Sunu

Merhaba;

Bir sayılık kesintiden sonra yeniden birlikteyiz. Ocak-Şubat sayımızı çıkaramadık. Mart-Nisan sayısıyla sizlerle yeniden buluşurken yoğun bir politik süreçten geçiyoruz.

Bu dönem, burjuva medyanın manşetlerinde, kamuoyunun gündeminde en çok tüketilen kavram “kriz” oldu. Büyük sermaye sınıfları kronikleşen siyasal, sosyal ve ekonomik çözümsüzlüğün yoğun gerilim ve kasılmalarını yaşıyor. Türkiye egemen sınıfları “iki ulusal programla ABD ve AB emperyalistlerinin sınavından geçiyor. Washington’ın atadığı Eyalet Valisi Kemal Derviş, hükümetin süper yetkili dördüncü ortağı olarak emperyalist talan programını oluşturdu. İşçi sınıfı ve çalışan emekçi yığınlar, bu talan programının faturasını en ağır biçimde öderken, orta ve küçük burjuvazi çöküşün ağıtlarını yakıyor. Güncel Durum ve Gelişmelerin Yönü başlıklı yazımız bu durumu ele alıyor ve işbirlikçi teslimiyet programlarının, toplumsal çürümenin yegâne panzehiri olarak devrimci yığın hareketinin örgütlenmesi ve yığınların devrimci önderliğinin oluşturulması üzerinde duruyor.

Türkiye cezaevleri ise, tarihin en kanlı, en barbar katliamlarından birini yaşadı bu dönem. 19 Aralık 2000, insanlığın yazgısına kara bir sayfa olarak işleyecek. Ama aynı zamanda yangın ve gaz bombalarıyla tutuşan alevler arasında kalkan zafer işaretleri, destanları yaratan devrimci tutsakların soylu direnişi de tarihe nakşedilecektir.

Egemen sınıfların gündemlerine aldıkları ve kesin çözme “kararlılığı”yla yüklendikleri her temel sorunda olduğu gibi, cezaevleri sorununda da, o eksende geliştirilen bütün toplumsal tepki, karşı koyuşlar; yönetmelik, ceza ve fiili saldırılarla en sert biçimlerde bastırıldı. Oluşturulan ablukayla tutsaklar yalnızlaştırılarak teslim alınmak istendi; ama 12 Eylül askeri faşist darbeden bu yana en zalimane saldırıları büyük bir inanç ve kararlılıkla yenilgiye uğrattılar. Bugün yeniden aynı coşku, moral ve ideolojik üstünlükle yüzlerce ölüm orucu direnişçisinin zafer inancıyla bir kez daha yürüyorlar karanlığın ve bataklık dehlizlerinin üzerine. Yine kararlılar ve yine kazanacaklar. Türkiye’de Cezaevleri ve Direniş yazımız da 12 Eylül’den bu yana cezaevleri gerçeği ve direnişleri özetliyor, bugünkü F tipi direnişinin önemi üzerinde duruyor.

Telekomünikasyon Özelleştirmeleri ve Türk Telekom Talanı, son saldırı programlarından önce yazılmış olmasına karşın, bugün daha da güncelleşti. Burjuvazinin yeniden yapılanma programının bir parçası, özelleştirmeye bağlı olarak, dış borç açığının kapatılması için satışa sunulan telekomünikasyon pazarı yine alıcısını bekliyor. IMF programlarının uygulandığı ülkelerle paralellik gösteren talan sektörünün, emperyalist sermayenin müdahale, amaçları ve özelleştirmenin sonuçlarını derli toplu ele alan yazı, “ulusal program” olarak sunulan, talan programının ipliğini de bu vesileyle pazara çıkarıyor.

Tarihsel ve Güncel Olarak Filistin Sorunu yazısı, uluslararası emperyalist rekabetin direnişleriyle tarihte ender rastlanır bir yer tutan Filistin tarihi ve güncelinin kapsamlı bir incelemesidir. Yazı, kaynayan kazan Ortadoğu’da, emperyalistlerin gündeminden düşmeyen, esasen Ortadoğu petrol kaynaklarının ele geçirilmesi ve kontrol edilmesinin bir parçasını oluşturan Filistin-İsrail sorununu buradan kaynaklı stratejik önemiyle de ele alıyor, tarihsel gelişimi ve güncel olanıyla birlikte ortaya koyuyor.

Ufak devletler halinde bölünmüş eski Yugoslavya topraklarında ise sorunlar bitmiyor. Öteden beri bu bölge emperyalistlerin ilgi alanıdır. Ve bu aynı zamanda AB, ABD, Rusya emperyalist güçlerinin günlük olarak karıştırdığı bir merkez olmayı sürdürüyor. “Halkların Bereketli Sofrası Yugoslavya Nereden Nereye” yazısı, bağımsız bir Yugoslavya Federal Cumhuriyeti’nin, antifaşist kurtuluş mücadelesinden antikomünizme yuvarlanan Titocu Yugoslavya’nın durumu ve bugün emperyalist devletlerin üzerinde cirit oynadığı uluslararası tekellerin serbest pazarı haline getirilmesi üzerinde duruyor ve küçük pazarlar olarak bölünen bugününe değiniyor.

Son yazımız Faşist Rejimin Yeni “Umudu” Jose Pinera, Özgür Atılım’ın 28 Haziran 1997 tarihli sayısından alınmıştır. Bir belge niteliği taşıyan yazı, sosyal güvenlik sistemini ele alıyor ve bazı yanlarıyla irdeliyor. Şili’de faşist darbe sonrasında iktidara gelen Pinochet’in Çalışma Bakanı Jose Pinera’nın Türkiye’yi ziyaret ettiği günlerde, Şili modeli ile Türkiye modelinin benzerliği üzerinde duran yazarımız, Türkiye işçi sınıfının komünist önderi Süleyman Yeter’dir. Bu yazıyı işkencede katledilişinin ikinci yıldönümünde önemi ve belgesel özelliği itibariyle Süleyman Yeter yoldaşın anısına yayınlıyoruz.

  1. sayıda buluşmak üzere...

Marksist Teori

Yaygın Süreli Yayın
Varyos Gazete Dergi adına Yazı İşleri Müdürü: Tülin Gür
Posta Çeki Hesap No: Varyos Gazete Dergi 17629956
Türkiye İş Bankası IBAN: TR 83 0006 0011 1220 4668 71

Bize Ulaşın

Yönetim Yeri: Aksaray Mah. Müezzin Sok. İlhan Apt. No: 12/1 D:7 Fatih/İSTANBUL
Tel: (0212) 529 15 94  Faks: (0212) 529 06 75
Web Sitesi: www.marksistteori5.org
E-posta: info@marksistteori.org
Twitter: @mt_dergi