Birlik Devriminin Dersleri, Partinin Kuruluşu Ve Gelişimi

Giriş

TKİH, TKP/ML Hareketi ve TKP(ML)YİÖ'nün birleşmeleri ve partiyi oluşturmaları, komünist hareketin tarihsel gelişimi sürecinde bir devrimdir. Bu devrim, komünistlere birçok bakımdan yılların kazandıramadığı bilgi ve deneyimi kazandırdı; savaşçıları eğitti yeni savaşçıların hızla öne atılmasının önünü açtı.

Birlik çalışmalarının başarısı ve yeni örgütün ilanı, ideolojik donanımın geliştirilmesi ve pekiştirilmesi süreci oldu. Bu, zorun başarılmasıdır.

Çok yönlü, zorlu ve verimli bir mücadelenin ürünü ve ifadesi olan birliğin, partinin kuruluşunun ve gelişiminin materyalist bir bakış açısı ışığında anlaşılması ve bunun deneylerinin içselleştirilmesi önemlidir. Bu, sadece geride bırakılan bir süreç için değil, bundan sonrası için de, partinin gelişimi ve geleceği için de gereklidir, vazgeçilmezdir. Kuşkusuz, birliğin derslerinin kapsamlı bir analize konu edilmesi ihtiyacı olsa da, bu çalışmada bu derslerin bütünlüklü, ama özet bir tablosu verilecek, özellikle de partinin gelişimi en genel çizgileriyle verilmeye çalışılacaktır.

Birlik davasının ağır yük ve sorumluluklarını omuzlamış marksist leninist komünistlerin attıkları dev adımın ideolojik, politik ve örgütsel anlamı bugün daha iyi görülebiliyor. Birlik ve Parti ilanı, üstlenilen sorumluluk ve görevin tarihi misyonunun bilincinde olarak yapılan daha üst bir nitel sıçramadır. Zira, burada yarını kurmaktır sözkonusu olan. Bu büyük davanın en ağır yüklerini tam bir kararlılıkla omuzlama bilinç, irade ve kararlılığını göstermenin, partiyi her alanda öncü konumlara yükseltmenin anlamı, partinin kuruluşunun yıldönümünde daha da derinleşmiş bulunuyor. Parti gerçeği, muazzam bir ilerleme, sıçrama ve atılımın ifadesidir.

I. Bölüm

Zorlu Bir Mücadelenin Kazanımı

Marksist-leninist teori, her önemli siyasal ve toplumsal sıçrama dönem ve anlarının, bu sıçramayı gerçekleştirecek toplumsal güçlerde ve dinamiklerde bir büyük gerginliği mayaladığını, bu büyük gerginliğin, bu büyük güçleri ağır doğum sancılarıyla sarstığını öğretir. Birlik iradesini ortaya koyan komünistler, bu ağır doğum sancılarına kendilerini hazırladı, sonuçların vereceği acılarla, sendeleyip birlik iradesini ve komünist sağduyuyu yitirmediler. Birlik, büyük acılar, kırgınlıklar pahasına elde edildi. Ve süreç içerisinde adım adım gerçekleştirildi.

MLKP-K'nın kuruluşu büyük bir mücadelenin ürünü ve ifadesiydi. Bu mücadele, hem örgütler arasında ve hem de örgütlerin kendi içinde yaşandı. Ve yine mücadele, hem farklı düşünceler ve hem de yöntem sorunlarında sürdü. Süreç ilerledikçe de, bu mücadele dar, sekter ve grupçu yaklaşımlara karşı mücadele olarak kapsamı daha da büyüdü.

TKP/ML Hareketi ve TKİH'in yürütegeldiği birlik çalışması ve mücadelesinin '89 sonbaharından birliğin gerçekleştiği '94 yazına değin uzanan 5 yıla yaklaşan bir tarihi vardır. '89 sonbaharında başlatılan, KBEK kuruluşu ile ilerleyen ilk çalışmalar, başlangıçtaki aşırıya varan iyimser yaklaşımların şekillendirdiği birlik isteği ve somut bir biçimde kalıba dökülmemiş de olsa birlik iradesinin varlığına karşın, '90 ilkyazında tıkanma noktasına geldi. Bu durum depreşen önyargılar ve yükselen güven eksikliği ile birleşerek tam bir tıkanma ve güven bunalımı boyutuna ulaştı. Çözüm ve çıkış arayışları başarılı olamadı. Güven bunalımını aşacak, tıkanıklığın önünü açacak yöntemler üzerinde bir ortak irade oluşturulamadı.

TKİH'in l.Kongresi ve TKP/ML Hareketi'nin 4.GK'sı, '91 yazında amacına ulaşarak, başarılı olmayan birlik çalışmasının ardından toplandı. İki örgütün Kongre ve Genel Konferansı, geriye dönük değerlendirmeler yaptılar. Ancak birlik çalışmalarının önünü kesme durumunda da olmadılar. Nitekim Nisan '94'teki Birlik Olanaklarını Değerlendirme Toplantısı (BODT) bunun bir ifadesiydi. BODT, özetlenen sürecin bir uzantısı ve vardığı bir yeni aşamaydı. Böyle bir toplantının ön açıcı olduğu pratik olarak da kanıtlandı.

BODT'in ortaya koyduğu devrimci irade ve inşa ettiği Birlik Planı değerlendirilirken, yürütülen mantık ve yaklaşımın anlaşması özel bir önem taşıyordu. Toplantı, iki örgüt arasında, ilkeli birlik için gerekli temelin mevcut olduğunu saptamıştı. Örgütsel birlik için gerekli temelin varlığının saptanması belirleyici bir önemdeydi. Çünkü bu saptama, örgütler bakımından birlik sorununun çözümünde bulunulan aşmayı ya da tarihsel "an"ı vurguluyordu. Eğer böyle ortak ideolojik bir temel mevcut olmasaydı, çözümü pratik devrimci eylemin gündemindeki bir sorun olarak örgütsel birlik tartışma gündemine bile alınamazdı. Öncelikle örgütsel birliğe ön gelen teorik ve programatik birliğin, örgütsel birliğin üzerine yükseleceği ortak ideolojik temelin hazırlanması gerekirdi. Bu temelin varlığı bir gerçekti. Ve bunun böyle olduğu sonrası süreçte de açığa çıktı. Birlik planı, ilkeli birlik için gerekli ortak temelin varolduğu saptamasına bağlı olarak, ayrılıkların ve sorunların aşılmasının anahtarını, birliği gerçekleştirebilecek sağlam bir devrimci iradenin oluşturulmasında görüyordu. Geriye dönük değerlendirmelerinde de, ilkeli bir birlik için gerekli ortak temelin varlığına karşın birliğin gerçekleştirilmemiş olmasını ya da tıkanıklığın aşılmasını, ortak bir devrimci iradenin yaratılmamış olması gibi ana ve belirleyici bir nedene dayandırıyordu.

Başarısız birlik çalışması döneminin önemli bir dersi de, birlik mücadelesinin görev ve sorunlarının örgütlerin kitlesine maledilmemesi ve birlik çalışmasına ve tartışmalarına örgütlerin kitlesinin etkili bir biçimde katılmasının örgütlenememiş olmasıydı. Güçlü birlik isteği sağlam bir birlik iradesine dönüştürülmedi, zayıf birlik iradesinin kırıldığı ve çalışmanın tıkandığı dönemde, birlik isteği de hızla zayıfladı. Ancak büyük ya da küçük zorluklar, engel, problem ve tersliklere dayanıklı sağlam bir birlik politikası oluşturarak, birlik çalışması ancak bu şekilde başarıya ulaşabilirdi ve öyle de oldu. Bu zorunlu bir mücadelenin kazanımı olduğu gibi, olmazın da başarılmasıydı. Nitelik bir sıçramaydı sözkonusu olan. Sergilenen örneği az bulunur bir deneyimdi.

Birliğin Tarihsel Anlamı Ve Önemi

Mevcut iç ve uluslararası politik durumun özgünlükleri, belli başlı bir kaç örgüt biçiminde parçalanmış olan ülkemiz komünist hareketinin birliğini her zamankinden daha acil bir sorun olarak öne çıkarmıştı. Modern revizyonizmin emperyalizm önünde diz çökerek havlu atması, kapitalist restorasyonun varabileceği en ileri noktaya ulaşmasının dünya çapındaki yıkıcı etkileri gelişen Kürt ulusal kurtuluş mücadelesi ve '89 baharında ve daha sonra '90 sonu ve '91 başında yükselen işçi kitle grev dalgasının objektif karşı koyuşu ile geri atılmıştı. Dünya çapında, "elveda proletarya" şiarıyla marksizm-leninizme, devrim ve sosyalizm ideallerine, dünya komünist ve devrimci hareketine karşı başını emperyalizmin çektiği dünya gericiliğinin yürüttüğü savaşım, modern revizyonizmin tümüyle ve apaçık bir biçimde onların saflarına geçmesiyle daha da boyutlanan bir karşıdevrimci dalga olarak gelişmişti. Denilebilir ki, dünya komünist hareketinin son 30 küsür yıllık tarihinde yaşadığı parçalanma, küçülme ve kan kaybı da bu dönemde en alt düzeye varmış ve adeta dibe vurmuştu.

