Sunu

Önce bir özür ve özeleştiriyle başlamak istiyoruz. Dergimizin bu sayısını zamanında sizlere ulaştıramadık. Periyodumuzdan sapmış olmadık ancak çalışma tarzımızdaki sorunların kurbanı olmak, okurlarımıza düştü; Haziran sonunda Mayıs-Haziran sayısını okumak zorundasınız! Sorunlarımızı aşma kararlılığımıza olan inançla çalışmalarımızı ilerletmeyi sürdüreceğiz.

İmzalı yazılar gözünüze çarpmış olmalı. Teoride Doğrultu sayfalarında ihtiyaç duyduğumuz durumlarda imzalı yazılara yer vereceğiz bundan sonra. İmzalı yazılar, marksizmin temel düşünce ve ilkelerine, Teoride Doğrultu'nun yayın çizgisine uygun içerikte olmayı sürdürecek. Ancak sorumluluk yazarına ait olacak. Teoride Doğrultu'nun kolektif sorumluluğunu taşıdığı yazılar (imzasız) devam ediyor.

"Avrupa Birliği Çarpışmaları" bütün hızıyla sürüyor. Konuyu ele aldığımız yazıda gerek emperyalist merkezler, gerekse de iç gericiliğin temel kuvvetlerinin çarpışmadaki stratejik ve temel taktik pozisyonlarını açığa çıkarmaya çalıştık. ABD-ordu-MHP ve AB-TÜSİAD- ANAP temel saflaşması ekseninde şekillenen politik gerilim, çarpışmadan doğrudan hiçbir çıkarı olmayan ezilen işçi ve emekçi yığınlar üzerinde ideolojik hegemonya kurma kavgasıyla el ele yürütülüyor. Milliyetçilik ve liberalizm, burjuva ideolojisinin farklı zehirleri olarak aynı şırıngadan topluma zerk ediliyor. Marksist leninist komünistlerin programında ifadesini bulan tek gerçek alternatifin maddi bir güce dönüştürülmesi mücadelesinin artan önemi yazıda da belirtildiği gibi acil bir görev olarak yerine getirilmeyi bekliyor.

***

Lenin'in 1915 tarihli "Avrupa Birleşik Devletleri Şiarı Üzerine" makalesini hem konunun tarihsel geçmişine ilişkin verileri ortaya koyması hem de güncel boyutuna ışık tutması nedeniyle yararlı gördüğümüz için yayınlıyoruz.

Sol'un devrimcilikten en uzak olduğu nokta kuşkusuz ki onun faşizmle buluştuğu yerdir. Milliyetçilik, bu geçişin taşıyıcı ideolojisi olarak tarihsel rolünü oynamaya devam etmektedir. Tabii ki bu geçiş süreci milliyetçilikten şovenizme ve ırkçılığa doğru koyulaşarak sürüyor. Geçiş derinleştikçe egemen burjuva sınıfların politik çıkarlarının doğrudan savunusu açığa çıkmakta, sol söylem ise en kirli yöntemlerle dejenere edilerek soysuzlaştırmaktadır. "Nasyonal Solun Kuvva-i Milliye Ruhu" başlıklı yazımızda, sol kemalizmin bu tarihsel geçiş serüveni çarpıcı anlatımla ele alınıyor. Yazı, sol milliyetçiliğin (nasyonal solun) bütün güncel versiyonlarını ve karşıdevrimci pozisyonlarını yansıtmak bakımından iyi bir siyassal fotoğraf çekiyor.

Hayfa el-Zibri, Filistinli bir kadın. FHKC'nin (Filistin Halk Kurtuluş Cephesi) katledilen İkinci Genel Sekreteri Abu Ali Mustafa'nın kızı. Emekçi Kadınlar Birliği (EKB) "Kardeşlik Ödülü"ne layık görülen El Zibri'yle yaptığımız söyleşi, Teoride Doğrultu'nun okurlarına Filistin gerçeğini "içeriden" tanıtmayı amaçlıyor. Gerçi El Zibri politik bir sürgün, ancak bütün ruhu ve eylemiyle Filistin davasının içinde olan FHKC üyesi bir sosyalizm savunucusu.

***

"Memurların Sınıfsal Konumu ve Emekçi Memur Gerçeği" yazısıyla birlikte uzunca bir süredir beklenen teorik ihtiyacı karşılamış oluyoruz. Oldukça derin sayılabilecek kafa karışıklıklarının söz konusu olduğu bu konu, işçi ve memurlar arasında yürütülen devrimci politik çalışmada ciddi yön kaymalarına neden oluyordu. Bu hem ideolojik, hem siyasal hem de örgütsel bakımdan yaşanıyor ve sınıf hareketine müdahalemizin iç dinamizmini zayıflatıyordu. Geliştirilen teorik perspektif ve ulaşılan sonuçların proletaryanın devrimci hareketini yaratma, geliştirme mücadelesinde muhataplarına katkı sağlayacağını umuyoruz.

