Coğrafik Giriş
Rwanda, Ekvator’un hemen güneyinde, batısında Zaire, kuzeyinde Uganda, doğusunda Tanzanya ve güneyinde Burindi bulunan ve denize kıyısı olmayan bir ülkedir.
Ülkenin yüzölçümü 23,338 kilometrekare ve nüfusu 7.1 milyondur. Nüfus üç etnik gruptan oluşmuştur: Hutu’lar (yüzde 85), Tutsi’ler (yüzde 14) ve Tva’lar (yüzde 1). Tva’ların, ülkenin en eski sakinleri olduğu sanılmaktadır. Hutu’lar ve Tutsi’ler aynı dili konuşurlar ve akrabadırlar. Ortalama nüfus yoğunluğu kilometrekare başına 304 kişi olan Rwanda, Afrika’nın nüfus yoğunluğu en yüksek ülkesidir.
Rwanda dağlık bir ülkedir. Ovaları sıcak ve nemli ve yaylaları daha serin olan Rwanda, tropik bir iklime sahiptir. Ortalama ısı 14 derecedir. Ortalama yıllık yağış 100-125 cm. olup yağışların en yoğun olduğu dönem şubat-mayıs arasıdır.
Ekonomi hemen hemen bütünüyle tarıma ve mera çiftçiliğine dayanır. Ekonomik olarak aktif nüfusun yüzde 93’ü yaşamlarını geçimlik tarımdan ya da tarım ürünlerinin işlenmesinden sağlarlar. Pazar için üretilen en önemli ürünler dış satım gelirinin yüzde 74-82’sini karşılayan kahve ile çay ve pireotumdur. Başka ülkelere satılan başlıca mineraller kalay, lasıterit ve volframittir.
1989’da, “...imalat sanayisi, enerji ve inşaat dallarını içeren sanayi sektörü, nüfusun yüzde 3’ünü istihdam ediyordu.” (‘Europa World Year Book: 1993’, Cilt 2, Londra; 1993; s. 2,421)
Dolayısıyla işçi sınıfı çok küçüktür: 1966’da, “... geçici ya da sürekli olarak ücret karşılığı istihdam edilenlerin sayısı 84,000 dolayındaydı.” (Randall Fegley, ‘Rwanda’, Oxford; 1993; s. XXVII).
Bu, nüfusun yüzde 1.2’sine denk düşen bir rakamdı.
Rwanda’da iki resmi dil vardır. Yerli dil Kinyanwanda ve Fransızca.
Nüfusun yüzde 50’si animist inançlara bağlıyken geri kalanlar genellikle Katolik mezhebinden hristiyanlardır.
Ülkenin parası, 79 birimi 1 ABD doları kadar olan Rwanda Frangıdır.
Başkent, 182,000 nüfuslu Kigalı’dır.
Emperyalizmin
Sömürgesi
Rwanda (1899-1962)
Şimdi Rwanda olarak anılan topraklar 1899’da Alman askeri birliklerince işgal edilmiş ve Alman Doğu Afrikası’nın bir bölümü haline getirilmiştir.
1916’da, Birinci Dünya Savaşı sırasında bu topraklar Belçika askeri birliklerince işgal edilmişti. Almanya’nın yenilmesinden sonra ülke, Ağustos 1923’de ‘Urundi’ (daha sonraları ‘Burundi’) denen komşu topraklarla birlikte, ‘Rwanda-Urundi’ adıyla, Milletler Cemiyeti mandası görüntüsü altında Belçika emperyalistlerinin sömürgesi haline sokulmuştu.
İkinci Dünya Savaşından sonra bu sömürge konumu ‘Birleşmiş Milletler Gözetimi Altındaki Toprak’ görüntüsü altında devam etti.
Daha sömürge-öncesi dönemde Tutsi’ler, “Rwanda toplumunda egemen güç durumuna gelmişlerdi...
Hutu’lar ise ortaçağ Avrupa’sı serflerinden pek farklı olmayan bir statüye indirgenmiş bulunuyordu.” (Randall Fegley: adı geçen yapıt; s. XIX, XXII)
Hem Alman, hem de Belçika sömürgecileri, azınlıktaki Tutsi aşiretine ayrıcalıklar vererek ve halkı yönetmede onların desteğini sağlayarak bir ‘böl ve yönet’ stratejisi uygulamaya çalışmışlardı.
Belçika denetimi döneminde, Tutsi’ler aracılığıyla dolaylı yönetim sürdürüldü.” (Randall Fegley: aynı yerde; s. XXII)
“Tutsi’ler, nüfusun Hutu’lardan oluşan büyük çoğunluğunu yöneten egemen sınıf durumundadırlar... Ülkede, Tutsi’lerin düpedüz serfleri olan Tva aşiretinden bir miktar pigmi de bulunmaktadır.” (‘Keesıng’s Contemporary Archives’, Cilt 12; s.17, 146)
“Tutsi’ler diğer gruplar üzerinde siyasal denetim uyguluyorlardı...
Almanlar gibi Belçikalılar da Rwanda’yı, Tutsi üstünlüğü üzerine kurulu yapıyı muhafaza ederek geleneksel otorite aracılığıyla yönettiler.” (‘Encyclopedia Americana’, Cilt 24; Danbury (ABD); 1992; s. 54,56)
Örneğin onlar, Tutsi aşiretinin, resmen,
“...Rwanda ... ‘Mwami’ (Kral)sı ...” (‘Keesing’s Contemporary Archives’, Cilt 12; s.17,146) olarak tanınan şefine krallık yetkisi verdiler.
“Rwanda monarşisi, esas olarak bir Tutsi monarşisiydi.” (‘Encyclopedia Americana’, Cilt 24; Danbury (ABD); 1992; s.55)
Sömürge Statüsünden Yeni-Sömürge Statüsüne Geçiş (1959-’62)
Kasım 1959’da,
“...azınlıktaki Tutsi aristokrasisine karşı büyük ve kanlı bir ayaklanma gerçekleştirildi.” (Willıam L. Langer (Ed.): ‘An Encyclopedia of World History: Ancient, Medieval and Modern’; Londra; 1972; s. 1, 272)
Belçika yetkilileri sıkıyönetim ilan ettiler,
“Kongo’dan askeri birlikler sevk edildi.” (‘Keesing’s Contemporary Archives’, Cilt 12; s. 17, 146)
Ve sonunda bu birlikler denetimi yeniden sağlayabildiler.