İşçi hareketindeki göreli duraksama ve düşüş, ulusal kurtuluş mücadelesindeki yorgunluk belirtileri ve PKK'nin reformizme yöneldiği koşullarda yeni uluslararası karşıdevrimci dalganın yıkıcı etkileri gecikmeli bir biçimde ülkemiz devrimci ve komünist hareketinde kendini göstermiş, yeni bir tasfiyeci dalgayı mayalamış ve bu durum köklü olarak değişmemişti. Ülkemiz solunda komünist hareketin, bu yeni uluslararası karşıdevrimci dalgaya karşı korunma ve savunma çizgisinden çıkarak ileriye doğru devrimci hamleler yapması moral üstünlüğünü ele alması ve devrimcilere yeni bir ufuk açması acil pratik bir görev olarak kendisini dayatmıştı. Birlik, bu koşullar altında, daha büyük mücadelelere girme istek, kararlılık ve iradesi olarak mevcut duruma devrimci bir yanıt olarak büyük bir önem kazanmıştı.

Basit antifaşist eylem birliklerine bile yabancı olan coğrafyamızda, böylesi bir birliğin gerçekleştirilmiş olması övgüye değerdir. Zira bu gelişme, yeni bir geleneğin ifadesiydi ve öyle olduğu geçen iki yılın pratiği tarafından da doğrulandı.

Devrimci hareketin durmadan parçalandığı, devrimci ve komünist hareketin kitleselleşmesinin ve büyüme hızının zayıf olduğu, bir tür büyüyememe krizi yaşadığı, yığın hareketinde devrimcileşmenin zayıf olduğu, proletarya hareketiyle Kürt ulusal kurtuluşçu hareketi devrimci temelde bir bağlaşma gerçekleştiremediği, tasfiyeci baskılanmanın coğrafyamızda da giderek etkilerinin değişik biçimlerde daha fazla görüldüğü, tasfiyeci baskılanmanın yeni arayışlara sürüklenmede daha fazla etkili olduğu koşullarda, atılan bu adımın anlamı ve rolü bugün daha iyi değerlendirilebilir.

Böyle olduğu içindir ki, bu birlik; komünist hareketi daha ileri taşıma çabasıydı; çıkışsızlığa karşı yeni ve daha üst bir hamleydi; aynıların aynı yerde, ayrıların ayrı yerde yer alması gerektiğinin bir ifadesiydi; ilkesel ve güncel siyasal önemdeki bir görevi başarıyla çözme girişimiydi. Uzun sözün özü, bu birlik, Suphi TKP'sinin birleştiriciliğinin devralınması ve sürdürülmesiydi.

Doğrudan bir birlik çalışması deneyimine sahip olmayan iki örgütün (daha sonra buna bir üçüncü örgüt olarak TKP(ML) YİÖ'de katıldı) böylesi bir birliği başarıyla gerçekleştirmesi son derece önemli ve anlamlıdır. Diğer şeylerin yanı sıra, bu, siyasal darlığa, ufuksuzluğa, grupçuluğa, küçük hesaplar peşinde koşmaya, küçük burjuva rekabetçiliğine, vb. vb. karşı da devrimci bir çıkıştı. Tarihsel olarak bakıldığında bu yeni bir geleneği yaratarak, zor olanı başarmak, birlik yolundan partiye yürümekti. Komünistler bu yoldan kendi tarihsel varlık biçimlerine müdahale ettiler. Proletarya devriminin önderliğini yaratmak yolundan; teorinin ve uluslararası deneylerin ışığında, eleştirel aklın süzgecinden geçirerek ayıklayıp, arındırarak zenginleştirmeye yönelme, özdeneyimlerin gösterdiği ilerleme yolundan derinleşmek gerektiğini kavradılar. Uzun sözün özü, birliğin ete, kemiğe bürünmesi, canlı gerçekler haline gelmesi için, yalçın dağların ulaşılmaz doruklarına erişmek için ne gerekiyorsa o yapıldı. Bütün bunlar, devasa bir özgürleşmeyi dayatıyordu.

Derin Bir Enternasyonalist İçerik

Komünistlerin üstlenilen sorumluluk ve görevin tarihi misyonunun bilincinde olarak birliği gerçekleştirmiş olmasının enternasyonalist önem ve anlamı da büyüktür. Bu, '89 sonbaharından beri yürütülen birlik mücadelesi ve çalışmasının, geride kalan, öğrenmek ve dersler çıkarmak zorunda olunan, kazanım, zaaf, eksik ve hatalarına karşın, bütün bu sürecin bir uzantısı, devamı, yeni ve ileri bir aşamasıydı. Yeni bir süreci belirleyici tarihsel bir adımdı. Komünistler yaklaşık beş yıllık bir birlik çalışması ve mücadelesini yürüttüler. Ancak, dünya komünist hareketi bakımından ele alındığında, Stalin'den sonraki bir kaç on yıllık bütün bir dönemde modern revizyonist ihanetin açtığı ağır tahribat nedeniyle komünist hareket parçalanıp, bölünerek, küçülerek gelmiş, dünya ölçeğinde devamlı olarak kan kaybetmişti. Birlikle birlikte, ülkemiz zemininde bu tersine döndürülmeye çalışıldı ve bu bakımdan gösterilen devrimci irade, derin enternasyonalist bir içeriğe sahipti. MLKP'nin ortaya koyduğu birlik iradesinde somutlaşan devrimci enternasyonalist eğilimin, diğer ülkelerde de belirginleşeceği gerçeği, aynı zamanda bu gelişmenin de ifadesidir. Coğrafyamızda komünistler bu adımı başarıyla attılar ve başka ülkelerdeki komünistlerin birliği eğilimini de güçlendirdiler.

Bu devrimci iradeye sahip çıkmak, bu enternasyonalist eğilimi güçlendirmek güncel bir görevdir. Dünyada burjuvazi ve gericiliğin şahlandığı, yeni bir karşıdevrimci dalganın baskılanmasının hala güçlü bir şekilde etkili olduğu, dünya komünist hareketinin alabildiğine küçüldüğü, tam anlamıyla bir erozyona uğradığı, koşullarda bu birliğin gerçekleştirilmesinin enternasyonalist yönü anlaşılırdır.

Dünyada komünist hareketin erozyona uğradığı, güç kaybettiği, bölünüp parçalandığı bir dönemde, yeni tasfiyeci dalga karşısında Türkiye komünist hareketi sağlam bir ideolojik tutum takındı, burjuva-revizyonist koro karşısında ideolojik sağlamlığını sürdürdü. Karşıdevrimci Alia revizyonizminin haince saldırısına karşı da ilkeli ve sağlam bir tutum takınma kararlılığını gösterdi. Birlikle birlikte, bu sağlam ideolojik konum, daha da güçlendirildi.

Birliğin gerçekleştirildiği koşullarda (ve bugün de) uluslararası komünist hareket organik bir hareket olmaktan çok, örgütsüz ve dağınıktı. Alabildiğine bölünmüş ve parçalanmıştı. Etkisi son derece zayıftı. Uluslararası komünist hareketin yeniden yapılandırılması, güncel enternasyonalist bir görev olarak kendisini dayattıkça dayatıyordu. Bu görevin yerine getirilmesinde dünya komünist hareketinin bir parçası ve önemli bir öğesi olarak MLKP önemli ve aktif bir rol oynayabilirdi, oynamalıdır. Birliğin derin enternasyonalist içeriği özellikle ve öncelikle burada somutlanmaktadır.

Bu bakımdan, uluslararası önemi açısından bakıldığında;

Birlik; dünya çapında yaşanmakta olan çıkışsızlığa karşı bir yanıttı. MLKP, sahip olduğu sağlam ideolojik temele, istikrarlı ve sınanmış yönetici kadrolarına, devrimci geleneklerine, önemli boyutlardaki deneyim birikimine ve uluslararası bağlantılarına dayanarak, bu alanda önemli bir sıçrama yapabilir ve uluslararası komünist hareketin yeniden yapılandırılmasında bir kaldıraç işlevi görebilir.

Birlik; dünyadaki dağınık komünist güçleri birleştirme çabasıdır. Bugün dünyadaki komünist örgütler son derece küçülmüşlerdir. Ve etkileri de son derece cılızdır. Çeşitli ülkelerde yeni komünist gruplar, çevreler doğabilir. Bunun koşulları düne göre daha da olgunlaşmıştır. Marksizm-leninizmden güçlü olarak etkilenen gruplar, çevreler vb. ile ilişkiye geçerek onları komünizme kazanmanın önemi daha da artmıştır. Birlik eğiliminin dünya çapındaki güncel bir ihtiyaç olduğu görülmelidir. MLKP'nin ilanı, bu eğilimin bir parçası ve ifadesidir.

