yana evrensel bir araç olduğunu çok sayıda örnekle gösterdi. Nerede devrimci proleter ve emekçi inisiyatifleri ortaya çıksa, orada sovyetik tipte örgütlenme araçlarının da uç verdiğini görüyoruz. Rusya’dan önce Paris Komünü’nde proletaryanın ortaya çıkardığı iktidar organlarıydı.
Rusya’da 1905 Devrimi’nde kısa bir süreliğine ortaya çıkan sovyetler, 1917 Şubat Devrimi’nden sonra yeniden kurularak iktidar organı oldu. Sovyetler Rusya’ya özgü bir model olmadığını da kısa sürede göstererek, 1918’de Almanya ve Macaristan’da, 1921’de İtalya’da, 1936’da İspanya’da ve 2000’li yıllarda Latin Amerika’daki devrim dönemlerinde vazgeçilmez mücadele ve örgütlenme aracı oldu. Günümüze kadar birleşik politik kitle hareketliğinin ortaya çıktığı birçok ülkede sovyetik tipte örgütlenme ve mücadele araçlarının ortaya çıktığı görülüyor.
Komünistler ülke ve dünya devrim deneylerine bakarak evrensel özelliğe sahip ve somut durumda mücadeleyi geliştirip daha ileriye taşıyacağını öngördükleri mücadele araç ve biçimlerini kullanmak için hazırlık yapar ve bunları yeniden hayata geçirmeye çalışırlar. Bunu yaparken kitle hareketinin ortaya çıkardığı yeni ve özgün araçları gözden kaçırmaz, bu araçları devrimin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde sistemleştirerek yayarlar.
Coğrafyamızda da sovyetik mücadele araçlarının oluşturulması için bugünden kafa yormak, koşullarımıza uygun bazı adımları atmak mümkün.
Bu yüzden sovyetlerin ortaya çıkışı, yapısı, işleyişi ve sorunları çözme yöntemini incelemek ondan öğrenmek günümüzün devrimcileri ve ilericileri için ertelenemez bir görevdir.
Rusya komünistleri 19. yüzyılın sonlarında devrim için mücadeleye başladıklarında, devrimden sonra Kurucu Meclisi devrimin iktidar organı olarak öngörüyorlardı. Ancak 1905 devrimi önceden öngörülemeyen yeni bir araç yarattı. Sovyetler ayaklanma organı olarak ortaya çıkmasına rağmen ilk andan itibaren iktidar organı potansiyelini içinde taşıyordu. Sovyetler, Lenin bunu vurgulamak için 1905’in sonlarında yazdığı bir makalede “İşçi Vekilleri Sovyeti Geçici Devrimci Hükümet’in bir embriyonu kabul edilmelidir”(1) demişti.
Geniş kitlelerin politikleştiği ve ayaklanmaların patlak verdiği devrimci dönemde, sendikalar ve diğer demokratik kitle örgütleri gibi olağan araçlar süreci taşımakta yetersiz kalınca, ilkin örgütlenme ve ayaklanma organları olarak doğdu sovyetler.
İlk sovyet oluşumu, Petersburg’da devrim patlak verdikten hemen sonra 1905 başlarında grevci işçilere mali destek sağlamak amacıyla seçilen işçi delegelerinin bir araya gelmesiyle; Moskova’da ise grevdeki işçi temsilcilerinin koordinasyon amacıyla bir araya gelmesiyle başladı. Petersburg Sovyeti fabrikalardan temsilcilerinin seçilmesiyle 13-17 Ekim 1905’de ilk toplantısını yaptı. Toplantıda seçilen yürütme kurulunda üç Menşevik, üç Sosyalist Devrimci ve partisizler yer aldı. Petersburg Sovyeti Ekim siyasal genel grevlerini örgütledi ve yönetti.
Aynı şekilde Moskova ve Odessa’da da sovyet toplantıları yapılarak yürütmeleri belirlendi.
Petersburg Sovyeti ilk toplantısından yaklaşık kırk gün sonra 8 Aralık’ta polis ve askeri birliklerin Yürütme Kurulu toplantısını basarak bütün kurul üyelerini tutuklamasıyla dağıldı.
Moskova’da ise sovyetin çağrısıyla 7 Aralık’ta siyasal genel grev başlatıldı. Politik gösterilere asker ve Karayüz çetelerinin saldırmalarına işçiler barikatlar kurarak yanıt verdi. Çatışmalar 10 Aralık’ta silahlı ayaklanmaya dönüştü. On gün kadar süren ayaklanmada karşı devrim üstünlük sağlayınca, Moskova Sovyeti silahlı ayaklanmaya son verme çağrısında bulundu. Ayaklanmanın yenilgisi Moskova Sovyeti’nin de sonu oldu.
