ÇEVİRİ | Savaşı Metalaştırmak: Ukrayna ve Ötesinde Felaket Kapitalizminin Ekonomi Politiği

Hiçbir ülke, hiçbir toplum, hiçbir topluluk, hiçbir birey savaştan aynı şekilde çıkmaz. Benim geldiğim ülke olan Bosna Hersek (BH) daha da kötüye gitti. Daha şiddet yanlısı, daha gerici; siyasi, sosyal ve ekonomik olarak kaynakları ve ilerici fikirleri tükenmiş, insanlardan boşalmış bir ülkeydi artık. Ancak uğradığı yıkıma rağmen ülkenin daha kötüye gitmesi gerekmiyordu. Bosna Hersek'in bugün bulunduğu yer, hem yerel hem de uluslararası elitler tarafından toplumumuza dayatılan siyasi ve ekonomik kararların bir sonucu. Birleşmiş Milletler ve kuruluşlarının (yap(a)madıkları) eylemlerinin bir sonucu.

Tek tek ülkelerin ve uluslararası finans kuruluşları ve Avrupa Birliği gibi çok taraflı kuruluşların ekonomik ve siyasi çıkarlarının bir sonucu. Halkın çıkarlarına hizmet etmek yerine, acılarımızdan para kazanmaya çalışan iktidardaki yerel elitlerin sonucu.

BH örneğinde çok açık olan şeylerden biri, politik ekonomimizi dönüştürme ve ülkeyi küresel kapitalist pazara entegre etme çabasının, savaşın sonuçlarıyla başa çıkma arzusundan çok daha büyük olduğudur.

Savaş sonrası geçiş, çoğu insan için artan yoksulluk, depolitizasyon, güçsüzleşme, hayal kırıklığı ve daha fazla endişe, üzüntü ve acı anlamına geliyordu. İyileşme, sadece ayrıcalıklı bir azınlığın, hem yıkımdan hem de yeniden inşadan para kazanmayı başaranların ulaşabileceği kaygan bir kavram haline geldi.

Bir süre için herhangi bir ülkenin Bosna Hersek enkazının yeniden inşası ve toparlanmasından daha kötü olması tamamen imkansız görünüyordu, ancak Ukrayna'da işlerin nasıl geliştiğine bakıldığında tam da bu gerçekleşebilir görünüyor.

Ne yazık ki, savaş birçok kişi için bir fırsattır

Savaş bazı şirketler, insanlar ve kurumlar için kazançlı bir iş. Dünyanın dört bir yanındaki hükümetleri sosyal altyapıya, bakıma ve çevresel sürdürülebilirliğe yatırım yapmanın bu gezegenin hayatta kalması için yapılması gerekenler olduğuna ikna edemeyebiliriz, ancak yıkıma para harcamak için ikna edilmeye ihtiyaçları yok. Elitleri harcama çılgınlığına sürükleyen şey insanların ve gezegenin refahı değil, savaşlardır.

Deutche Welle'ye göre[1], Rusya'nın Donetsk, Lugansk, Zaporijya ve Herson'u ilhak etmesinden bu yana petrol endüstrisinin kârı yüzde 350, silah endüstrisinin kârı ise yüzde 150 gibi sarsıcı bir oranda arttı! Savaş ne kadar uzun sürerse, sadece Ukrayna'ya değil, askerileşmeye hevesli tüm diğer ülkelere de silah satarak daha fazla para kazanılacak. Ukrayna'daki savaşı bahane eden AB üyesi ülkeler, bir yandan sosyal altyapı ve kamu hizmetleri için para olmadığını iddia ederken, diğer yandan da önümüzdeki yıllarda askeri bütçelerini 200 milyar Avro'ya yakın arttıracaklarını açıkladılar.[2]

Ayrıca dünyanın en büyük ikinci silah tüccarı[3] olan Rusya'nın yaptırımlar altında olduğunu da unutmamalıyız. Bu durum tüm Rus silah satışlarını durdurmamış olsa da Rusya'nın pazardaki payının bir kısmı üzerinde birileri pay iddia edebilir. Elbette ABD bu boşluğu doldurmak için en büyük aday ve Beyaz Saray şahinleri bu durumdan ABD askeri-endüstriyel kompleksi yararına nasıl faydalanacaklarını konuşmaya başladılar bile.[4] 

Özel şirketler ve birçok Batılı hükümetteki elitler için Ukrayna'daki savaş, Ukrayna'nın dönüştüğü pazardan -yeniden yapılanma başladığında daha da genişleyecek bir pazardan- kâr elde etmek için bir fırsat.

2007 yılında Kanadalı yazar Naomi Klein, Şok Doktrini: Felaket Kapitalizminin Yükselişi[5] adlı bir kitap yayınladı. Irak'tan New Orleans'a, küresel sermayenin nasıl harekete geçtiğini ve neoliberal fikirlerini savaşın ya da doğal afetlerin şokunu atlatmaya çalışan ülkelere, şehirlere ve insanlara nasıl dayattığını gösteriyor. Kapitalistlerin, insanların travmatizasyonunu kullanarak, işçi haklarının altını oymak, sosyal harcamalarda derin kesintiler yapmak, kamu kaynaklarını tüketmek ve hayati kamu hizmetlerini özel aktörlere devretmek gibi, başka bir zaman olsa mutlaka karşı seslerin yükseleceği yasaları ve neoliberal politikaları nasıl hayata geçirdiklerini belgeliyor. 