Birlik; dünya komünist hareketinin sorunlarına daha aktif müdahale etme, dünya komünist hareketinin yeniden yapılandırılmasında, kendine belli bir misyon biçme çaba ve kararlılığının bir ifadesidir. Uluslararası komünist hareketin tek tek öğelerinin bugün daha çok eleştirici ve toparlayıcı olması gerekiyor. Bu bakımdan, bir çekim merkezinin oluşturulmasına duyulan ihtiyaç daha da artmıştır.

Birlik; marksizm-leninizme ısrarla bağlı kalma ve onu her türden sapma ve saldırı karşısında tavizsizce savunma ve yaratıcı tarzda geliştirme çabasıdır. Türkiye komünist hareketi bakımından, dünya komünist hareketinin sorunlarını ve önündeki görevleri derinlemesine kavrama, marksizm-leninizmi anlama ve uygulama yeteneği bakımından bugün daha elverişli koşullar mevcuttur.

Birliğin En İleri Örgütsel Biçimi

Komünistlerin birliği, en ileri örgütsel biçimde oldu. Birlik, Kongre platformunda sağlandı. Birlik kongresi ayrılık noktalarını ve sorunları çözecek en elverişli, en yetkili ve yetenekli araç ya da birlik platformu olarak görüldü ve öyle de oldu.

Nisan '93'te BODT'de kabul edilen Birlik Planı, örgütsel birlik için merkezinde Birlik Kongresi duran ortak bir planı oybirliğiyle kararlaştırmıştı. Bu plan, örgütler ve TKİH'in 2. Kongresi ve TKP/ML Hareketi'nin 5. Kongresi tarafından da onaylanmıştı. Ki bu, birlik için ortaya konan ortak devrimci iradeydi. Bir ilke sorunu ve güncel siyasal bir görev olarak mücadeleyi ileri çekecek, komünistleri daha büyük mücadelelere hazırlayacak, ihmal edilemez bir devrimci olanağın değerlendirilmesi için oluşturulmuş bu ortak devrimci iradeyi sahiplenmek ve ileri götürmek gerekiyordu. En nihayetinde, birlik süreci, bir biçimde örgütlerin kendi hayatiyetlerine son vermeleri demekti. Yani ayrı örgütler olarak tarihsel ve siyasal misyonlarını tamamladıklarını birleşerek ileriye sıçramak her birinden daha güçlü ve gelişkin bir öncüyü şekillendirerek davayı ve mücadeleyi omuzlamak iddia ve kararlılığındaydılar. Bu iddia ve kararlılığın, bu örgütlerin yapı taşları ve atomları olarak bütün komünistlere mal edilmesi ve onlara bu tarihsel anda sağlıklı bir biçimde karar verme, birliklerini en elverişli örgüt platformlarında etkileme olanağının tanınması, kendi başına önemli olduğu gibi, birlik çalışmasının başarıyla yürütülmesinin ve sonuçlandırılmasının da temel bir koşuluydu.

Sorunlar örgütlere, bu örgütlerdeki bütün komünistlere maledilerek, örgüt kitleleriyle birlikte yüründü ve hatta bu tartışmaya çalışma gruplarındaki sempatizanlar da katıldı. Birlik iradesi, örgütlerin ortak iradesi olarak şekillendi. Buradan olarak, birlik anlayışı ve yöntemi bakımından şu iki ana unsurun başarıyla birleştirildiği özellikle vurgulanmalıdır.

İlki; örgütlerin birlik için ortak bir irade oluşturmaları ve bunu Birlik Kongresi'ne bağlı somut bir plan olarak kararlaştırmaları ve örgütlerin çalışmalarını bu plan ekseninde düzenleme ve yönlendirmeleri gerektiği temel fikridir. Bütün bunlar için belirleyici olan örgütlerin ortak iradesiydi. İkinci unsur; ayrılıklar ve sorunların örgütler ve örgütlerin önderlikleri arasındaki problemler olmaktan çıkarılıp, örgütlerde birleşmiş, örgütlenmiş tek tek komünistler arasındaki ayrılık ve sorunlar düzeyine indirgenmesi, aynı örgütte birleşecek tek tek komünistler arasındaki sorunlar olarak ele alınması temel yaklaşımıydı. Kuşkusuz bu temel fikir, önderlik unsurunu, kolektivizmi reddetmiyordu ve üzerinde tartışılarak geliştirilecek kongre gündemine dair materyallerin, önderliklerin oluşturacağı komisyon tarafından hazırlanması ve bu materyaller üzerinde, bireylerin ayrılıkları tartışması, tartışmaya yalnızca bireylerin katılımının sağlanması öngörülüyordu. Birlik Kongresi'nin, sorunların çözümü için en ileri araç olarak görülmesi bunu tamamlıyordu.

Genel olarak ayrılıkların çözümü, özel olarak '72-'79 dönemi ayrılığı ve bu ayrılığın ele alınış tarzı konusu, ya da; a) '72-'79 döneminin değerlendirilmesi, b) bunun parti birliği açısından tuttuğu yer ve genel olarak parti birliği sorununu ele alış tarzı konularının haline, Birlik Kongresi öncesinde, sadece örgütlerin iradesiyle çözmeye çalışmak yönteminin yerine, hazırlık sürecinde yapılacak tartışmalara dayalı olarak, Birlik Kongresi'ne, yani Kongre'ye katılacak delegelerin iradesine bırakılmıştı. Bireyler olarak Kongre delegeleri herhangi bir şekilde bağlayıcı örgüt kararı olmaksızın kendi özgür iradeleriyle bu sorunları ve diğer konuları kararlaştıracaklardı.

'90-'91 döneminde ayrılıklar üzerinde örgütlerin resmi görüşleri çerçevesinde ve önderliklerin bir tartışması biçiminde yürütülmüş, bu yolla ilerleme sağlanması bir yana inatlaşma ve katılaşmalar, karşılıklı savunma psikolojisi öne çıkmıştı. Bu yöntem, ayrılıkları giderme ve birlik çalışmasını geliştirmede başarılı ve ilerletici olamamıştı, tersine grupçuluğu körüklemişti. Grup bağlarını güçlendirici, aradaki açıyı koruyan ya da artıran yöntemlerle birlik çalışmasının başarıya ulaştırılamayacağı gerçeği birlik politikasında bu bakımdan bir zenginleştirmeyi gerektirmişti.

Buradan olarak; teori, program, strateji, örgütlenme ve taktik sorunlarındaki yaklaşım ve düşünce ayrılıklarının örgütler arasındaki, örgütler ve önderlikleri karşı karşıya getiren, yarıştıran ayrılıklar olmaktan çıkarıp birliğe karar vermiş örgütlerdeki birleşmiş olan tek tek komünistler arasındaki ayrılıklara indirgeme yaklaşımı benimsendi.

Birlik çalışmalarında örgütlerin irade ve karar verme yöntemiyle, tek tek komünistlerin irade ve karar verme yönteminin uygun biçimlerde birleştirilmesi şu bütün içerisinde değerlendirildi:

Birlik planı ve birlik kararı örgütlerin kolektif iradesiyle alındı.

Birlik Kongresi, örgütlerin kolektif iradesiyle kararlaştırıldı.

Tartışma materyalleri, örgütlerin iradesi doğrultusunda MK'ların atadığı komisyon tarafından hazırlandı.

Önemli ayrılık konularında tek tek bireyler kendi görüş ve tezlerini tartışmaya sundu.

Ayrılıklar üzerinde tartışma, önderlikler, resmi kurumlar arasındaki tartışma olarak değil, örgütlerdeki komünistler arasındaki tartışmalar olarak BK'da sonuçlandırıldı.

Bu tartışmalar ortak karar platformu olarak BK'da sonuçlandırıldı.

BK'ya katılan seçilmiş delegelerin iradesini bağlayıcı herhangi bir örgüt kararı sözkonusu olmadı.

Genel çerçevesi çizilen bu bütünün gösterdiği gibi, örgütlerin birliği politikası, sınırları çizilerek; a) ayrılıkların bireyler arasındaki ayrılıklara indirgenmesi, bireyler arasındaki tartışmalar olarak sürdürülmesi ve b) seçilmiş delegeleri bağlayan örgüt kararlarının olmaması, yani delegelerin tam yetkili olması yaklaşımlarıyla zenginleştirildi.