Ancak ayaklanmalar başkaca kentlere sıçrayarak 1905 Aralık ve 1906 Ocak aylan boyunca devam etti. Novosibirsk’le ve Sibira’da Krosnoyanks ve Çita kentlerinde de sovyetlerin yönetiminde gerçekleşen ayaklanmalar da Novasibirsk ve Çita’da kısa süreliğine de olsa kent yönetimleri sovyetlerin eline geçti. Sovyetlerin sadece ayaklanma organları olmadıklarını aynı zamanda yeni tipte bir iktidar organı olduklarını da göstermiş oldular. Bu ayaklanmalarda ki bir diğer yenilik ise Krosnoyank ve Çita kentlerinde ayaklanmaya katılan askerlerin de örgütlenerek ilk birleşik İşçi ve Asker Sovyetleri’ni kurması oldu.
Bu ayaklanmaların tek tek karşı devrim tarafından bastırılması,1905 devrim yenilgisinin de başlangıcı oldu. 1905 Devrimi Rusya’daki işçi ve emekçilere olduğu kadar, dünya halklarına da paha biçilmez dersler ve deneyimler bıraktı. Bunların en önemlilerinden birisi de sovyetleri ortaya çıkartmasıdır.
Mücadelenin pratik ihtiyaçlarının dayatmasıyla kendiliğinden ortaya çıkan sovyetler, bir ayaklanma organı olarak devrimci güçleri birleştirdiği gibi proleter-emekçi iktidarının yeni ve en yüksek biçimi olduğunu da kanıtladı.
1905 Devrimi’ni takip eden gericilik yılları 1912’den itibaren yerini yeni bir devrimci yükselişe bıraktı. Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın patlak vermesi ilk anda devrimci gelişmeyi olumsuz etkilese de, savaşın yol açtığı açlık, yoksulluk, Çarlığın baskısı ve cephelerde alınan ağır yenilgiler devrimci ve komünistlerin inatçı mücadeleleriyle birleşerek 1916 yılının sonlarında yeni bir devrimci krize yol açtı.
1905 Devrimi’nden 12 yıl sonra Şubat Devrimi patlak verdiğinde işçiler ve devrimciler belleklerinde derin izler bırakan sovyetleri yeniden gündemlerine aldılar. Şubat Devrimi’nin patlak verdiği ilk gün 23 Şubat (8 Mart) 1917’de sovyet kurma fikri ortaya atıldı. Devrimin daha ikinci günü Petersburg’daki fabrikalarda sovyet oluşturmak için temsilci seçimleri yapılmaya başlandı. Aynı gün Menşeviklerin ağırlıkta olduğu Geçici Sovyet Yürütme Komitesi oluşturuldu.
Geçici Sovyet Yürütme Komitesi, Geçici Hükümeti’nin kurulması yönünde bir karar taslağına imza atarken, Geçici Hükümeti’nin içinde sovyet olarak yer alma önerisini ret etti. Bunun yerine sonradan Geçici Hükümete dönüşecek olan Duma Komitesi’ne programatik taleplerini iletme kararı aldı. Komite Geçici Hükümete verilecek desteği de taleplerinin yerine getirilmesi koşullarına bağladı.
Petersburg’daki fabrikalardan seçilen sovyet temsilcileri 12 Mart tarihinde yapılan ikinci Petersburg Sovyeti toplantısı ile Sovyet Yürütme Komitesi seçimleri belirlenirken, Geçici Komite’nin görevlerine son verildi. Petersburg Sovyeti aynı toplantıda geçici yürütme komitesi ile Duma Komitesi arasında varılan anlaşmayı onaylayarak kendisini devrimci demokrasinin kontrol organı olarak tanımladı.
İşçi ve köylülerin devrimci inisiyatifi, Avrupa ve Asya gericiliğinin önemli kalelerinden birini yıkmış, Çarlık devrilmişti. Ancak emekçiler henüz iktidarı alacak bilinç ve örgütlülükten yoksundular. Eylemleriyle yarattıkları özgürlük ortamı bilinç ve örgütlülüklerini geliştirmeleri için muazzam olanaklar sunmaktaydı. Sovyetler özgürlüklerinin en önemli aracıydı.
İşçi ve köylülerin çoğunluğu Menşevik ve sosyalist devrimci partilerin politik etkisi altındaydı. Oysa bu partiler halka ihanet ederek iktidarı kendi elleriyle burjuvaziye teslim ettiler.