Bununla birlikte, bu olaylar Belçika emperyalistlerini, Tutsi azınlığına dayanan bir ‘böl ve yönet’ siyasetinin yeterince istikrarlı olmadığına ve dolayısıyla sürdürülemez hale geldiğine inandırdı. Bu nedenle onlar Hutu’ları ayrıcalıklı ajanları konumuna yükselttiler:
“İkinci Dünya Savaşını izleyen yıllarda Tutsi aristokrasisiyle Hutu’lar arasında gerilim arttı...
Şiddetli çatışmalar patlak verdi...
Hutu hoşnutsuzluğu dalgasını durdurabilecek durumda olmadığı gibi, durdurmak da istemeyen Belçika, yönetsel aygıtının tüm gücüyle Hutu’ları destekledi.” (‘Encyclopedia Americana’, Cilt 24; Danbury (ABD); 1992; s. 56)
“Rwanda’da yerel hükümetin denetimi tümüyle Tutsi’lerin egemenliğinde iken, bu kez tümüyle Hutu’ların egemenliğine geçti.” (Randall Fegley; adı geçen yapıt; s. XXIII)
Fakat, Tutsi azınlığının Belçika tarafından desteklenmesi politikasının, yerini, Hutu çoğunluğunun desteklenmesi politikasına bırakması, sömürgede ‘demokratik reformlar’ın yapılmasını olanaklı kıldı. Kasım 1959’da, Belçika’nın Kongo ve Rwanda-Urundi Bakanı Auguste de Schryer,
“...Rwanda-Urundi topraklarının belli bir süre sonra kendi kendini yönetmesinin yolunu açmayı amaçlayan bir reform programı ...açıkladı.” (‘Keesing’s Contempurary Archies’, Cilt 12; s. 17, 146)
Ekim 1960’da,
“...esas olarak tüm-Hutu ‘Hutu Kitlelerinin Kurtuluşu Partisi’ (PARMEHUTU) üyelerinden oluşan geçici bir hükümet kuruldu...
Ocak 1961’de hükümet Rwanda’nın bir cumhuriyet olduğunu ilan etti ve Mwemı (Kral-Ed.) Kigeri V’i görevden aldı.” (‘Encyclopedia Americana’, Cilt 24; Danbury (ABD); 1992; s. 56).
Eylül 1961’de,
“PARMEHUTU parlamento seçimlerinde ezici bir zafer kazanırken, aynı günlerde Birleşmiş Milletler’in denetiminde gerçekleştirilen bir referandum sonucunda monarşi resmen feshedildi.” (‘Encyclopedia Americana’, Cilt 24; Danbury (ABD); 1992; s. 56-57)
Temmuz 1962’de -şimdi Rwanda olarak anılan- topraklar emperyalizmin bir yeni-sömürgesine dönüştürüldü; yani bu ülkeye, gerçekte yabancı emperyalizm tarafından yönetilmesi ve sömürülmesi sürmekte olduğu halde, biçimsel bağımsızlık verildi.
Aynı ay içinde Rwanda, Birleşmiş Milletler üyeliğine kabul edildi.” (‘Keesing’s Contempurary Archies’, Cilt 13; s. 18,895)
Kasım 1962’de kabul edilen anayasa, aslında başında Gregoire Kayibanda’nın bulunduğu tek parti diktatörlüğünden başka birşey olmayan
“...bir başkanlık cumhuriyeti kurdu.” (‘Collier’s Encylopedia’, Cilt 20; New York; 1992; s. 308)
“Cumhuriyetin ilk başkanı Gregoire Kayibanda idi. Daha önceleri öğretmenlik ve bir Katolik gazetisinde gazetecilik yapan Gregoire Kayibanda, Rwanda’nın biricik partisi haline gelen PARMEHUTU’yu (Hutu Kitlelerinin Kurtuluşu Partisi) kurdu. O, 1965’de ve 1969’da yeniden başkan seçildi.” (‘Collier’s Encylopedia’, Cilt 20; New York; 1992; s. 308)
Rwanda’nın, kurtuluşundan başlayarak bir yeni-sömürge statüsünde olduğu açıktı. “Bağımsızlık” töreninden sonra,
“...Başkan Kayibanda Belçika’ya ‘en içten minnettarlığı’nı dile getirdi...
Başkan Kayibanda 4 Temmuz’da (1962-Ed.) basınla yaptığı bir görüşmede Rwanda’nın, 1 Ağustos’a kadar Belçika askeri birliklerinin bu ülkeden çekilmesini istemesinin söz konusu olmadığını söyledi.” (‘Keesing’s Contempurary Archies’, Cilt 13; s. 18,895)
Hutu üstünlüğünü esas alan Kayibanda diktatörlüğü, Tutsi azınlığına karşı ayrımcı bir siyaset izledi.
“Rwanda’da kalan Tutsi’lerin okullara ve kamuya ait işyerlerine girme olanakları kısıtlanmıştı.” (‘Collier’s Encylopedia’, Cilt 20; New York; 1992; s. 308)
Bu siyaset zaman zaman düpedüz bir soykırım siyasetine dönüştü. Rwanda’da bulunan İngiliz gezginleri Kayibanda’nın,
“...iki ana etnik grup, yani Hutu’lar ve Tutsi’ler arasındaki çatışmanın yeniden şiddetli bir biçimde patlak vermesine ve binlerce kişinin ölmesine yol açan” (‘Keesing’s Contempurary Archies’, Cilt 14; s. 20,085)
“...kasıtlı bir soykırım siyaseti” (aynı yerde, s. 20,085) sürdürdüğüne tanıklık ediyorlardı.