Böylece aynı zamanda, verimli, sonuç alıcı bir tartışma süreci yaşandı. Değişik düzeylerde sözlü tartışma platformları düzenlendi, bu toplantılarda birlik ve ayrılık yanları daha iyi görüldü ve önyargısız bir şekilde değerlendirildi. Tartışma yayın organı yaklaşık 30 sayı çıktı ve bunların toplamı 1200 sayfayı buldu. Tartışmalarda proleter demokrasi geniş bir şekilde uygulandı, bireysel inisiyatif ve yaratıcılık, güçlü bir kolektivizmle birleştirildi. Aynı zamanda, güçlü bir merkeziyetçilik de sergilendi, ortak birlik iradesinden ve kararlarından sapılmadı. Komünistlerin Birlik Kongresi'nin hazırlık çalışmalarına etkin ve enerjik bir biçimde katılmaları, bu yoldan öncelikle ayrılıkları yoldaşça tartışmalarla, birbirinden öğrenme ve yanılgılardan ders çıkarma ve düzeltme yeteneği göstererek, çözümü yolunda, daha güçlü ve sağlam ideolojik birliğe ulaşmak çabası üzerinde yoğunlaşmaları hem süreci olumlu yönde hızlandırdı ve hem de başarılı bir şekilde sonuçlandırılmasını sağladı.

Diğer yandan, Birlik Kongresi, tümüyle seçim ilkesine uygun olarak toplandı. İki örgütün bütün üye kitlesinin Kongre'de temsili ve yine TKP(ML)YİÖ'nün de bir biçimde yer alması sağlandı ve böylece TKP(ML)YİÖ ile birliğin önü de açıldı. Sorunlar, ayrılıklar, BK hedefine bağlanarak, bu örgütlerdeki bütün komünistlere maledilerek, tartışmaların örgütlerin resmiyeti arasındaki tartışma şeklinde darlaştırılmasına izin verilmedi. Bu örgütlerde birleşen komünistler, hem bireyler olarak kendilerine ve hem de bu örgütlerdeki komünistlere güvendiler, buradan yola koyuldular. Bu ise, birlik çalışmasına ve birlik politikasına ufuk kazandırdı, anarşi ve kaosa meydan vermeksizin, komünist disiplin korunarak, örgütlerin iradesine dayanarak, Birlik Kongresi sürecinde eski bağların, ilişkilerin çözülmesini ve bu yoldan iradesine Birlik planı dışında herhangi bir kısıtlama getirilmeyen komünistlerin bireyler olarak birlik sürecine etkin ve özgürce katılmaları temelinde, yeni ilişki ve bağların hazırlanması ve yaratılmasını sağlayarak, birlik çalışmasının sağlıklı bir biçimde ilerletilmesine önemli olanaklar yarattı. Bu yaklaşım, birliğin örülmesi sürecinde her komüniste önemli rol ve görevler yükledi, sürecin ilerletilmesi ve sorunların üzerinde dikkat ve enerjisini yoğunlaştırmakla yükümlü olduğu gerçeğini daha derinden kavrattı. Birlik süreci, komple bir çalışma olarak kavrandı, atılan her adım diğerlerini koşullandırdı.

Ayrılıkların ve sorunların aşılmasının anahtarının, birliği gerçekleştirebilecek sağlam bir devrimci iradenin oluşturulmasında görülmesi işin püf noktasıdır. Bu özellikle yeni sürecin sağlam bir temele dayandırılması bakımından da önem taşıyordu. Tarafların ortak bir birlik iradesi oluşturma isteği, birliği elde etme kararlılığının bir göstergesi olarak öne çıktı. Ve bu temel yaklaşım, birlik mücadelesinde komünistlerin kesin bir biçimde hedefe ulaşmasına, önyargı ve güvensizliklerin giderilmesine, birlik arzusunun ve iradesinin güçlenmesine, yoldaşça güven duygusunun geliştirilmesine hizmet etti. Kısacası, ilkeyle esneklik birleştirilerek, güçlü bir devrimci irade sergilendi. İlke sorunları hiçbir şekilde geçiştirilmedi. Farklı düşünceler oportünistçe uzlaştırılmadı. Bu açıdan yoğun bir mücadele sürdü. Yöntem sorunlarında esnek davranıldı. Taraflar çözüm önerilerinde dayatmacı davranmadı, yöntem sorunları uzlaşmazlık konusu haline getirilmedi.

Ayrılıkların ve sorunların doğru bir görüş açısıyla ele alınması, sürecin olumlu bir yönde geliştirilmesi ve sonuçlandırılmasında bir diğer faktördür. Ayrılıklar ne gereğinden çok büyütüldü ve ne de dar, grupçu, sekter ve bölücü bir açıdan ele alındı. Tartışmalar, BK hedefine bağlandı, böylece hedefsiz, amaçsız bir tartışmaya dönüşerek, boş ve umutsuz bir macera halinde yozlaşması önlendi. Yersiz ve abartılı iyimserlikler, yeni hayal kırıklıklarının, savsaklama ve sürüncemede bırakma, ya da aceleye getirme vb. gibi geçmiş süreçte yaşananlara benzer hatalardan sakınabilmek için geriye dönük saplantısız ve önyargısız değerlendirmelerin yapılması, dersler çıkarma ve öğrenme yeteneği gösterilerek, birlik iradesini somutlaştıran plan, planın artarda gelen, birbirini izleyen ve tamamlayan adımların ve aşamaların nesnel kriterle değerlendirilmesi önemlidir. Birliğin artık somut bir gerçek haline geldiği Birlik Kongresi'ne değin uzanan sürecin, atılacak adımların, gerçekleştirilecek görevlerin, kullanılacak araç ve yöntemlerin ayrıntılandırılıp geliştirilmesi, süreci zenginleştiren diğer unsurlardı. Nitekim, birlik çalışmasında, bu sürecin her belirli anının görevleri zamanında yerine getirilmeye çalışıldı, adımlar yerinde atıldı. Güçlü bir birlik iradesinin oluşturulması ve bunun ortak bir birlik planı ve politikası haline getirilmesiyle, atılan adımlar daha etkili ve sonuç alıcı oldu. Burada gösterilen her kararsızlık, her tereddüt, birlik çalışmasının geliştirilmesine zarar verdi, ileriye doğru gidişi olumsuz olarak etkiledi.

Somut birlik çalışmasına girişildikten ve bir ortak birlik planı oluşturulduktan sonra, buradan itibaren, birlik çalışmasını kesintilere uğratmaksızın, araya çalışmayı tavsatacak, gevşetecek bir zaman sokmaksızın peş peşe gelecek, birbirini tamamlayacak, birlik çalışmasını somut olarak ilerletecek adımların tam bir kararlılıkla, yerinde ve zamanında atılmasının gerekli ve zorunlu olduğu yaşanarak görüldü.

Birlik planının yürürlüğe girdiği yeni durumda, her düzeyde ve bütün alanlarda günlük politik faaliyetlerde ortak çalışma biçimlerinin geliştirilmesi, olanaklı olduğu ölçüde gündemlerin aynılaştırılması için bilinçli ve sistemli bir çalışma içerisinde olundu. Burada birinci noktayı, her alanda ve her düzeyde, çalışmaların bütün dallarında düzenli bağ ve ilişkilerin inşa edilmesi oluşturdu. Bu bağlar, yukarıdan aşağı, güvenlikli bir biçimde düzenlenmeye, tepeden yapılan çağrı ve planların yanı sıra, her kademe kendi konumu ve özgül durumu içerisinde ortak çalışma ve eylem birliği imkanlarını titiz bir şekilde değerlendirmeye çalıştı. Böylece üç örgütteki komünistler bizzat pratik mücadelenin ihtiyaçlarını omuzlama sürecinde birbirlerini doğrudan tanıma olanağını yakaladı, güven ortamı adım adım örüldü.

Ortak ve güçlü bir birlik iradesinin inşa edilmesi, önyargı ve güvensizliklerin giderilmesine, birlik arzusunun ve isteğinin güçlenmesine, yoldaşça güven duygusunun geliştirilmesine de hizmet etti. Tartışma süreci, kaynaşma süreciyle birlikte götürüldü, güven ortamının sürekli olarak geliştirilmesi sağlandı. Geçmişte örgütler arasında güvensizlik konusu olan sorunlar özel bir biçimde ele alınarak giderilmeye çalışıldı ve böylece önyargılı, grupçu ve sekter duygu ve düşüncelere karşı yoldaşça temelde bir mücadele kesintisiz olarak sürdürüldü, bunların Kongre ortamını kirletmesine izin verilmedi. Bu süreç Kongre ortamında daha da ilerletilerek, delegeler grup bağlarını bir yana iterek, yeni örgütün kurucu üyeleri olarak, bu yeni kimlikle hareket ettiler. Örgütlerin feshi ve birliğin ilanı kararları oybirliğiyle alındı ve böylece olası bir bölünmenin önüne de geçildi. BK'da, komünist sağduyu bu açıdan da ağır bastı. Sert, ama yoldaşça/düzeyli bir tartışma ortamı BK'da da egemen oldu.