Ezilenlerin taleplerini görmezden gelen burjuva Geçici Hükümet emperyalist savaştan çekilmemesi, açlık ve yoksulluk gibi emekçilerin temel taleplerine çözüm bulmaması, yoksul köylülerin toprak talebinin görmezlikten gelmesi nedeniyle kapitalizmi hedef alan yeni bir devrimi zorunlu kılıyordu. İşçi ve yoksul köylülerin taleplerine sonuna kadar bağlı kalan yegâne alternatif Lenin’in liderliğinde Bolşevik Partisi’ydi. Bu durum çok geçmeden işçi sınıfı ve yoksul köylüler tarafından anlaşılmaya başlanacaktı.
Çarlığın devrilmesiyle iki iktidar organı ortaya çıktı. Birincisi Sosyalist Devrimciler Partisi ve Menşevik Parti’nin burjuvaziyle ittifakına dayanan resmi iktidar organı Geçici Hükümet, ikincisi ise devrimin gerçek sahibi işçi ve üniformalı köylüler olan askerlerden oluşan sovyetlerdi. Sovyetlerde örgütlü işçi ve yoksul köylüler, örgütlülük ve bilinç eksikliklerinden dolayı Menşevik ve Sosyalist Devrimcilerin ihanetini göremeyerek Geçici Hükümeti destekliyorlardı. Bu desteğe rağmen sovyetler örgütsel özerkliklerini koruyorlardı. Geniş işçi ve köylülerin devrimci enerjilerine dayandığından sovyetleri, Geçici Hükümetin tasfiye etmesi mümkün değildi. Zaten devrimin ilk aylarında sovyetler Geçici Hükümeti desteklediği için buna gerek de yoktu. Ancak Bolşevik Partinin önderliği altında durum tersine dönecekti.
Lenin, İsviçre’den Rusya’daki Bolşevik önderlere Mart ayı boyunca gönderdiği mektuplarda, ikili iktidar durumunu analiz ederek, henüz tam gelişmemiş olsa da işçi temsilcileri Sovyet’inin embriyon halinde işçi hükümeti olduğunu söylüyordu. Ayrıca burjuvazinin ve Geçici Hükümetin halka ne barış ne ekmek, ne de özgürlük veremeyeceğini işçi sınıfının müttefikleri olan yoksul köylüler ve bütün dünya işçilerine dayanarak sosyalizme yürüyebileceğini yazıyordu.
İkinci Petersburg Sovyeti toplantısına kadar yürütme görevini üstlenen Geçici Yürütme Komitesi’ndeki Menşevik üyelerin bir kısmı sovyetlerin saf proleter niteliğini koruma ve orduyu siyasal gelişmelerin dışında tutma demagojik söylemi ile askerlerin sovyetlere alınmalarına karşı çıktılar. Ancak sovyet çoğunluğu, askerleri sovyetlere dahil etti. Bunun üzerine eyalette bulunan yüz bin asker temsilcilerini seçerek sovyete gönderdi.
Petersburg Sovyeti’ndeki temsilci sayısı Mart’ın ilk günlerinde 1200 iken Mart’ın ikinci yarısında 3 bine çıktı. Bunların 2 bini asker 300’ü ise işçiydi. Petersburg’da işçi sayısı askerlerin iki üç katı olmasına rağmen sovyetlerde işçi temsilcilerin azınlıkta kalması, askerlerin en küçük birimlerde bile temsilci seçimlerini yapmış olmalarına rağmen işçiler cephesinden bunun henüz sağlanamamasından kaynaklanıyordu.
Askerler üniformalı köylülerdi. Köylüler içinde en güçlü siyasi akım Sosyalist Devrimciler Partisi, olduğundan sovyetlerde askerlerin ağırlığının artması Sosyalist Devrimcilerin ağırlığının artması demektir.
Petersburg Sovyeti’nde sayısal çoğunluk Sosyalist Devrimcilerde ve Menşeviklerdeydi. Bunları Bolşevikler, küçük gruplar ve örgütsüzler izliyordu. Sovyetlerde askerler ve işçiler kesimsel sorunlarını tartışacakları ayrı seksiyonlara sahipti. Politik sorunlar ise iki seksiyonun da katıldığı ortak toplantılarda tartışılıp karara bağlanıyorlardı. Söz alıp konuşabiliyorlardı. Çalışmanın ağırlığı yürütme komitesinde olmak üzere, günlük sorunların tartışılıp çözüme bağlanması için, işçi ve askerlerin eşit temsiline dayanan 600 kişilik daraltılmış sovyet oluşturuldu. Yürütmede ve daraltılmış sovyetlerde alınmış bütün kararlar, ilk sovyet toplantısında onaya sunuluyordu.
Çözülmesi gereken sorunlar giderek artınca Yürütme Komitesi işleri çeşitli parçalara bölerek, pratiklik için 15 komisyon kurdu. Bu komisyonlarda sovyet temsilcileri dışında uzmanlar, memurlar ve teknik yardımcılar da yer alıyordu.