Kayibanda bu katliam sırasında
“Bakanlarını, Tutsi aşiretinden halk arasında kitlesel katliamlar gerçekleştirmeleri için değişik illere yollamıştı.” (‘Keesing’s Contempurary Archies’, Cilt 14; s. 20,085)
Habyarimana Askeri Diktatörlüğü (1973-’94)
Ancak, Temmuz 1973’e gelindiğinde Kayibanda diktatörlüğünün, halkın büyüyen muhalefeti karşısında iktidarını sürdüremeyeceği ortaya çıkmıştı. Savunma Bakanı Tümgeneral Juvenal Habyarimana yönetimi altındaki subaylar, 3 Temmuz 1973’te bir askeri darbe gerçekleştirdiler.
Yüksek Komuta Kurulu’nun darbe günü yayımlanan bir açıklamasında,
“Rwanda’nın bütününde her türden siyasal etkinliklerin askıya alındığı; Ulusal Meclis’in dağıtıldığı; Hükümetin görevden alındığı...subaylardan oluşan ‘barışı yeniden kurma komisyonu’nun onun yerini alacağı söyleniyordu...
Başkan Gregorie Kayibanda’nın (49) ev hapsinde tutulduğu gelen haberler arasındaydı.” (‘Keesing’s Contempurary Archies’, Cilt 19; s. 26,003)
Temmuz 1974’te,
“...eski-Başkan Gregorie Kayibanda ile hükümetin bir dizi üyesinin de aralarında bulunduğu sekiz kişinin ölüm cezasına mahkum edildiği, fakat bu cezaların ömür boyu hapse indirildiği açıklandı.” (‘Keesing’s Contempurary Archies’, Cilt 20; s. 26,644)
Şubat 1975’de (Togo’nun başkenti) Lome’de Avrupa Ekonomik Topluluğu ile (aralarında Rwanda’nın da bulunduğu) 46 ‘gelişmekte olan’ ülke arasında ‘ekonomik işbirliği’ ilişkisi kuran bir anlaşma imzalandı. (‘Keesing’s Contempurary Archies’, Cilt 21; s. 27,050)
Temmuz 1975’de,
“... ‘Ulusal Devrimci Gelişme Hareketi’ (MRND) adında yeni bir yönetici parti oluşturuldu.”(‘Europa World Year Book: 1993’; adı geçen yapıt; s. 2,419)
Aralık 1978’de yeni bir anayasa kabul edildi. Anayasaya göre,
“...iktidar başkanın elinde toplanıyordu... Ulusal Gelişme Konseyi adlı bir organ... yasama yetkisine sahip olacaktı. 1975’de Başkan Habyarimana tarafından kurulan ‘Ulusal Devrimci Gelişme Hareketi’ (MRND), ülkenin tek siyasal örgütü olarak kalacaktı.” (‘Keesing’s Contempurary Archies’, Cilt 25; s. 29,487)
Habyarimana’nın Aralık 1983’te Başkanlığa ‘muhalefetsiz olarak yeniden seçildiği’ duyuruldu. O, Aralık 1988’de üçüncü kez bu göreve geldi. (‘Europa World Year Book: 1993’; adı geçen yapıt; s. 2,419)
Şubat 1979’da hükümetin,
“... Aralık 1976’da ölmüş olan eski Başkan Gregorie Kayibanda’yı ölümünden sonra bağışladığı bildirildi.” (‘Keesing’s Contempurary Archies’, Cilt 27; s. 30,740)
Habyarimana askeri diktatörlüğü, Rwanda’nın yeni-sömürge statüsünü sürdürmeye çalıştı. Şubat 1980’de,
“... Belçika hükümeti (Rwanda için) ... 4 yıl içinde 180 milyon dolara eşdeğer miktarda... bir yardım programı gerçekleştireceğini açıkladı.” (‘Keesing’s Contempurary Archies’, Cilt 27; s. 30,740)
Ve Mayıs 1980’de,
“... Başkan Habyarimana, esas olarak gelişme politikası ve ekonomik yardıma ilişkin görüşmelerde bulunmak üzere... beş Avrupa ülkesini (Belçika, Fransa, Batı Almanya, Hollanda ve İsviçre) ziyaret etti.” (‘Keesing’s Contempurary Archies’, Cilt 27; s. 30,740)
Ulusal Devrimci Savaş (1990- )
30 Eylül/1 Ekim 1990 gecesi Uganda’dan Rwanda’ya, Habyarimana rejimini devirmek için savaşa başlayan bir devrimci gerilla gücü girdi.
“Rwanda Yurtsever Cephesi (FPR) olarak bilinen 4,000 kişilik asi ordu...esas olarak aralarında, Uganda ordusunda komutan yardımcısı olarak görev yapan Tümgeneral Fred Rwigyema’nın da bulunduğu Rwanda’lı Tutsi sığınmacılarından oluşmuştu...FPR hedefinin, Habyarimana rejiminin yıkılması ve tüm Rwanda’lı sığınmacıların anayurtlarına dönmeleri olduğunu açıkça belirtiyordu.” (‘Europa World Year Book: 1993’; cilt:2 adı geçen yapıt; s. 2,420)
Doğal olarak,
“Aralarında Belçika, Fransa ve ABD’nin de bulunduğu bir dizi yabancı hükümet FPR’yı kınadılar.” (‘Keesing’s Record of World Events’, Cilt 39; s. 39,304)
Barış Görüşmeleri (1990-’93)
Rwanda hükümet güçlerinin ve emperyalist askeri birliklerin Rwanda Yurtsever Cephesi’nin güçlerini yenme yeteneğine sahip olmadıkları ortaya çıktı; içteki sivil muhalefet onların konumunu daha da zayıflattı.
Bu koşullarda rejim daha başka ‘demokratik’ jestler yapmak ve Rwanda Yurtsever Cephesi’yle barış görüşmeleri düşüncesini en azından sözde desteklemek zorunda kaldı.