BK'da sorunlar tartışıldı, oylama yöntemiyle çözüldü ya da çözüm yöntemi belirlendi. Bu açıdan, BK'nın oluşturucularının grup kongrelerinden özel farklı bir yanı olmadı. Sorunların ele alınması ve çözümü sözkonusu olduğunda, kesinlikle ortalamanın üzerinde bir ideolojik düzey yakalandı. Kürdistan'ın statüsü ve '72-'79 dönemine ilişkin değerlendirme dışındaki hemen tüm sorunlarda kararlar oybirliğiyle alındı. Birliğin bu kadar sağlam bir zeminde yaşanması, ayrılıkların olmadığı anlamına gelmiyordu. Kuşkusuz ayrılıklar da vardı, ancak bunlar ikincildi. Bu ayrılıklar yoğun olarak tartışıldı, ciddi ve yoldaşça bir mücadeleye konu edildi, ancak giderilemedi. Bu ayrılıklar, bir örgütte olabilecek düşünce ayrılıkları olduğu için, örgütsel birliğin önünde engel görülmedi.

Bütün bunlar, birliğin en ileri örgütsel biçimde yapılandırıldığını gösterdiği gibi, aynı zamanda sağlam bir zeminde, ilkeli ve mücadeleci bir temelde gerçekleştirildiğini de açık ve kesin bir şekilde göstermektedir. Birlik, geçmiş dönemde, birlik çalışmalarının tıkanmasına yol açmış sorun ya da sorunların, engel ya da engellerin korunmasıyla değil, tersine bunların aşılması ve giderilmesi sürecinde adım adım elde edildi, birliğin gerektirdiği değişim/dönüşüm güçlü olarak gerçekleşti. Tümüyle işin gereklerinden hareket edildi, komünistlere birlik ilkesi yol gösterdi ve komünistler arasındaki güven ortamı esas oldu. Birlik, marksist-leninist ilkeler, anlayış ve tezler temeli üzerinde şekillendi. Ortalamanın üstünde sağlam ve güven verici bir ideolojik, siyasal ve örgütsel birliktelik yakalandı. Ulaşılan sonuçlar, ortaya konmuş görevler, belirlenen siyasal ve örgütsel doğrultu tümüyle mücadeleci bir yönde oldu. Ülkemizde komünist hareketin ve işçi sınıfının mücadelesinin gelişiminin somut bir ihtiyacı ve gereğiydi bu. Burada sözkonusu olan geleceğin, komünist hareketin gelişim yönünün karara bağlanmasıydı.

Kısa Bazı Sonuçlar

Buraya kadar anlatılanlardan komünistlerin örgütsel birliğine ilişkin olarak şu sonuçlar çıkarılabilir:

Komünistlerin örgütsel birliği değişik yollardan gerçekleşebilir. Örneğin birlik, önderlerin eliyle yukarıdan aşağıya doğru gerçekleşebilir. Ya da önderliklerin birlik karşısında gerici bir rol oynadığı koşullarda, birlik aşağıdan yukarıya doğru gerçekleşebilir. Veya örgütlerin üye kitlesinin görüşlerinin alınarak referandumla seçilmişlerden oluşan Konferans yoluyla da birlik gerçekleşebilir. Ve yine Kongre yoluyla da birlik gerçekleşebilir. Bu sonuncusu, komünistlerin birliğinin en ileri örgütsel biçimidir.

İlkeli ve mücadeleci olduğu sürece bu yolların tümü de kabul edilebilir. Komünistlerin birliğinin örgütsel biçimlerinden hiçbiri mutlaklaştırılamaz. Aynı zamanda biri, ötekinin alternatifi de değildir. Her birinin kendi koşulları içerisinde önemi ve anlamı vardır. Her birinin kendi varlık koşulu içerisinde değerlendirilmesi gerekir.

Bu biçimler, iç ve uluslararası koşullara, komünist hareketin doğuş ve gelişim koşullarına, birlik çalışmasının öne çıkardığı sorunlara, komünist örgütler arasındaki ilişkiye, birlik çalışmaları deneyimlerine vb. göre farklılıklar göstermektedir. Bunun her durumda, verili koşullar içerisinde değerlendirilmesi gerekir. Birlik çalışması son derece somut bir çalışmadır. Temsil sorunu farklılıklar göstermektedir. Temsilin belli bir biçimi mutlak değildir.

Tüm birlik çalışmaları sorunlu bir süreç olmuştur. Sorunlar aşıldıkça birlik çalışmaları olumlu bir yönde gelişmiş ve sonuçlanmıştır. Her durumda, ilkeyle esnekliğin birleştirilerek ortak bir birlik iradesinin gösterilmesi, birlik çalışmasının anahtarıdır. Yöntemlerde dayatıcı olunduğu sürece, sorunlar daha da ağırlaşmış, işler sarpa sarmıştır.

Sorunlar, ayrılıklar doğru bir şekilde ele alındığında birlikçi bir görüş açısıyla hareket edildiğinde birliğe doğru gidilmiş, aksi durumdaysa ayrılıklar daha da büyümüş ve hatta sorunlar daha da ağırlaşmıştır. Ayrılıklar, örtülüp gizlenmeksizin, her birinin komünistlerin tek bir komünist partisinde birleşmeleri bakımından nasıl bir öneme sahip olduğu ortaya konarak birlik yanlarının, özellikle de komünistlerin birlik içinde olduğu gerçeğinin öne çıkartılması şarttır. Bu olmaksızın bir adım ilerlenemez.

Komünistlerin bir tek partide birliği zorlu bir süreçtir; bu süreç ağrısız, sancısız olarak ilerletilemez. Birlik için mücadele büyük bir sorumluluk gerektirmektedir. Burada sabır ve kararlılık şarttır. İşin gereklerinden hareket etmek her durumda esas alınmalıdır.

Komünistlerin birliğinin örgütsel biçimi her nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin, bu program, tüzük, strateji ve taktikler temeli üzerinde cisimleşmektedir. Bu bakımdan, birlik için savaşan komünistler, elde ettikleri kazanımlara, olumlu olan her şeye sımsıkı sarılarak yola devam etmek, ileriye, geleceğe, partiye doğru yürümek durumundadırlar.

Komünistlerin örgütsel birliğine giden yolun temel dinamiği, komünist hareket gerçeğinin açıklanarak, ayrılıkların ideolojik mücadeleye konu edilmesi ve kaynaşma sürecinin doğru ve sağlıklı temelde sürdürülmesidir. Birlik çalışmalarının bu iki dinamiği birbirini tamamlar. Birlik çalışması komple bir iştir.

Komünistlerin birliği, hem ilke sorunu ve hem de güncel siyasal bir sorundur. Birliğe karşı mücadele etmek, kaçınılmaz olarak bir devrimcilik aşınmasına, gericileşmeye yol açmaktadır. Birlik eğiliminin kötü bir darlık halinde yozlaşması bir çürümedir.

II. Bölüm

Parti Gelişimini Ateş Altında Sürdürdü

Birlik devriminden MLKP-K'ya, oradan 1. (Parti ve Birlik) Konferansı'na uzanan süreç, MLKP'nin kuruluşu ve ilanı tarihidir. Partinin kuruluşu ve yükselişi, "eski"den çok temel bir kopuşu, komünist hareketin bugünkü gerçeğini ve geleceğini ifade etmektedir.

Ülkemiz komünist hareketinin gelişim tarihi göz önünde tutulursa, kuşkusuz MLKP'nin ilan yeni bir başlangıçtı. MLKP grup bağlarının aşılması, grup ruhu karşısında parti ruhunun yükseltilmesi daha ileri görev ve sorumluluklara soyunma, her düzeyde önder konumlara yükselme çabası; daha büyük bir dinamizm ve yönelim, kısacası her bakımdan yeni ve daha güçlü bir atılımdı. Öyle olduğu, olayların çok belirgin bir biçimde hızlanan akışı, partinin bizzat iki yıllık pratiği tarafından doğrulanmıştır. Bu iki yılın pratiği, teori ve ilke bakımından tamamen doğru olan komünistlerin birliği mücadelesinin, devrimci gelişmenin en yaşamsal ihtiyacı olduğunu da pratik biçimde kanıtladı.