Sibirya sürgününden Menşevik Çeretelli, Bolşeviklerden Kamenev ve Stalin gibi önderlerin dönmesiyle Sovyet Yürütme Komitesi bu önderlerin katılmasıyla genişleyerek 42 üyeye ulaştı. Yürütme Komitesi toplantılarına konuşma hakkına sahip sendika temsilcileri, Duma’daki sosyal demokrat fraksiyonların üyeleri, bölge konseylerinin temsilcileri, yayın bürosu ve sovyet tarafından atanmış olan komiserler katılıyordu.
Yürütme önceleri gündemsiz toplanıyordu. Ancak toplantıların gündemi önerileriyle boğulması, acil çözüm bekleyen sorunlardan uzak ve uzun konuşmalar toplantıları verimsizleştiriyordu. Bu amatörlük ve ilkelliğe son vermek için yürütme çalışmaları bir disipline, plana ve kararlara bağlandı. Anlık gelişmelere müdahale etme amacıyla 7 kişilik yürütme bürosu oluşturuldu. Büro her gün, Yürütme Komitesi ise üç günde bir toplanıyordu. Toplantı gündemleri önceden belirlenerek ilgililere iletiliyordu.
Böylece Petersburg Sovyeti, iki ay içinde geçici bir organ olmaktan çıktı, iyi örgütlenmiş bir yönetim aygıtına dönüştü.
Rusya’nın ikinci büyük sanayi kenti olan Moskova’da devrimin ilk günlerinde Bolşevik Parti MK’sının şehir bürosunun çağrısıyla diğer devrimci partilerin de bu çağrıya katılmasıyla hızla fabrikalardan sovyet için temsilci seçimleri yapıldı. 1 Mart’ta Moskova Sovyeti ilk toplantısını yaptı. 30 kişilik bir yürütme komitesi oluşturularak, Tüm Rusya Sovyetleri’ne gönderilecek delegeler seçildi.
Petersburg’un aksine Moskova’da işçi ve asker sovyetleri ayrı ayrı kuruldu. Asker sovyetleri, işçi sovyetleriyle birlikte çalıştı ama örgütsel olarak bağımsız kaldı.
Moskova İşçi Sovyeti’nde çoğunluk Menşeviklerde idi. Menşevikleri Sosyalist Devrimciler, Bolşevikler, küçük gruplar ve örgütsüzler izliyordu.
Petersburg ve Moskova’da Bolşeviklerin işçiler içindeki politik ve örgütsel etkisi sovyetlere yansıyandan daha yüksekti. Bolşevikler bilinçli ve planlı olarak büyük fabrikalarda üslenmişlerdi. Çalışan kaç kişi olursa olsun bir fabrika en fazla üç sovyet temsilci seçebileceği kuralı uygulandığından, küçük fabrikalar temsilde, büyük fabrikalara göre avantajlı durumdaydılar.
Petersburg ve Moskova’da olduğu gibi Finlandiya’dan Büyük Okyanus’a kadar tüm Rusya’da sovyetler hızla yayıldı. Bu iki sanayi kentinin aksine diğer kent sovyetlerinde ilk aylarda politik akımlar etkili değildi. İşçiler seçtikleri temsilcilerin siyasal kimliklerinden çok, tanıdık ve güvenilir olmalarına önem veriyorlardı. Bu olgu merkezlerden uzak kentlerde politik saflaşmanın zayıflığının bir göstergesiydi. Birkaç ay içinde merkezden uzak kentlerde de devrimci partiler güçlenmeye başladı.
Tüm Rusya Sovyeti Genel Kongresi’nin toplandığı Mart’ın sonuna kadar Petersburg Sovyeti fiilen, Genel Sovyetlerin işlerini yerine getirdi.
Sovyetlerin yönetim organlarında işçi, köylü ve yine onların seçtiği aydınlar bulunuyorlardı. 1917 Haziran’ında Petersburg İşçi Sovyeti’nin %4’ü aydın, %83’ü işçi, %13’ü ise diğer mesleklerden kişilerden oluşuyordu. Aynı dönemde Tüm Rusya Sovyet Yürütme Komitesi’nin %37’si aydınlardan, %52’si ise işçiydi. Geriye kalanlar asker üniformalı köylüler ve diğer meslek sahibi emekçilerden oluşuyordu. Sovyetlerde bu oranlar belli dönemlerde askerler ve köylüler lehine değişebiliyordu.
1905 Devrimi dönemindeki sovyetlerde partisizlerin ağırlığı görülürken, sovyetlerin yeniden kurulduğu Şubat Devrimi’nden sonra ise sovyetlerdeki emekçilerin çoğu partiliydi.