Kasım 1990’da Başkan Habyarimana
“...tek-parti yönetiminden vazgeçme ve görevi, ülkenin siyasal sisteminin geleceği konusunda tavsiyelerde bulunmak olacak olan bir komisyon kurma yolundaki planını açıkladı.” (‘Keesing’s Record of World Events’, Cilt 37; s.38,046)
Nisan 1991’de, iktidardaki parti adını,
“... ‘Ulusal Cumhuriyetçi Demokrasi ve Gelişme Hareketi’ (MRNDD) olarak değiştirdi. (‘Europa World Year Book: 1993’; Cilt 2; adı geçen yapıt; s. 2,420)
Haziran 1991’de, yapılan anayasal değişiklikler açıklandı. Bunlara göre,
“Başkanın görev süresi en fazla ardı ardına iki beş-yıllık dönemle sınırlanacaktı... yeni bir başbakanlık koltuğu oluşturulacaktı...Bu değişikliklerle birlikte, siyasal partilerin oluşumunu düzenleyen yeni bir yasa da kabul edildi.” (‘Europa World Year Book: 1993’; Cilt 2; adı geçen yapıt; s. 2,420)
Ancak, Rwanda Yurtsever Cephesi,
“...anayasal değişiklikleri reddetti ve savaşmaya devam etti.” (‘Keesing’s Record of World Events’, Cilt 37; s. 38,277)
Eylül 1991’de,
“...Zaire’de Afrika Birliği Örgütü’nün (DAU) gözetimi altında Başkan Habyarimana’nın, Burundi, Zaire ve Nijerya Başkanlarının, Tanzanya Başbakanının ve Uganda Dışişleri Bakanının katılımıyla yapılan ve bir barış anlaşmasına varılmasını amaçlayan görüşmeler... bir ateşkes yüklenimiyle sonuçlandı... Bir kaç gün sonra, Rwanda Dışişleri Bakanı, Hükümetin, FPR’yle koşulsuz olarak diyaloga girmeye hazır olduğunu açıkladı.” (‘Europa World Year Book: 1993’; Cilt 2; adı geçen yapıt; s. 2,420)
Ekim 1991’de,
“... Adalet Bakanı Sylvestre Nsanzimana... Başbakanlığa atandı.” (‘Keesing’s Record of World Events’, Cilt 37; s. 38,520)
Kasım 1991 ve Ocak 1992’de,
“... Başbakanın, MRNDD dışında bir partiden olmasında direttikleri için geçici hükümete katılmalarına izin verilmeyen...belli başlı muhalefet partileri, Başbakanın görevden alınması istemiyle hükümet-karşıtı gösteriler düzenlediler.” (‘Europa World Year Book: 1993’; Cilt 2; adı geçen yapıt; s. 2,419)
Aralık 1991’de, Nsanzimana,
“...iki partiden oluşan bir geçici hükümetin kurulduğunu açıkladı. Aslındaysa, Hristiyan Demokrat Partiyle (PDC) işbirliği halinde kurulan yeni hükümetteki koltukların ikisi dışında tümü MRNDD üyelerine ayrılmıştı.” (‘Europa World Year Book: 1993’; Cilt 2; adı geçen yapıt; s. 2,419)
Artık hükümetin, ‘iktidarın paylaşılması’na ilişkin vaatlerinin içtenlikli olmadığı hemen hemen herkesçe anlaşılmıştı. Aralık 1991’de,
“...kilise önderleri hükümetin FPR’yle ‘sahte görüşmeler’ini kınadılar ve gerçek görüşmelere girişebilecek yeni ve bağımsız bir geçici hükümetin kurulması için çağrı yaptılar.” (‘Economist Intelligence Unit: ‘Country Report: Zaire, Rwanda, Burundi’, No. 1, 1992; s.22)
Bu protestoların ardından, Nisan 1992’de Başkan yeni ödünler vermeyi kabul etti. Bunlara göre,
“... MDR’den Dısmas Nsengiyaremye’nin Başbakanı olacağı yeni bir geçici hükümet kurulacaktır. 19 bakanlık koltuğundan 9’u MRNDD’de kalırken, geri kalan koltuklar muhalefet partileri arasında paylaşılacaktı.” (‘Europa World Year Book: 1993’; Cilt 2; adı geçen yapıt; s. 2,419)
Ancak, Temmuz 1992’de,
“...iki taraf ateşkesi kabul ettiler. Ateşkesin denetimi bir Askeri Gözlemci Komitesi (GOM) tarafından gerçekleştirilecekti.” (‘Keesing’s Record of World Events’, Cilt 38; s. 38,996)
Ağustos 1992’de ilk kez, geçici hükümetle FPR arasında Aruşa (Tanzanya)’da yapılan barış görüşmelerinde,
“...FPR üyelerinin yeni geçici hükümete katılmaları konusunda anlaşmaya varıldı.” (‘Keesing’s Record of World Events’, Cilt 39; s. 39,040)
Ocak 1993’de,
“...Aruşa (Tanzanya)’da imzalanan iktidar paylaşımı anlaşması...Başkan Juvenal Habyarimana’nın Ulusal Cumhuriyetçi Demokrasi ve Gelişme Hareketi (MRNDD) tarafından derhal reddedildi...
Anlaşma, geçici parlamentoda ve hükümette koltukların değişik partiler arasında paylaşımını öngörüyordu (FPR ve MRNDD’ye beşer koltuk verilirken, Cumhuriyetçi Demokratik Harekete (MDR) dört, Sosyal-Demokrat Partiye (PSD), Liberal Partiye (PL) ve Hristiyan Demokrat Partiye (PDC) üçer koltuk ayrılacaktı).” (‘Keesing’s Record of World Events’, Cilt 39; s. 39,257).
Bu koşullarda, Şubat 1993’de,
“...FPR, Aruşa, Tanzanya’daki barış görüşmelerinden ayrıldı ve yeni bir saldırıya girişti.” (‘Keesing’s Record of World Events’, Cilt 39; s. 39,304)
Mayıs 1993’de, Ruwanda hükümeti,
“...FPR’nin istemine uyarak, 13,000 askeri ve 6,000 jandarmayı kapsayan dokuz aylık bir terhis programını kabul etti...
İki taraf bir tampon bölgenin oluşturulmasında anlaştı...Bu bölgede güvenlik, Temmuz 1992 ateşkes anlaşması uyarınca oluşturulan tarafsız Askeri Gözlemci Komitesi (GOM) tarafından sağlanacaktı.” (‘Keesing’s Record of World Events’, Cilt 39; s. 39,542).