Bu aynı zamanda, yeni bağların ve değerlerin şekillendirilip inşa edildiği bir dönem oldu. Daha büyük çaplı mücadelelere girişmeye olanak sağlayacak daha güçlü ve gelişkin bir aracı, proletaryanın marksist leninist komünist partisini yaratma, inşa etme süreci olarak özellikle başlarda, eski yapılar, bağ ve ilişkiler, alışkanlıklar yerlerinden oynadı. Yeniyi ve geleceği, kaprisler, küçük hesaplar, kendine yontmalar, başkalarını önemsememeler, hafife almalar vb. gibi tutumlarla kurma olanağı yoktu. Daha gelişkin ve daha güçlü bir savaş aracı inşa ederek, daha büyük mücadelelere girmeye hazırlanırken, herkesin büyük düşünmek ve örnek davranışlar sergilemek gibi bir görevi ve sorumluluğu vardı. Çünkü yeni dönem en nihayetinde bütün komünistleri özgün ve özel bir sınavdan geçirecekti. Asıl olan şu üç noktanın iyi anlaşılmasıdır. İlkin; bireyler kendi kendileri hakkındaki değerlendirmelerinde saplantı içinde olmamalı, eleştirilerden ve başkalarından öğrenme komünist alçak gönüllüğüne, bu yeni dönemde daha çok sahip olmalıydılar. İkincisi; her komünist, devrimci eleştiri silahını özenli, sorumlu ve eğitici bir biçimde kullanmalı, yanlış karşısında, yanlışın sahibi kim olursa olsun, hangi kökenden gelirse gelsin mücadeleci davranmak zorundaydı. Özellikle en fazla ihtiyaç duyulan şey, birleştirici, yapıcı bir görüş açısına sahip olmak ve buna uygun bir pratik sergilemekti. Üçüncüsü; birlik zorlu bir mücadelenin sonucunda başarılmıştı. Günün yakıcı görevi, yeni örgütte, MLKP-K'da birleşmiş güçleri, komünistleri kaynaştırmaktı. MLKP-K'da örgütlenmiş komünistler bunun bilinç ve sorumluluğuyla hareket etmek zorundaydılar. Yeni dönemin kendine özgün sorunlarının, zorluklarının, uyumsuzluklarının olması doğaldı. Ancak bunlar, MLKP'li olma bilinç, azim ve kararlılığıyla çözülecekti. Öyle de oldu. Nitekim, her dönemde birleştirici ve kaynaştırıcı olunmuş, yüksek birlik iradesi bu yeni dönemde de yol göstermeye devam etmiş, birlik tekrar ve tekrar yaratılmış ve en üst düzeyde sürdürülmüştür.

Eski dönemin hastalıklarının, rekabetçi duyguların, kırgınlıkların, bencil, sekter ya da grupçu kaygıların, tutumların, vb. bu yeni dönemde uç vermesine ve yoldaşça ilişkileri ve örgüt içi ortamı zehirlemesine hiçbir şekilde izin verilmedi. Bu şekilde, geçmişin bütün kir ve paslarından arındırılmış, pırıl pırıl bir örgüt ortamı geliştirilmeye çalışıldı ve bunda başarılı da olundu.

Birlikle birlikte, TKİH ve TKP/ML Hareketi'nde ifadesini bulan komünist öz, daha nitelikli, daha güçlü bir formda, yeniden kalıba dökülmüş ve bir yıl sonra gerçekleştirilen 1. (Parti ve Birlik) Konferansı'yla TKP(ML) YİÖ ile sağlanan birlikle bu süreç daha da olgunlaşmış ve böylece komünist hareket partiye daha fazla yakınlaşmış ve parti ilan edilmiştir. Eski dönem, gruplar dönemi, bu örgütlerin şahsında aşındı, kapandı. Geçmiş dönemde gruplar arasında ve içerisinde yaşanmış sorunlar aşılmış, geride kalmış sorunlar olarak görülüp ilan edildi ve bu açıdan da yeni bir tarz geliştirildi. Böylece parti, geçmişte yaşanmış sorunlara takılıp kalmadı, kendi kendisiyle oyalanmadı. Çünkü parti, dünkü süreçte yaşanmış hiçbir sorunun muhatabı değildi, olmayacaktı. Zira, o her bakımdan yeni bir örgüttü. O, kurulduğu günden beri, kendi saflarında istismarcılığa, grupçu duygu ve düşüncelere hiçbir şekilde izin vermedi; yüzü hep ileriye, geleceğe dönük oldu. MLKP ruhu en başta budur. MLKP'nin yüksek ve yüce bir iradenin ürünü ve ifadesi olduğu hiçbir zaman unutulmadı. O, iplik bağıyla bağlı bir insanlar topluluğu değildi. Sahip olduğu birlikçi ruh ve geleneğine uygun olarak her zorluğu yenebilecek güç ve yetenekte olduğunu bizzat kendi pratiğiyle gösterdi. "Bu birlik fazla gitmez, en fazla 6 ay sonra dağılır" diyenler yanıldılar. O uğursuz öngörü gerçekleşmedi. Grupçuluğun alıklaştırdığı küflü beyinlerin bu işin sırrını anlamaları düşünülemez bile!

Yeni dönemin anahtar sorunu, değişim ve dönüşümdü. Herkes değişimi/dönüşümü kendinden başlatmak zorundaydı. Birlik, değişim, dönüşüm için gerekli dinamikleri yaratmıştı. Bu değişim isteği, MLKP'nin idealleriyle ve büyük iddialarıyla bağlıdır ve gelişimin yönünü ve geleceği ifade ediyordu. MLKP'nin gelişen perspektiflerinin, büyüyen mücadele azim ve kararlılığının cisimleşmesidir. Değişimin yönü ve hedefi örgütü/partiyi her bakımdan önder konumlara yükseltmesi, yeni dönemin sorunlarını ve özgünlüklerini içselleştirme temelinde, her kademede, kadro ve organların görev ve sorumluluklarının gereklerine göre konumlandırılması ve işlevselleştirilmesiydi. Ne var ki, bazıları bunu anlayamadı. Partinin kendilerine sunduğu bu değerli olanağı değerlendirip, kendilerini yenileyemediler. Bunlar, ya partiden koptu, ya da partinin sıçramalı gelişmesini yakalayamadılar, dolayısıyla gelişmeleri zayıf kaldı. Yurtdışında olduğu gibi, diğer bazıları da bir hizip taslağı olarak örgütlenerek, partinin yasalarını ve partinin kendilerine sunduğu olanakları partiye karşı kullandılar ve çürümüşlüklerini gizlemeye çalıştılar.

Birlik, ya da MLKP, oluşturucularının ayrı ayrı veya birlikte basit bir tekrarı ya da aritmetik bir toplamı değildi. Aksine hemen her bakımdan daha ileri bir sentez olduğu pratikte de görüldü. MLKP, oluşturucularının bütün devrimci ve marksist-leninist değer ve birikimlerinin, bütün doğrularının tavizsiz ve dolaysız savunucusu olma, buradan işe koyulma rotasından milim sapmadı. Zira o köksüz bir ağaç değildi. MLKP teori ve pratiği, yüksek bir devrimci irade göstermekten; devrimci yığın hareketini örgütleyip geliştirmekten; bu çalışmanın ideolojik, politik ve örgütsel ihtiyaçlarını yanıtlayarak, işçi sınıfının derinliklerinde partinin örgütsel temellerini geliştirmekten ve her geçen gün daha çok proletaryanın savaşımının öncü konumlarına yükselmekten; öncü partiden önder partiye geçmek için çalışmaktan ve mücadele etmekten başka anlama gelmiyordu. Böyle olduğu içindir ki, bütün cephelerdeki mücadeleleriyle, tüm çaba ve çalışmalarıyla, MLKP'nin, proletaryanın öncü savaşçı birliğinin mücadele içinde geliştiği ve hemen her bakımdan yeni bir momenti yakaladığı, gelişmesini kesintisiz olarak bu yönde sürdürdüğü çıplak bir gerçektir.

MLKP, her bakımdan yeni bir hamledir. Örgütsel çalışmada ve politika yapma tarzında köklü değişikliklere yönelim, komünistlerin yeni dönemdeki en büyük avantajıydı. Bütün sorun bunu olanaklı olan en iyi biçimde değerlendirebilme yeteneğini gösterebilmekti. Bu başarıldı. Yeni dönemde, sorunları ele almada, yeni bir tarzı geliştirmek, söz ile eylem arasında güçlü bir uyum göstermek, yüzü hep ileriye, geleceğe dönük bir güç olarak konumlanmak, vb. bütün bunlar partinin yapılandırılmasının temeli oldu. Birlik öncesi, geçmişin kendi tarihi içinde var olan özgün devrimci tarz ve zihniyet tekrar edilmedi. Bu bakımdan sağlıklı bir devrimci dönüşüm ve gelişme çizgisine girildi.