***

Sokak pratiğinden dersler-deneyler yansıtan "Ankara Çıkartması" kampanyasıyla ilgili hazırlanan yazımız, öncü çıkış anlayışı ve pratiğinin rolünü kendi özgünlüğü içinde yeniden gözler önüne seriyor. Umutsuzluk ideolojik bir hastalıktır ve ancak pratik siyasal eylemin gücüyle tedavi edilebilir. Kampanya başka şeylerin yanı sıra, ama temel olarak bu doğrunun başarıyla test edildiği bir sınav dönemi olmuştur.

"Attica" bize hiç yabancı değil, tersine çok tanıdık. Ülkemizde F tipi zindanlara karşı yürütülen mücadele kadar benziyor Attica'daki siyasi tutsakların isyanı ve direnişi. Sinan Gülen'in çevirisi Amerikan demokrasisi denen burjuva diktatörlüğünde zindanların ne işe yaradığını, özgürlüğün kimin için ve nasıl sağlandığını teşhir eden çarpıcı bir belge niteliği taşıyor.

"Neoliberalizm ve Tarım Politikaları" incelemesi de gösteriyor ki, emperyalistler ve işbirlikçi tekellerin "tarımı ele geçirme" saldırısı, kırda devasa bir sosyal ve sınıfsal yıkım süreci başlatmış bulunuyor. Derinleşeceği kesin olan bu yıkım, kırdaki gelişmenin yönü konusunda devrimci stratejinin etkinlik kapsamını genişletmektedir. İşçi-köylü ittifakının maddi bir gerçeğe dönüşmesi, proletaryanın devrimci stratejisinin görüş açısından, giderek pratik eylemin çözeceği bir sorun haline geliyor.

H. Erdem'in "Solun beyin zarını yumuşatma operasyonu" olarak tanımladığı saldırı gerçekten önemli. Emperyalist küreselleşme ideolojisi devrim adına ne varsa onu kontrol altında tutmak, yutmak ve yok etmek istiyor. Bu anlamda sol, Türkiye'de de tekelci burjuvazi tarafından hedef tahtasının merkezine yerleştirilmiş bulunuyor. Sol kavramının özünü belirleyen ve içeriğini oluşturan ezilenlerin mücadelesine ait olan ve tarihsel olarak birikmiş bütün değerlerden arındırılmak isteniyor. "Solun devrimsizleştirilmesi" karşıdevrimci planın en net amacı olarak belirginleşiyor. Solun "yeniçeri"leri egemen sınıfların tarihsel birikimi ve deneyiminin icadı olarak bu amaçla devreye sokulmuş bulunuyor.

"Sömürgeciliğin Sol Milliyetçi Kolu", İşçi Partisi (İP) ile yürütülen polemik "Kürt sorunu" üzerine. Diğer bir deyişle karşıdevrimin ideolojik savaş cephesinin bu en demagojik, en kirli ve haliyle en çürük alanında sol milliyetçiliğin İP'i pazara çıkarılıyor. İP Merkez Komitesi'nin "Kürtçe Eğitim Kampanyasına ilişkin kararı üzerinden yürütülen polemik, komünistlerin soruna teorik, programatik ve pratik-politik yaklaşımlarını da ortaya koyuyor.

Türkiye aydınının üzerine "Kar" yağıyor. Hem de nasıl! "Karnaval Bitti"de; ideolojik ve politik ufuksuzluğun körleştirdiği bu aydın tipolojisiyle "hesaplaşma" var. O. Altın, Avrupa/Batı uygarlığına hayranlık, birey-bireycilik karmaşası, pasifizme övgü, karamsarlık ve umutsuzluk hastalığı vb. olgular üzerinden Ahmet Kahraman'la polemik yürütüyor. Küçük burjuva aydınının sınıfsal-ideolojik kimliğinin çözümlenmeye çalışıldığı bu yazı, A. Kahraman'ın Yeni Gündem'de yayımlanan "Dresten'de 1 Mayıs" makalesine dayanıyor.

***

"Kapitalizm ve Ekonomik Kriz" çalışması, esasen ABD, AB ve Japonya (üç rekabet merkezi) emperyalistlerini temel alarak küresel ekonominin konjonktür analizine girişiyor. Üretim, ticaret ve mali-finansal kapsamda sermaye hareketinin ilerleyiş yönünü inceleyen yazar, dünya ekonomisinin henüz yeni bir fazla üretim sürecine girmediğini, ancak "ABD ve Japonya'da ekonominin krizde olmasının dünya ekonomisinin krize doğru gelişmesini etkilemektedir" sonucuna ulaşıyor.  

Marksist Teori

Yaygın Süreli Yayın
Varyos Gazete Dergi adına Yazı İşleri Müdürü: Tülin Gür
Posta Çeki Hesap No: Varyos Gazete Dergi 17629956
Türkiye İş Bankası IBAN: TR 83 0006 0011 1220 4668 71

Bize Ulaşın

Yönetim Yeri: Aksaray Mah. Müezzin Sok. İlhan Apt. No: 12/1 D:7 Fatih/İSTANBUL
Tel: (0212) 529 15 94  Faks: (0212) 529 06 75
Web Sitesi: www.marksistteori5.org
E-posta: info@marksistteori.org
Twitter: @mt_dergi