Temmuz 1993’de Başkan Habyarimana,
“...Cumhuriyetçi Demokratik Hareket’ten (MDR) Agathe Uwilingimana’yı Başbakanlığa atadı...Onun atanması, Haziran’da Başbakan Dismas Nsengiyaremye’nin görevden alınmasının ardından geldi.” (‘Keesing’s Record of World Events’, Cilt 39; s. 39,547).
Ağustos 1993’de,
“...Rwanda Yurtsever Cephesinin (FPR) Ekim 1990’da başlattığı ayaklanmayı sona erdiren barış anlaşması, sonunda Başkan Juvenal Habyarimana ve FPR’den Albay Alex Kanyarengwe arasında Aruşa, Tanzanya’da imzalandı...
Geçiş döneminin, Ulusal Gelişme Konseyinin (yasama aygıtı) yerini bir Geçici Ulusal Meclise bırakacağı 10 Eylül 1993’de başlaması ve Cumhuriyetçi Demokratik Hareket’in (MDR) Başkanı Faustin Twagiramungu’nun, geniş tabanlı bir geçici hükümetin başbakanlığını üstlenmesi üzerinde anlaşmaya varıldı...Twagiramungu yönetimi, Haziran 1995’de yapılması planlanan seçimleri kadar olan sürede denetimi elinde bulunduracaktı.” (‘Keesing’s Record of World Events’, Cilt 39; s. 39,586).
Emperyalist Askeri Müdahale (1993-’94)
Rwanda Yurtsever cephesinin Rwanda askeri diktatörlüğüne saldırısını başlatmasından üç gün sonra, 4 Ekim 1990’da Fransa ve Belçika askeri birlikleri Rwanda’ya girmiş ve bir süre için FPR güçlerinin ilerlemesini durdurmada belirleyici rol oynamışlardı.
“Ayaklanmanın denetim altında tutulmasının, hükümetleri tarafından, sözde yurttaşlarını korumak amacıyla Rwanda’ya gönderilen 300 Fransız ve 535 Belçika’lı askerin varlığına bağlı olduğu düşüncesi yaygındı.” (‘Keesing’s Record of World Events’, Cilt 36; s. 37,766).
Fransız hükümeti,
“...1990-’93 yılları arasında Rwanda’ya, hepsi de Hutu’lara verilen çok miktarda silah akıttı...
Fransa’nın Hutu hükümetini silah göndererek desteklemesinin nedenlerinden biri, Rwanda’yı Fransızca konuşan Afrika devletleri grubunun safları arasında tutmaktı. Fransızca 1916’dan bu yana Rwanda’da ikinci dil konumunda bulunuyordu; fakat Paris, Uganda’nın desteklediği muhalif ve sürgün Tutsi’lerin egemen olduğu FPR’nin ülkeyi, İngilizce konuşan ülkelerden oluşan Doğu Afrika Birliği’ne yakınlaştıracağından korkuyordu...Bu nedenle Fransa, Hutu güçlerine hafif makinalı tüfeklerden sahra toplarına, Alouette ve Gazelle helikopterlerinden Guerrier savaş uçaklarına kadar her türlü silahı gönderdi. Fransız silahlarına 150 ‘gelişme uzmanı’, (yani, daha sonra Hutu ölüm mangalarını oluşturacak olan askerleri eğiten Fransız deniz kuvvetlerine bağlı paraşütçüler) eşlik etti.” (‘Evening Standard’, 24 Haziran 1994; s. 13)
Şubat 1993’de,
“...Ekim 1990’dan bu yana Rwanda’da konuşlandırılmış bulunan Fransız askeri birliklerini takviye etmek için bu ülkeye bir Fransız alayı gönderildi. Daha sonra bunlara 250 asker daha katıldı.” (‘Keesing’s Record of World Events’, Cilt 39; s. 39,496).
Haziran 1993’de, Birleşmiş Millletler Güvenlik Konseyi 846 Sayılı kararı kabul etti. Buna göre,
“...FPR’ye herhangi bir askeri yardım ulaşıp ulaşmadığını saptamak amacıyla, Uganda-Rwanda sınırını denetleyecek olan bir ‘BM Uganda-Rwanda Gözlemci Misyonu’ (UNOMUR) kurulacaktı.” (‘Keesing’s Record of World Events’, Cilt 39; s. 39,496).
Ağustos 1993’de, Birleşmiş Milletler’in 846 sayılı kararı uyarınca,
“... ‘BM Uganda-Rwanda Gözlemci Misyonu’ (UNOMUR) FPR’ye herhangi bir askeri yardım ulaşıp ulaşmadığını saptamak amacıyla...sınırın Uganda tarafına konuşlanmaya başladı. Uluslararası barış gücünün mensuplarının, eylül başında yerlerine vararak, orada bulunmakta olan Askeri Gözlemci Komitesini (GOM) takviye etmeleri umuluyordu. Bu güç, iki taraf arasındaki tampon bölgede güvenliği sağlayacak, terhis sürecini gözetim altında tutacak ve birleşik bir ordunun oluşturulmasını güvence altına alacaktı.” (‘Keesing’s Record of World Events’, Cilt 39; s. 39,496).
Ekim 1993’de,
“...BM Güvenlik Konseyi, Ağustos’da imzalanan barış anlaşmasının yaşama geçirilmesine yardımcı olacak ‘BM Rwanda’ya Yardım Misyonu’nu (UNAMIR) kuran...872 Sayılı Kararı kabul etti.” (‘Keesing’s Record of World Events’, Cilt 39; s. 39,672).
Habyarimana’nın Ortadan kaldırılması (1994)
Habyarimana rejiminin, iktidarın paylaşımı doğrultusunda, Rwanda Yurtsever Cephesine ve Rwanda halkına vermek zorunda kaldığı ödünler, emperyalistler ve onların Rwanda ordusu içindeki ajanları açısından kabul edilemez nitelikteydiler.
6 Nisan 1994’de, Başkan Juvenal Habyarimana ve kendisiyle birlikte bulunan Burundi Başkanı Cyprien Ntaryamira, içinde bulundukları uçağın Kıgalı havaalanına yaklaşırken düşürülmesi sonucu öldürüldüler.