Parti, uluslararası alanda yeni bir tarzı egemen kılmaya çalıştı. Özellikle, Birlik Kongresi'nden sonra başlayan bu çalışma, giderek kısa sürede gelişti. Bu çalışmanın hedefleri; dünya komünist ve devrimci hareketinin bugünkü durumu ve var olan çeşitli komünist ve devrimci partileri tanımak; MLKP'nin siyasal çizgisini ve çalışmalarını ve Türkiye ve Kürdistan'daki siyasal durumu diğer komünist ve devrimci parti ve örgütlere aktarmak ve uluslararası alandaki deneyimden partinin ve Türkiye ve K. Kürdistan komünist ve devrimci hareketinin öğrenmesini sağlamak; her tür ve renkten oportünizme ve revizyonizme karşı savaşımı uluslararası alanda da yaygınlaştırarak yeni bir Komünist Enternasyonal'in oluşumunun koşullarını hazırlamaya katkıda bulunmak biçiminde özetlenebilir. Yeni dönemde, parti, enternasyonal ilişkileri geliştirmede tutuk davranmadı. Eski dönemin dar, tutuk ve iddialı olmayan düşünüş tarzı ve pratiği aşıldı. Uluslararası komünist hareketin yeniden yapılandırılmasında, parti, aktif bir rol oynama, daha fazla sorumluluk üstlenme görüş açısından hareket etti. Birçok ilerici, yurtsever, devrimci ve komünist kurum ve kuruluşla ilişkiye geçildi, sistemli bağlar geliştirildi ve parti güçleri proletarya enternasyonalizmi temelinde bir dizi etkinlikte aktif olarak yer aldı.

Teorik çalışma ve ideolojik mücadele görevleri sözkonusu olduğunda, parti yenibir tarzı geliştirmeye çalıştı. Dünya çapında büyük çalkantıların yaşandığı, her cepheden marksizm-leninizme, devrim ve sosyalizm ideallerine saldırıların yoğun ve sistemli olarak sürdüğü bir dönemde, partinin teorik temellerinin ve programatik yaklaşımlarının derinleştirilmesi, bu yoğun ideolojik bombardımana karşı koyuşun özel bir biçimde örgütlendirilmesi yaşamsal önemini koruyordu. Bu aynı zamanda, teorik çalışma ve ideolojik mücadelenin yönü ve önceliklerini de belirliyordu.

Ne var ki, parti, politik ve örgütsel alanda gerçekleştirdiği atılımları, ideolojik-teorik alanda sağlayamadı. Teorik çalışma ve ideolojik mücadelede kurumlaşmaya dair atılan adımlar, belirlenen görevler ya son derece etkisiz ve zayıf kaldı, ya da iş büyük ölçüde oluruna bırakıldı. Oysa, dönemin özgünlükleri, partinin, teorik çalışmaya ve ideolojik mücadeleye gerekli önem ve ağırlığı vermesini gerektiriyordu. Ve dahası, güçler verimli ve etkili bir şekilde değerlendirilmeli, öngörülen kurumlaşmanın rolünü oynaması ve belirlenen hedeflerin tutturulabilmesi için gerekli devrimci irade kesin bir şekilde gösterilmeliydi.

Kurucu çalışma nedeniyle de, çalışmalarda, teoriye karşı ilgi ve duyarlılığın bir ölçüde zayıflaması, teorik çalışmanın öneminin pratik olarak küçümsenmesi, teorik çalışma ve ideolojik mücadele görevlerine güç ve kadro teksifini doğal olarak etkiledi. Teorik çalışmaya gerekli önemin verilmeyişi ve ideolojik mücadeledeki yetersizlik önemli bir tehlike yarattığı gibi, aynı zamanda bunun, tutukluğu ve eski tarzı beslediği de bir gerçektir. Bütün bunlar dikkate alınarak, çalışmaların geliştirilmesinde teorinin öneminin pratik olarak küçümsenmesi durumu giderek aşılmalıdır. Politik çalışmaların geliştirilip güçlendirilmesinde bu çalışmaların önünü açacak politikaların inşasının taşıdığı önem açıktır. Ve yine, özgül, somut politikaların inşası ve deneyler ışığında geliştirilmesi olmadan, günlük politik çalışmanın yönetiminin başarıyla sürdürülemeyeceği de biliniyor. Bunu, partinin iki yıllık pratiği de fazlasıyla gösteriyor.

Kuruluşla birlikte, geleneksel çalışma, politika yapma ve örgütlenme tarzını ameliyat masasına yatırması, partinin büyüme sorununu çözmede, öncü partiden, önder partiye doğru evrimleşmede yürünecek hattı gösteriyordu. 1. (Parti ve Birlik) Konferansı öncesi, partinin öncelikli ve en yakıcı sorunu, kurucu çalışmayı başarıyla sürdürmek, güçleri aktifleştirmek, militan bir doğrultu tutturmak iken; sonrasına önder partiye doğru evrimleşmek öne geçti. Başta önderlik gelmek üzere parti örgütlerinin çalışmalarını güncel politik durumun öne sürdüğü hemen gerçekleştirilmesi gereken görevler üzerine yoğunlaştırmada, her günkü durumun öne sürdüğü örgüt, mücadele ve çalışma biçimlerini anlama ve layıkıyla yerine getirmede, çalışma tarzını günün öncülük görevlerine yanıt verecek şekilde değiştirip düzeltmede bir atılım oldu ve parti yeni bir tarzı tutturdu.

Parti, çözümü gündeme gelmiş, ya da hızla gelmekte olan devrime aktif ve etkili biçimde müdahale ederek, siyasal gelişmelerin tanığı değil, yapıcısı olacak ve öncülük savını kağıt üzerinde yazılı bir karar olmaktan çıkarıp bir gerçek haline getirecekse, eskinin mutlaka her düzeyde aşılması gerekiyordu. Gelenekselleşmiş çalışma, siyaset yapma ve örgütlenme tarzıyla, Türkiye'de ve Kürdistan'da hareket halinde bulunan güçlere ulaşmada, komünist etkiyi geniş kitlelere yaymada önemli bir mesafe katedilemeyeceği açıktı. Parti bu yoldan ilerleyemez, bilineni tekrarlayamazdı.

MLKP-K'dan, parti ilan edildiği 1. (Parti ve Birlik) Konferansı'na ve bugüne kadar uzanan iki yıllık döneme bakıldığında, öncü partinin savaş altında adım adım oluşturulduğu, örsle çekiç arasında dövülerek tavına vardığı, önder bir partiye doğru evrimleştiği görülecektir. Parti, ne sağcı, reformist ve uzlaşmacı ve ne de sekter, solcu ve maceracı vb. bir yolda değil, tam tersine leninist savaş hattında, ateş altında, militan devrimci bir çizgide gelişimini sürdürdü. Partinin politik hattı giderek bu yönde daha fazla belirginleşiyor.

Partinin ete, kemiğe büründüğü ve gelişimini kararlılıkla sürdürdüğü bu iki yıllık dönem, çok açık biçimde gösterdi ki, komünistlerin birliği için harcanan emek ve çabaların en küçük bir parçası bile boşa gitmemiş, bu uğurda yapılanlarla ne zaman ve ne de enerji kaybedilmiştir. Birlik devrimine dayanan parti, kendini kısa sürede ortaya koydu. Pratik çalışmalarını daha fazla militanlaştırma yolundan ilerledi. Politik çalışmaları, belirgin, kolaylıkla saptanabilir bir ilerleme ve gelişme gösterdi. Partinin politik olaylara sistemli ve aktif tarzda müdahale yeteneği, etki ve eylem gücü ve kampanyalar pratiği gelişti. Parti, yeni çalışma biçimi ve araçlarını yaratıcı tarzda değerlendirerek, var olanla yetinmedi ve her düzeyde statükoculukla; büyük amaçlar için risk almama psikolojisi ve alışkanlığıyla; tutuk, hantal, bürokratik, kendine güvensiz ve edilgen yapı, sağcı ve kendiliğindenci hata ve zaaflarla açık bir hesaplaşmaya girişti. Geleneksel çalışma, siyaset yapma ve örgütlenme tarzı ameliyat masasına yatırıldı. Parti tarzı egemen kılınmaya çalışıldı, birliğin sunduğu olanaklar ve bunun ürünleri toplanarak, yeni bir tarzın momenti yakalandı ve kısa sürede daha aktif ve daha militan bir örgüt şekillendi. Parti, başarı ve kazanımlarıyla, pratiğiyle, oluşturucularının ayrı ayrı ya da birlikte basit bir tekrarı ya da aritmetik bir toplamı olmadığını, aksine hemen her bakımdan daha ileri bir sentez olduğunu göstermiştir.