Sovyetlerin inşasına paralel olarak Mart’ın ilk günlerinde fabrika ya da işyeri komiteleri denen birim örgütleri de oluştu.
Fabrika komiteleri örgütsel olarak sovyetlerden bağımsız olmakla birlikte fiilen işçi taban inisiyatifinin ifadesi ve sovyetlerin fabrikalardaki en önemli dayanağıydı. Temel ortak politik kurum sovyetler kabul edilmekle birlikte fabrika komiteleri de salt ekonomik mücadele örgütü değildi.
Fabrika komiteleri kimi fabrikalarda yönetimi seçiyor, kimi fabrikalarda da yönetime katılıyorlardı.
Üretim sürecindeki gelişmelere doğrudan müdahalelerde bulunan fabrika komiteleri çoğunlukla yasal sınırları aşıyorlardı. Birçok fabrikada işçiler fabrika yönetimine ve teknik idareye karışarak, ustaları ve mühendisleri belirliyorlardı. Sahipleri tarafından kapatılmak istenen fabrikalarda yönetimini üstlenerek üretimi sürdürüyorlardı.
Fabrika komiteleri toplantıları çalışma saatleri dışında yapılıyor, her toplantıda işçiler çalışmalarından memnun olmadıkları komite üyesini görevden alıyor, yenisini seçiyorlardı.
İşçilerin yoğunlukla oturduğu semtlerde de semt komiteleri kuruldu. Semt komiteleri, fabrika komiteleri gibi işçi ve emekçilerin sorunlarını çözmeye çalışıyor, gerektiğinde mücadele konusu yapıyor ve sovyetlere taşıyorlardı.
Fabrika komitelerinin birimlere dayanmaları sovyetler ile geniş işçi yığınları arasında köprü işlevi görmelerini sağlıyordu. Sovyetlerin kitlelerden kopması tehlikesine karşı ve bürokratik yabancılaşmanın panzehriydi.
Bolşevik Parti fabrika komitelerine önem vererek, çalışmalarının üssü haline getirmişti. Mayıs sonunda toplanan I. Petersburg Fabrika Komiteleri Konferansı’na Bolşevik Parti, sovyetlere oranla daha yüksek bir temsille katıldı.
Bu konferansta Bolşevik Parti’nin fabrikalarda işçi denetiminin kural haline getirilmesi öneri taslağı Menşevik çalışma bakanının karşı çıkmasına rağmen, delegelerin yüksek çoğunluğuyla kabul edildi. Fabrika komiteleri kendilerine bağlı işçi milisleri de oluşturdular. İşçi milisleri görevlerini çalışma saatleri dışında yapıyor, kimi zaman seçiliyor, kimi zaman da gönüllülerden oluşturuluyordu.
Sosyalist Devrimciler ve Menşeviklerin çoğunlukta olduğu Petersburg Sovyeti, Mart başında işçi milislerinin dağıtılmasını engelledi.
Kentlerde oluşturulan işçi ve asker Sovyetleri ve fabrika komitelerine benzer biçimde, savaş cephelerinde ve köylerde de sovyetler, birlik kurulları, asker komiteleri ve tarım komiteleri oluşmaya başladı.
Geçici Hükümet cephelerde sovyet kurulmasına karşı çıkmasına rağmen, Petersburg Sovyeti’nin baskısıyla geri adım atmak zorunda kaldı. Asker komiteleri orduda politik bilincin gelişmesinin önemli araçlarından biriydi. Menşevikler ve sosyalist devrimciler ordu içinde karşıdevrimci monarşistlerin etkisini kırdıkları için başlangıçta asker komitelerinin gelişmesine katkıda bulundular. Asker komiteleri zamanla Bolşeviklerin savaş karşıtı tutumunun yaygınlaşmasının kaldıraçları oldular.
Şubat Devrimi köylüleri işçiler ve askerlerden daha sonra etkisi altına aldı.
İlk köylü sovyetleri Moskova, Petersburg ve Luga’da üniformalı köylüler olan askerlerin girişimiyle kuruldu. Şubat Devrimi’nden hemen sonra kurulan tarım komiteleri, hızla köylerde yerel yöneticilerin yerini alarak, devrimin organlarına dönüştüler. Nisan ortalarında da Geçici Hükümet aldığı kararla tarım komitelerini yasallaştırdı. Tarım Komiteleri ve Kooperatifler Köylü Sovyetlerinin toplanmasını sağladılar.
Nisan ortalarında Petersburg Garnizonu Köylü Temsilcileri Sovyeti ilk toplantısını yaptı. Asker köylüleri temsil eden bu sovyet, büyük toprak sahiplerinin karşılıksız olarak mülksüzleştirilmelerinin propagandasını yapma kararı aldı.