“İlk raporlar uçağın top ateşine hedef olduğunu gösteriyordu.” (‘Keesing’s Record of World Events’, Cilt 40; s. 39,943). Ve güvenilir gazete haberlerinde açıkça,
“...Başkan Juvenal Habyarimana’nın öldürülmesi” (‘Guardian’, 20 Haziran 1994; s. 9)nden söz ediliyordu.
Rwanda Yurtsever Cephesi,
“...bu olaydan ordu içindeki aşırı Hutu ögeleri sorumlu tuttu ve değerlendirme daha sonraları, Cumhuriyetçi Demokratik Hareketin (MDR) önderi ve geleceğin tasarlanan geniş tabanlı geçiş hükümetinin Başbakan adayı Faustin Twagiramungu tarafından da onaylandı. Twangiramungu, 25 Ağustos’taki konuşmasında FPR’nin Habyarimana’nın ölümünden ‘kazanacağı hiçbir şey’ olmadığını ileri sürdü ve Habyarimana’yı, iktidarı Tutsi’lerle paylaşmayı içlerine sindiremedikleri için ‘iç savaşı yeniden canlandırmak’ isteyen ordu içindeki Hutu aşırıcılarının öldürmüş olmaları olasılığının daha yüksek olduğunu belirtti.”(‘Keesing’s Record of World Events’, Cilt 40; s. 39,943).
Haziran 1994 tarihli bir BM raporu, hükümet içindeki daha aşırı ögelerin,
“...çoktan planlanmış olan bir Tutsi katliamını başlatmak için Habyarimana’yı seve seve kurban ettiklerini belirtiyordu. Geçen ay bir Belçika gazetesi uçağa ateş açanların... Fransızlar olduklarını ileri sürüyordu.” (‘Sunday Times’, 3 Temmuz 1994; s. 23)
Habyarimana’nın öldürülmesiyle, onun rejiminin Rwanda Yurtsever Cephesiyle sonuçlandırdığı barış anlaşmasının hemen yürürlükten kalktığı kuşkusuzdu:
“Kigalı hükümetiyle FPR arasındaki anlaşma, Başkan Juvenal Habyarimana’nın öldürülmesiyle suya düştü.” (‘Evening Standard’, 24 Haziran 1994; s. 23)
7 Nisan’da Başkanın öldürüldüğü haberi duyulur duyulmaz,
“...Kigali hızla kaosa yuvarlandı. Ellerinde maşetler, sopalar ve tabancalar bulunan güvenlik güçleri mensupları ve silahlı gençler sokaklarda terör estirdiler...Şiddete hedef olanlar yalnızca BM gözetimindeki barış planı uyarınca kentte üslenmiş olan 600 FPR savaşçısı değildi; muhalefete mensup politikacılar ve Tutsi ya da Hutu, FPR asilerine sempati duyduğuna inanılan herkes şiddetin hedefi durumundaydı. İlk bir kaç saat içinde, Başkanlık Muhafızları’nca aile üyeleriyle birlikte katledilen Başbakan Agathe Uwilingiyimana da içinde olmak üzere yüzlerce kişi öldürüldü.” (‘Keesing’s Record of World events’, Cilt 40, s. 39,944).
“Başkan Juvenal Habyarimana’nın öldürülmesi... bir katliam dalgasını zincirinden boşandırdı. Yarım milyon insanın öldüğü tahmin edilmektedir.” (‘Evening Standard’, 24 Haziran 1994; s. 23)
Güvenilir gözlemciler Rwanda’daki çatışmanın etnik gruplar arası bir çatışma olduğu söylencesini reddetmektedirler:
“Söylenceye göre, Rwanda’daki çatışma etnik bir nitelik taşımaktadır...Fakat bu değerlendirme, bir yanında, etnik ögeyi kullanarak, demokratik bir toplumda iktidardan pay almak isteyen FPR’ye karşı muhalefeti kızıştırmaya çalışan hükümetin bulunduğu savaşın gerçekliğini gözlerden gizlemeye hizmet eder.” (‘Guardian’, 20 Haziran 1994; s. 22)
9 Nisan 1994’de,
“...Ulusal Gelişme Konseyi’nin (yasama aygıtı) sözcüsü Theodore Sindikubgabo, anayasa uyarınca başkanlığı üstlendiğini açıkladı.
O, görevden ayrılan kabinede yer alan beş siyasal partinin üyelerinden oluşan yeni bir geçici hükümet atadı.” (‘Keesing’s Record of World events’, Cilt 40, s. 39,944).
Ancak bu hükümette Rwanda Yurtsever Cephesinin hiç bir temsilcisi bulunmuyordu.
Jean Kambanda başbakanlığa atandı.
FPR’nin 9 Nisan’daki bir radyo yayınında,
“...yeni hükümetin üyeleri, Aruşa anlaşmasının, iktidara umutsuzca sarılan ‘şiddetli muhalifleri’ olarak tanımlanıyorlardı.” (‘Keesing’s Record of World events’, Cilt 40, s. 39,944). Ve 12 Nisan’daki bir radyo yayınında,
“...savaşa yeniden başlayacağını açıklayan ve...yeni hükümeti bir ‘katiller çetesi’ olarak damgalayan FPR, Kambanda hükümetinin meşruiyetini kabul etmedi.” (‘Keesing’s Record of World events’, Cilt 40, s. 39,944).
Emperyalist Askeri Müdahale (1993-’94)
9 Nisan 1994’te Belçika ve Fransa Rwanda’ya sözde,
“...kendi yurttaşlarının güvenliğini sağlamak için ek askeri birlikler yolladılar.
UNAMIR ile FPR arasında varılan ve boşaltma konvoylarının güvenli geçişine olanak veren bir anlaşma, koloninin hemen hemen tümünün boşaltılması işleminin 14 Nisan’a kadar tamamlanmasını kolaylaştırdı.” (‘Keesing’s Record of World events’, Cilt 40, s. 39,944).