Parti, kendi kendisiyle uğraşan bir örgüt olmadı, aksine yüzü hep ileriye, geleceğe dönük oldu ve kendisi için değil, yığınlar için politika yapmada yeni bir halkayı yakaladı. Kuruluşunun harcı devrimci iradeye güçlü bir şekilde sarılmış, söz ile eylem arasında güçlü bir uyum göstermiştir. Parti güçleri, Gazi ayaklanması, Ümraniye direnişi, kayıplar kampanyası, 1 Mayıslar, Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayı, ölüm orucu direnişi, varoşlardaki sokak ve barikat savaşları, birçok işçi, emekçi memur ve öğrenci eylem ve direnişi vb. antifaşist savaşımda en önde oldular. Parti, Gazi ayaklanmasıyla ve ölümüne direnişlerle, yeni hamlelerle ve birçok alanda ilklerle özdeşleşti ve böyle olduğu içindir ki, gücü çok geçmeden dost, düşman herkes tarafından teslim edildi. Bütün bunlar, kuşkusuz partinin yüksek idealleriyle ve büyük iddialarıyla bağlıdır. Gelişiminin yönünü ve geleceği ifade etmektir ve gelişen perspektiflerinin ve büyüyen mücadele azim ve kararlılığının bir ifadesidir. Demek ki, değişen, dönüşen ve dönüştüren bir güç olarak partinin kısa sürede ciddi bir güç, önemli bir çekim merkezi olması bir rastlantı olmadığı gibi, heveskar bir girişim de değildir.

Özellikle '95 Mart-Mayıs dönemi ve sonrası bütün bir süreç değerlendirildiğinde, partinin iki yıllık gelişiminin, siyasal ve örgütsel bir sıçrayışa tekabül ettiği rahatlıkla saptanabilir. Siyasal sıçrayışın beklenilenden daha hızlı gerçekleştiği bir gerçektir. Öncü parti, genel olarak kuvvetlerin örgütsel düzenlenişi ve siyasal savaşımda ileri sürülmesini kapsamaktadır. Parti bütün çalışma alanlarında kendisini ortaya koymaya çalışmıştır. Fakat İstanbul başköşede yer tutmuştur. Özellikle, '95 Mart-Mayıs döneminin nefes nefese pratiğiyle başarılan siyasal sıçrama, parti gençliğinin zafer yürüyüşleri, '96 1 Mayıs cüreti, Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayı ve son olarak ölüm orucu zaferi, yeni tarzın gelişmesi ve kökleşmesi eğiliminin, partinin gruplar döneminin tarzından esaslı bir şekilde kopuşunun bir ifadesi ve anlatımıdır. Politik mücadelede cüretle ileri atılma, her çalışmayı büyütmek için kuvvetlerin hızla seferber edilmesi, devrimci şiddet ve barışçıl biçimler dahil değişik, olanaklı tüm araçların muharebenin aynı anında devreye sokulması, aynı süreçte kesişen bir çok politik görevin birlikte yürütülmesi, düşmanın doğrudan doğruya partiye yönelen saldırılarının aktif bir karşı koyuşla önünün kesilmesi, kayıpların yerinin yeni güçlerle doldurulması vb. kamuoyu nezdinde olduğu kadar, kendi gerçekliği içerisinde de MLKP'yi, MLKP yapan örgütsel ve siyasal pratiğidir.

Partinin gelişimini ateş altında sürdürmesi, aynı zamanda partinin bazı kopuşları yaşamasıyla da iç içe geçti. Bunlardan ilki istifalar konusudur. Bu sorun, örgütsel birliği sınavdan geçiren, test eden niteliğiyle özellikle önem taşıyordu. Kuşkusuz sorunun bir tarihi vardır, olgunlaştığı aşamada duraksamaksızın tavır alınmış, geriye doğru bir yaklaşım ortaya çıkmadığı gibi, örgütün içe dönmesi, kendi kendisiyle uğraşması gibi bir durum da sözkonusu olmamıştır. Esasen süregelen bir mücadele olgunlaştığı aşamada tamamlanmıştır.

Bu sorun aynı zamanda, geçiş sürecinin olgunlaştığının temel göstergesi kabul edilmesi, bu açıdan diğer faktörleri de hesaba katarak buradan hareketle örgütsel düzenlemelerde, doğan sorunların üzerine gidilmesi ve iradi tarzda çözülmesi, otoritenin yerleştirilmesi bakımından önemliydi. Gerçekte partinin gelişimi bakımından yaşamsal bir öneme sahiptir.

Bu bağlamda, geçiş sürecinin olgunlaştığı tespiti ve bununla bağlı olarak, çifte kimlik taşımakta, örgütsel normları bozmakta ısrar edenlerin üzerine gidilmesi görevinin ortaya konması, yurtdışı sözkonusu olduğunda özellikle önemliydi. Zira, yurtdışı örgütünün sorunlara gebe niteliği, önceki süreçlerin bıraktığı bir mirastı. Örgütsel birlik ikinci bir sınavla karşı karşıyaydı. Birlik mücadelesine en büyük direncin gösterildiği yurtdışı alanında, bu zemin üzerinde BK sonrası, özel bir iç mücadele ve ayrışma öngörülmedi, "gizli", "yarı gizli" birlik düşmanlığının başını çekenlere dahi yeni dönemde kendilerini kazanma, kendi özel tarihlerinden kopma, dönüşme ve sıçrama şansı tanındı. Bunun gerçekleşmemesi, tamamen onların yaşadığı çürümenin daha da hızlı bir derinleşme sürecine girmesiyle; birliği hazmetmeye, sindirmeye yanaşmamaları ve daha da büyük bir direnç göstermeleri nedeniyle, geriye savrulup gericileşmeleri, devrimci görüş açılarını ve devrimci enerjilerini iyice tüketmeleriyle ilgiliydi. Ya partiyle özdeşleşilecek ya da git gide daha çok çürüyüp kokuşan "biçimsel birlik" karşısında parti gerekeni yapacaktı. Girilen yol buydu ve bir kopuşun gerçekleşmesi artık kaçınılmazdı. Parti, net ve kesin bir irade koydu. Birliği ve partiyi sahiplenen güçler, çizilen rotada hizip taslağını ezip geçtiler. Yaşanan erozyon, çürüme bütün boyutlarıyla açığa çıkarıldı, bu mücadele içinde partililer ve parti çeperi harekete geçirildi; gerçek bir birlik ve militan bir parti örgütü inşa edildi. Yürütülen kapsamlı ve enerjik mücadele, partinin yaşadığı zihniyet devrimini o alanda çiçeklendirdi. O alanda da, partiyi parti yapan, sürecin bir kopuşa, bir sıçramaya, bir zihniyet devrimine ve arınmaya dayandığı gerçeği böylece açıkça görüldü.

Parti, ilerici, yurtsever ve devrimci güçlerle ilişkilerini düzenlemede yeni bir ilişki, üslup ve davranış çizgisini geliştirdi. Geçmişin grupçu, rekabetçi, sorumsuz ve bölücü tarzını aşarak, sürekli birleştirici ve kazanıcı davranma yolundan yürüdü. Faşizme, emperyalizme ve şovenizme karşı, ilerici, yurtsever, devrimci ve komünist güçlerin ortak saldırı hattını geliştirmeye, ortak çalışma olanaklarını sonuna kadar değerlendirmeye çalıştı. Elbette parti, sürekli kendine güvendi ve kendi güçlerini seferber etmeyi esas aldı. Ama bunu hiçbir zaman güç ve eylem birliğinin karşısına koymadı. Tersine ikisini bir arada ve birbirini tamamlayacak, bütünleyecek bir şekilde ele aldı. Dahası, güç ve eylem birliğine giderken gücünü ortaya koydu, bir çekim merkezi oldu ve örnek bir davranış çizgisi sergiledi. Birleştiricilik, kazanıcı olmak ve günün yakıcı görevlerinin gerektirdiği devrimci iradeyi göstermek, ilkeyle esnekliği birleştirmek, partinin harcında var. Parti dostlarıyla ilişkilerini düzenlemede, ortak düşmana karşı birleşik ve daha üst bir saldırıyı örgütlemede bunu hep gelişim çizgisinin temel bir unsuru olarak gördü.

Evet, parti bilinen yoldan tarihsel yürüyüşünü sürdürecektir. Parti, bugüne kadar ki gelişimini ateş altında sürdürdü. Faşizmin, burjuvazinin ve gericiliğin bütün saldırı, ezme ve yok etme çabalarına, ideolojik ve politik bombardımanlarına, reformizmin bütün ihanetine, oportünizmin ve revizyonizmin bütün baskı ve saptırmalarına rağmen, parti bu hattan hiçbir şekilde uzaklaşmayacaktır. Belirginleşen politik hattı, partinin sonraki gelişiminin de en büyük teminatıdır.

Marksist Teori

Yaygın Süreli Yayın
Varyos Gazete Dergi adına Yazı İşleri Müdürü: Tülin Gür
Posta Çeki Hesap No: Varyos Gazete Dergi 17629956
Türkiye İş Bankası IBAN: TR 83 0006 0011 1220 4668 71

Bize Ulaşın

Yönetim Yeri: Aksaray Mah. Müezzin Sok. İlhan Apt. No: 12/1 D:7 Fatih/İSTANBUL
Tel: (0212) 529 15 94  Faks: (0212) 529 06 75
Web Sitesi: www.marksistteori5.org
E-posta: info@marksistteori.org
Twitter: @mt_dergi