Sovyetlerin merkezîleşme eğilimi ilkin kendini vilayet ve bölge konferansları şeklinde gösterdi. Moskova’da işçi ve asker Sovyetlerinin temsil edildiği Moskova Konferansı ile Aşağı Volga ve Urallar’dan sovyet temsilcilerinin katıldığı Sarator Konferansı ilk toplanan bölge konferansları oldu.
Bu merkezileşme eğilimi, 29 Mart-3 Nisan 1917’de I. Tüm Rusya İşçi ve Asker Sovyetleri Kongresi toplamasıyla yeni bir düzeye sıçradı. Askerlerin çoğunlukta olduğu kongrede Petersburg Sovyeti’nin geçici hükümeti destekleme kararı onaylandı. Ve “devrimci savunma savaşı”nın sürdürülmesi kararı alındı.
Konferansta ayrıca işçi ve asker sovyetlerinin birleştirilmesi, köylü sovyetlerinin toplanması kararı alındı.
Sovyetler örgütlülüğünü önemli ölçüde tamamlarken, ikili iktidar durumu daha açık hale geldi. İkili iktidar durumunun sovyetler lehine değişebilmesi için devrimci krizin daha da derinleşmesi, Lenin’in liderliğinde Bolşevik Parti’nin önderliğine ihtiyaç vardı.
Lenin İsviçre sürgünlüğüne son vererek, Nisan başında Petersburg’a ayakbastı. Rusya’ya geldiğinde Bolşevik Parti içinde geçici hükümete karşı tutum, sovyetlere yaklaşım ve devrimin bundan sonraki doğrultusu konularında yaşanan kafa karışıklığını gidermek için Nisan Tezleri olarak bilinen çalışmasını açıkladı.
Lenin bu tezlerinde, savaşa son verilmesini, iktidarın işçi ve yoksul köylülerin diktatörlüğü anlamına gelen sovyetlere devrini, geçici hükümetin desteklenmesine son verilmesini, tüm burjuva devlet organlarının dağıtılmasını, tüm büyük çiftliklere el konulmasını ve toprakların millileştirilmesini, tüm bankaların tek bir ulusal bankada birleştirilmesi gerektiğini savunuyordu. Devamında parti kongresini toplayarak programda devlet ve asgari program bölümlerini değiştirmek ve yeni bir enternasyonal toplamak önerilerinde bulundu.
Nisan Tezleri devrimin yarattığı potansiyelin ve yeni dönemin teorik ifadesiydi. Doğrudan eylem içinde olan Bolşevik işçiler eski Bolşevik kadrolara göre daha erken Nisan Tezlerini kavradılar ve Lenin’e destek verdiler. Nisan sonunda toplanan 7. Tüm Rusya Bolşevik Parti Konferansı’nda Lenin’in tezleri kabul edildi.
Bolşevik Parti konferanstan sonra kararlı biçimde sosyalist devrime yöneldi. Bolşeviklerin savaş karşıtı ajitasyonları karşılık bulmaya başladı. Haziran olayları, Temmuz politik krizi, Rusya’nın savaş cephelerinde aldığı ağır yenilgiler, Kornilov’un darbe girişimi gibi önemli olaylar
Bolşeviklerin doğru yolda olduklarını göstererek, sovyetler üzerindeki hegemonyalarını güçlendirdi.
“Tüm İktidar Sovyetlere” çağrısının eyleme dönüşmesi anı giderek yaklaşıyordu. Eylül sonlarında Bolşeviklerin önerisiyle Petersburg Sovyeti 2. Tüm Rusya Sovyetler Kongresi’nin toplanması çağrısı yaptı. Tüm Rusya Sovyetleri ilk kongresinde ikinci kongrenin üç ay sonra yapılması kararlaştırılmış olmasına rağmen Bolşeviklerin sovyetlere hakim olmasını engellemek isteyen Menşevikler ve Sosyalist Devrimciler ikinci kongreyi sürekli erteliyorlardı. Ayrıca bu kongrenin 12 Kasım’da yapılacağı kararlaştırılan Kurucu Meclis seçimlerinden dikkatleri uzaklaştıracağı ve Kurucu Meclisin kararlarını etkileyeceğinden çekiniyorlardı. Bolşeviklerin ısrarı üzerine Genel Rusya Sovyetleri MYK’sı İkinci Kongresi için tüm yerel sovyetlerin delegelerini 25 Ekim’de Petersburg’a göndermelerini istedi.