Fakat, terör rejimi ve emperyalist askeri müdahale Rwanda Yurtsever Cephesi güçlerinin ilerlemesini durduramadı. Daha 12 Nisan’da,
“...FPR güçleri Kigali’yi kuşatırken, yeni hükümet başkentten 50 km. güneydeki Gıtarama’ya kaçtı.” (‘Keesing’s Record of World events’, Cilt 40, s. 39,944).
“...artık, orduya muhalif Hutu sivillerin de saflarına katılmaya başladığı FPR, 13 Nisan’a gelindiğinde, kuzey Rwanda’daki geniş bölgelerin yanı sıra, Kigali’deki ‘dört stratejik nokta’yı da denetim altına aldığını ileri sürüyordu. Kigali’ye top mermileri ve roket güdümlü bombalar yağarken kentin merkezinde asi güçlerle hükümet birlikleri arasında şiddetli çatışmalar sürüyordu.” (‘Keesing’s Record of World events’, Cilt 40, s. 39,944).
8 Haziran 1994’de Birleşmiş Milletler,
“...sonunda 5,500 kişilik taze bir barış gücünün yeni yetki belgesini onayladı.” (‘Guardian’, 10 Haziran 1994; s. 24)
12 Haziran 1994’de,
“...asi güçler güneydeki Gitarama kentini ele geçirdiler ve son hükümet görevlilerini ve güçlerini karargahlarından kaçmak zorunda bıraktılar...
FPR, başkent Kigali’deki hükümet güçlerini tümüyle kuşatmış bulunuyordu...
Başkent Kigali’deki BM görevlileri, Başkan Theodore Sindikubwabo’nun kendi kendini göreve atamış olan geçici hükümetinde yer alan bakanların (12 Haziran 1994) Pazar günü uzak kuzeybatıdaki Gisenyi kentine kaçtıklarını doğruladılar.” (‘Guardian’, 14 Haziran 1994; s. 16)
22 Haziran 1994’de BM Güvenlik Konseyi, Fransız emperyalistlerinin Rwanda’ya ‘insani nedenlerle’ müdahalesini onayladı:
“BM Güvenlik Konseyi Fransa’nın, tümüyle insani amaçlı olduğunda direttiği tartışmalı operasyonuna yeşil ışık yaktı...
Fransız operasyonuna ilişkin kuşkular, beş Güvenlik Konseyi üyesinin -Brezilya, Çin, Yeni Zelanda, Nijerya ve Pakistan- çekimser oy kullanmasına yol açtı.” (‘Guardian’, 23 Haziran 1994; s. 28)
Aynı günün ilerleyen saatlerinde,
“...Başbakan Edouard Balladur Rwanda’ya Fransız askeri birliklerinin yollanmasını kararlaştırdı.” (‘Evening Standard’, 24 Haziran 1994; s. 13)
Ve 23 Haziran 1994’de Fransız askeri birlikleri batı Rwanda’da ‘Turkuaz Operasyonu’ kod adlı operasyonlarını başlattılar.
Fransa bu kararı,
“...belli başlı tüm bağlaşıklarının askeri birlik katkısı yapmayı reddetmelerine karşın aldı...
Diplomatik ve askeri kaynaklar, bir kaç yüz Senegal ve bir olasılıkla bir miktar Gana askerinin destekleyeceği 2.000 kişilik Fransız birliğinin kuzey Zaire’de üsleneceğini belirtiyorlardı.” (‘Guardian’, 21 Haziran 1994; s. 12)
Emperyalist askeri müdahalenin ‘insani amaçlı’ olduğu yolundaki resmi sav son derece sınırlı bir kabul gördü:
“Yetkililerin sınırlı bir biçimde insani amaçlı olarak göstermeye çalıştığı halihazırdaki Fransız askeri seferberliği...daha çok, Elize’nin (Fransa’da devlet başkanının konutunun adı-Ç.N.), Rwanda Yurtsever Cephesinin iktidarı ele geçirmesini engellemeyi hedefleyen eski siyasetinin bir devamıdır. Fransızlar, Rwanda’da aydın ve demokratik bir hükümetin bulunmasının, kendi bölgesel nüfuzları (örneğin Zaire) üzerinde yıkıcı sonuçlar doğurabileceğinden haklı olarak kaygı duymaktadırlar.” (‘Guardian’, 24 Haziran 1994; s. 22)
Fransız emperyalist müdahalesi, Rwanda ordusu ve milislerine bağlı ölüm mangalarıyla tam bir işbirliği halinde gerçekleştirilmişti:
“Zaire’nin, Fransız silah tüccarları tarafından Birleşmiş Milletler’in uyguladığı ambargoyu delmek ve Rwanda güçlerine silah yollamak için de kullanılan Rwanda sınırındaki Goma kentine...uçaklar dolusu Fransız paraşütçüleri gönderildi...
Silahlar bekletilmeden, Zaire ordusunun koruması altında kamyonlarla Rwanda’ya geçiriliyordu.
Bu silahların bir bölümü, Rwanda hükümetinin denetimindeki giderek küçülen toprakları asi FPR güçlerine karşı savunmak için kullanılacaktı.
Fakat, hükümet ordusuyla milisler arasındaki ilişki nedeniyle, bu silahların, etnik katliamlardan sorumlu ölüm mangalarının da donatılmasında kullanıldıkları kuşkusuzdur.
Goma’daki Fransız konsolosu, uluslararası haber ajanslarıyla söyleşilerinde, bu silah yollama işlemini, özel Fransız (işadamlarının-Ç.N.) sözleşmelerinin yerine getirilmesi olduğunu söyleyerek savunmuştur.” (‘Guardian’, 23 Haziran 1994; s. 28)
“Rwanda’daki Fransız ordu komutanları, Tutsi’lerin hedef oldukları zulüm ve katliamda parmağı olan görevlilerle işbirliği yapmaktadırlar...
Fransızların, katillerle işbirliği yapmaları, onların bazı gizli amaçlara sahip oldukları kuşkusunu uyandırmaktadır...
Cyangungu’daki Fransız komutanı Albay Dıdier Ihibaut...Fransız ordusunun, sivillerin yaşamlarına yönelik bir tehdit oluşturmalarına karşın milisleri silahsızlandırma ya da yollardaki barikatları kaldırma yetkisine sahip olmadığını söyledi...
Albay Ihibaut, polis müdürü Mgambiki Emanuel ile yakın bir çalışma ilişkisi kurmuştur...
Albay Ihibaut, Bay Mgambiki’nin cinayetlerin doğrudan sorumluluğunu taşıyan kişilerden biri olmasının, onunla birlikte çalışmayı engellemediğini belirtti.” (‘Guardian’, 1 Temmuz 1994; s. 26).
Operasyon, 5,500 ‘barış gücü’ askerinin Rwanda’ya gelişine hazırlık niteliği taşıyordu:
“Operasyonun 2,500 Fransız kırmızı berelisini kapsaması beklenmektedir...O, gelecek ayın sonlarına doğru Rwanda’ya gelecek olan 5,500 BM ‘barış gücü’ askerinin ülkeye yerleşmesinin koşullarını hazırlamayı amaçlıyordu.” (‘Guardian’, 24 Haziran 1994; s. 1)
Brüksel’deki Rwandalılar müdahaleyi gösteriler yaparak protesto ettiler:
Fransa’nın müdahalesine ateş püsküren Brüksel’deki göstericiler...Paris, eylemine son verinceye değin orada nöbet tutmaya yemin ettiler.” (‘Guardian’, 24 Haziran 1994; s. 11)
30 Haziran 1994’de,
“...Rwanda’daki Birleşmiş Milletler insan hakları gözlemcisi...azınlıktaki Tutsi aşiretine karşı gerçekleştirilmiş olan soykırımdan sorumlu olduğundan kuşku duyulan askeri ve siyasal görevlilerin yargılanması için uluslararası bir mahkeme kurulması çağrısında bulundu...
Rene Degni-Segui, ara hükümetin silahlı milislerin vahşetini önlemeyi başaramamış olmasından ötürü, olayların sorumluluğunu taşıdığını da belirtti.” (‘Guardian’, 1 Temmuz 1994; s. 26).
Ancak, emperyalist askeri müdahaleye karşın 1994’e gelindiğinde FPR güçlerinin,
“...son on hafta içinde ülke topraklarının üçte ikisine egemen oldukları açıktı.” (‘Guardian’, 20 Haziran 1994; s. 9)
Ve 4 Temmuz 1994’de Rwanda Yurtsever Cephesi askerleri,
“...başkent Kigali’yi ve hükümetin elindeki son büyük güney kenti Butare’yı ele geçirdiler.” (‘Guardian’, 5 Temmuz 1994; s. 1).
Bu noktada Fransız emperyalistleri, Rwanda Yurtsever Cephesi güçlerine karşı batı Rwanda’da bir ‘insani amaçlı güvenli bölge’ kurarak ulusal kurtuluş savaşına aktif olarak müdahale etme yolundaki planlarını açıkladılar.
“Fransa, BM Güvenlik Konseyine... ‘halkın savaştan korunabileceği bir insani amaçlı güvenli bölge’ kurmayı planladığını bildirmiştir.
Fransız dışişleri bakanı, önerinin, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Butros Gali tarafından desteklendiğini söyledi.” (‘Guardian’, 4 Temmuz 1994; s. 9).
“Temelli bir politika değişikliği sonucu, Fransız askeri birliklerine ilerlemelerini durdurmaları buyruğu verildi...
FPR Genel Sekreteri Theogene Rudasingwa dün Londra’da, asileri Gikongo’nun batısındaki bölgeye sokmama yolundaki herhangi bir girişime karşı koyacaklarını belirterek Fransızları uyardı: O, ‘biz ülkemizin herhangi bir köşesinde bulunma hakkına sahibiz. Bu, Fransızların amacının insani bir nitelik taşımadığını doğrulamaktadır.’ dedi...
FPR’nin BM ve ABD katındaki özel temsilcisi Gerald Cahima: ‘sözümona güvenlik bölgesi gerçekte, yalnızca soykırımı planlayanlar ve gerçekleştirenler için bir güvenli bölgedir.’ dedi.” (‘Guardian’, 5 Temmuz 1994; s. 1).
Sonuç
Marksist-leninist teoriye göre sömürge-tipi bir ülkede işçi sınıfı ulusal-demokratik devrimin önderliğini ele geçirmeye ve onu sosyalist devrime dönüştürmeye çalışmalıdır.
Ancak, Rwanda gibi henüz sözü edilir bir işçi sınıfının ve marksist-leninist bir partinin olmadığı sömürge-tipi bir ülkede devrimin sosyalist aşamasına geçiş olanaksızdır.
Rwanda Yurtsever Cephesi’nin yürüttüğü savaşım, dünyanın her tarafındaki ilerici insanlar ve örgütlerce desteklenmesi gereken bir ulusal kurtuluş savaşımıdır.
Bu savaşımın hedefi Rwanda halkı üzerindeki emperyalist sömürü ve egemenliğe son verilmesi ve bütün etnik gruplardan halka fırsat eşitliği tanıyan demokratik bir toplumun kurulması olmalıdır. Fakat bu hedefe ulaşılmasını, ancak Rwanda halkı güvence altına alabilir.
Rwanda dışındaki marksist-leninistlerin baş görevi, Rwanda’ya yönelik dış emperyalist müdahaleyi sona erdirmek ve Rwanda halkının kendi yazgısını kendisinin belirlemesine olanak vermek için ellerinden gelen her şeyi yapmaktır.
Bu rapor, MARKSİST-LENİNİST ARAŞTIRMA BÜROSU* tarafından yayınlanmıştır.
Temmuz 1994
* Marksist-Leninst Araştırma Bürosu, İngiltere’de bulunan Komünist Liga’nın; Yeni Komünist Partisi, Komünist İşçi Birliği gibi, genel olarak devrimci bir tutuma sahip “liberal” maoist (yani Meo Zedung’u katı bir biçimde savunmayan) örgütlerle birlikte oluşturduğu ve üzerinde genel bir görüş birliği bulunan konularda ortak araştırmalar yapan görece yeni bir kuruluştur.