25 Ekim’i önceleyen 2-3 hafta içinde tüm Rusya’da 402 yerel işçi ve asker sovyet kongreleri tamamlandı. Bu kongrelerle ayrışmalar keskinleşerek çoğunluk Bolşevik Parti’nin “Tüm İktidar Sovyetlere” şiarı etrafında toplanıyordu. Sosyalist Devrimciler Partisi’nden güçlü bir sol kanat ayrılarak Bolşeviklerle birlikte hareket etmeye başlayınca, sovyetlerin kesin çoğunluğu Bolşeviklerin şiarları etrafında toplanmış oldu.
24 Ekim gününe kadar Bolşevik Parti genel ayaklanma için bütün hazırlığını tamamladı. Petersburg Sovyeti aracılığıyla Geçici Hükümetin tüm iktidar merkezlerini kontrol altına alarak, iktidarın sovyetlere devri için geçici hükümeti tasfiye etti.
2. Tüm Rusya İşçi ve Asker Sovyetleri Kongresi 25 Ekim’de, yeni takvime göre 7 Kasım’da toplandı. Bolşevikler, kendilerini destekleyen Sol Sosyalist Devrimciler, Enternasyonal Menşevikler, anarşistler ve diğer küçük gruplarla birlikte 650 delegenin çoğunluğunun desteğine sahipti.
Kongre Geçici Hükümetin tasfiyesini onaylayarak iktidarı eline aldı. Lenin’in başkanlığında on beş kişilik Sovyet Halk Komiserliği Hükümeti’ni görevlendirdi.
Kongre bütün cephelerde ateşkes yapılması ve asıl olarak demokratik bir barış yapılması kararı aldı. Çiftlik beyi, Çarlık ve manastır arazilerinin tazminatsız köylü komitelerine devredilmesini, ordunun tamamen demokratikleşmesini, üretim üzerinde işçi denetimini sağlayacak, açlığın önlenmesi için acil önemler ve halklara kaderini tayin hakkı doğrultusunda kararlar aldı. İktidarı işçi ve yoksul köylülerin diktatörlüğü anlamına gelen sovyetler devralmıştı almasına da, sovyetleri ve Bolşevikleri daha birçok zorlu dönemeçler bekliyordu. Bunlardan biri de Kurucu Meclis sorunuydu.
Dönemin hemen hemen bütün devrimci ve komünist partilerinin yaptığı gibi Bolşevik Parti de RSDİP’in ilk yıllarından beri, devrimden hemen sonra Kurucu Meclisi toplamayı programatik görüşleri arasında almıştı. Lenin’in deyimiyle “burjuva cumhuriyette Kurucu Meclis demokrasinin en yüksek biçimi”ydi. Proleter karakterli iktidar organı sovyetler ortaya çıkmadan önce Kurucu Meclisi savunmak doğru tutumdu.
Sovyetler kurucu niteliği de olan bir iktidar organıydı. Tüm Rusya Köylü Sovyetleri’nin 15 Kasım’da İşçi ve Asker Sovyetleri’yle birleşme kararı almasıyla, kurucu niteliği önünde hiçbir engel kalmadı.
Diğer yandan Geçici Hükümetin kararlaştırdığı gibi 12 Kasım’da Kurucu Meclis seçimleri yapıldı. Bu seçimlerde Sosyalist Devrimciler Partisi delegelerinin yarısından fazlasını kazandı. Bolşevik Parti bütün çabalarına rağmen azınlıkta kaldı. Devrim Petersburg, Moskova ve birkaç sanayi bölgesinde zaferini ilan etse de, henüz bütün Rusya’ya yayılmamıştı. Devrim yayıldıkça Kurucu Meclisin kırsaldan seçilmiş delegelerinin politik eğilimleriyle geniş köylü yığınlarının politik eğilimleri arasındaki çelişki derinleşti. Sosyalist Devrimciler Partisi, gerçekte politik bir iflası yaşarken, kendisine oy vermiş olan tabanın çoğunluğu Ekim Devrimi’ne katılan Sol Sosyalist Devrimciler kanadını desteklerken, Ekim Devrimi’nden önce belirlediği aday listesi sayesinde Kurucu Meclis delegelerinin yarısından fazlasını elinde tutuyordu.
Ortaya çıkan tablo, Lenin başta olmak üzere Bolşevik önderleri sorun üzerine derinliğine düşünmeye sevk etti. Kafa karışıklıkları da az değildi.
Sovyetler ile Kurucu Meclis arasındaki çelişkinin çözümüne dair formülasyonlar Lenin tarafından kaleme alınmış ve ilk olarak 13 Aralık’ta Pravda’da imzasız olarak yayınlanan “Kurucu Meclis Üzerine Tezler”le açıklık kazandı.
Lenin burada Kurucu Meclisin, kitlelerin değişen politik eğiliminden dolayı, artık halkı temsil edemeyeceğini belirterek, onun burjuva karakterinin altını çizdi. Sovyetler cumhuriyetinin burjuva cumhuriyetinden ve onun zirvesi olan Kurucu Meclisten çok daha yüksek bir demokratik biçim olduğunu vurguluyordu.
Sovyetler Bolşevik Parti’nin önderliğinde aşağıdan yukarı, yukarıdan aşağı yeni devleti, sovyetler cumhuriyetini çoktan inşa etmeye başlamıştı. Kurucu Meclise ihtiyaç kalmamıştı. Mevcut bileşimiyle Kurucu Meclisin toplumsal dayanağı da artık yoktu. Devrimci Sosyalistler Partisi’nin ihaneti geniş köylü yığınları tarafından anlaşılmış, artık gerçekte var olmayan bir partiydi. Buna rağmen Bolşevik Parti Kurucu Meclisin toplanmasına engel olmadı. Kurucu Meclis 19 Ocak 1918 tarihinde toplandı. Sovyet Yürütme Komitesi’nin yeni iktidar organının sovyetler olduğuna dair sunduğu önergeler reddedilince ilk günün sonunda Kurucu Meclis zor kullanılarak dağıtıldı.
“Ekim Devrimi burjuva demokrasisini aşan yeni tipte bir demokrasiyi, proleter demokrasisini ortaya çıkardı. Artık, Kurucu Meclis çağrısı, eskiye dönüşü özleyen burjuvaların ve Sovyetleri yıkmak isteyen karşıdevrimci cephenin umutsuz çığlığından başka bir şey olamazdı. Nitekim Kurucu Meclis, Sovyet iktidarının tanımayı ret edince dağıtıldı ve hiçbir emekçi de arkasından gözyaşı dökmedi. Sovyet iktidarı işçi, köylü ve askerin doğrudan demokrasisi anlamına geliyordu. Tarihte Paris Komünü’nden sonra ilk kez bir devlet işçi sınıfını ve yoksulları politikadan uzaklaştırmaya değil, tam tersine onları kitleler halinde politikaya katmaya çalışıyordu. Toplantı yerleri sağlıyor, matbaa imkânları sunuyor, sinema, radyo gibi teknik imkânları seferber ediyordu. Bu nedenle, Sovyet demokrasisi, en demokratik burjuva demokrasisinden binlerce kez daha demokratiktir.
Bu kez politikadan uzaklaştırılan, üzerinde baskı kurulan, sömürücü azınlıktır.”(3)
Son on yılda Latin Amerika’da üst üste birçok ülkede sovyetik karakterli devrimci kitle örgütlerinin ortaya çıkışı, Kuzey Kürdistan’da ve özellikle Rojava’da halk komite ve meclislerinin ortaya çıkması sovyet, konsey, meclis, komite vb. biçimlerdeki mücadele ve iktidar örgütlerinin tartışılması ve anlaşılmasını güncel kılıyor. Yarım kalan Mısır ve Tunus halk devrimlerinde yetersiz kalan bu örgütlenmeleri, emperyalizm ve İhvan’ın bürokratik parlamenter biçimlerle geçici olarak yenilgiye uğratması da tersinden bu örgütlenmelerin önemini güncel kılıyor. Ayrıca milyonlar halinde mücadeleye akan Yunanistan ve İspanya işçi, gençlik ve diğer emekçi kitlelerin yaratmakta olduğu mücadele örgütlerinin incelenmesi güncel önem taşıyor.
Yüzyıl önceki dünyadan ve Rusya’dan birçok açıdan niteliksel farkları olan tarihsel ve toplumsal koşullarda bulunduğumuz günün koşullarında, yeni oluşumların birçok biçimsel farklılıklar göstereceği de açık. En azından günümüzün iletişim ve ulaşım tekniğinin ulaştığı düzeyin sovyetik tipte bir örgütlenmenin olanaklarını ve emekçi kitlelerin inisiyatifini daha fazla artırmayı olanaklı kıldığı görülüyor. İlkelliğe ve amatörlüğe yol açmamak koşulluyla kitlelerin inisiyatifinin önünü açacak sovyetik tipte örgütlülükleri işletmenin teknik imkânları bugün, yüzyıl öncesine göre çok daha mümkün.
İşçi sınıfı ve ezilenlerin aydınlık geleceği yeni Ekimler yaratmakta ve yüzünü Sosyalist Sovyetlere dönmekte yatıyor.
Dipnotlar
1-Lenin, Görevlerimiz ve İşçi Vekilleri Sovyeti, Akt. Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi, c. 2, s. 523, İletişim Yayınları
2-Lenin, Seçme Eserler, c. 6, s. 463, İnter yayınları
3-Latin Amerika’da Sovyetler, Teoride Doğrultu, sayı 28, s. 38