Dünyanın dört bir yanında neoliberal politikalara karşı pek çok protesto düzenlendi.[6] Ve eğer zararlı neoliberal politikaların kamu sektörlerimizde ve sosyal altyapımızda yol açtığı yıkım ve tükenişin boyutu daha önce yeterince açık değilse bile bu Covid-19 salgını sırasında kesinlikle çok belirgin bir hale geldi.[7]  

Yararlanılacak yeni bir pazar

Rusya'nın saldırganlığının ve Ukrayna'nın bazı bölgelerini yasadışı ilhakının üzerinden bir yıl geçtikten sonra, savaşı deneyimlemiş ve/veya ortadan kaldırmak için çalışan bizler için sürpriz olan çok az şey var. Her şey çok tanıdık ve çok öngörülebilir. Bireysel ve toplumsal travma çok büyük; aktivistlerin ve örgütçülerin (özellikle de kadınların) tüm insani ihtiyaçlara cevap vermeye çalışmaktan duydukları yorgunluk aşikâr; evlerinden sürülen ve yerinden edilmeye zorlanan Ukraynalıların sayısı, hayatlarına uygulanan muazzam şiddetle orantılı. Yıkım çok büyük, gelecek ise oldukça vahim. Başka bir deyişle, felaket kapitalizminin ülkenin üzerine çökmesi için gereken koşullar sağlanmış durumdaydı ve gerçekten de öyle oldu.

Ukrayna neoliberal politikalara yabancı olmasa da[8], bu politikaların potansiyel muhalifleri olan insanlar şu an ya hayatta kalmakla ya da toplumlarını bir arada tutmakla meşgul oldukları için en aşırı müdahaleler ancak şimdi yapılabiliyor. Çoğu çatışmada olduğu gibi, Ukraynalı kadınlar bu çok ihtiyaç duyulan ve hayat kurtaran emeğin büyük kısmını üstleniyor ve bu durum, iyileşmenin tartışıldığı ve kararlaştırıldığı siyasi ve ekonomik alanlarda ne görülüyor ne de hesaba katılıyor.

Ekonomik iyileşme ve barış arasındaki sahte ikilem

Ukrayna'da tanık olduğumuz şey, zorlukları yaşayanların gündelik gerçeklerine dayanan sürdürülebilir barış arayışına odaklanması gereken yeniden inşa ve toparlanmanın planlanması sürecinin kâr maksimizasyonu dürtüsü tarafından gasp edilişidir. Ukrayna'da barış gündemini en çok etkilenenler yerine uluslararası finans kuruluşları, yatırım fonları ve diğer özel aktörler belirliyor gibi . Ancak yaptıkları şeyin bu olduğunu açıklamıyorlar. Bunun yerine, resmi barış müzakereleri (ki hiçbir yerde böyle bir şey yok) ile ekonomik iyileşme müdahaleleri arasında sahte bir ayrım yaparak bunları birbirinden tamamen farklı iki süreç gibi gösteriyorlar.

Barış müzakereleri (hayata geçirildiğinde) diplomatların eşlik ettiği üniformalı “önemli” adamlara bırakılacakken ekonomik müdahaleler, bunları planlayanların mâli çıkarlarından ve ideolojilerinden bağımsızmış ve yeniden inşa dışında barışla ilgisizmiş, olayların “nesnel” akış süreci buymuş gibi tasvir ediliyor. Dolayısıyla "önemli" adamlara ayrılan barış görüşmeleri ile "uzmanlara" ayrılan ekonomik müdahaleler arasındaki ayrımda savaştan en çok etkilenenlerin savaştan barışa geçişin nasıl yürütüleceğine etki etmelerine gerçekten yer yok. Şu anda Ukrayna'nın dört bir yanındaki toplulukları ayakta tutan, görünmez kılınmış emekleri olması gerçeğine rağmen bu insanların savaştan barışa geçişin temelini oluşturacak ekonomi politikte söz sahibi olmalarına alan açılmıyor.

Bu gibi yaklaşımların sonuçları, savaştan yaklaşık 30 yıl sonra bugün Bosna Hersek'te oldukça görünür durumda. Bu, kârı insanlardan üstün gören neoliberal fikirlerin[9] tahakkümü aracılığıyla görünür. Ya da iktidara, dolayısıyla kaynaklara ve zenginliğe tutunmak için yerel ve uluslararası elitin bir araç olarak sürekli kriz üretmesi[10] yoluyla görünür. Yaklaşık 30 yıl önce Bosna Hersek'teki yaklaşım bugün Ukrayna'daki yaklaşıma benziyorsa, gerçekten farklı bir sonuç bekleyebilir miyiz?

Uluslararası finansal kuruluşların, yatırım fonlarının, özel aktörlerin, mâli ve siyasi çıkarları olan diğer çok taraflı kuruluşların "iyileşme" ve dolayısıyla barış gündemini belirlemelerine izin vermekle Ukrayna, daha önce benzer durumda olan pek çok ülke gibi, halkın çıkarına en uygun iç politikaları oluşturma hakkından vazgeçmiş olacaktır. Aynı zamanda halkın, demokratik ve şeffaf bir süreç yoluyla ülkenin politik ekonomisine ilişkin karar alma süreçlerini etkileme hakkından da vazgeçecektir. Ülkelerin, kendilerini toparlanma sürecine taşıyacak siyasi, ekonomik ve sosyal süreçleri bir bütünün farklı parçaları olarak nasıl şekillendirmeye karar verdikleri önemlidir. Hem de çok önemlidir. Savaştan barışa geçişin siyasi ve ekonomik yönleri arasında gerçekten bir ayrım çizgisi yoktur. Bu yanlış bir ikilemdir. Aynı zamanda, etkilenen insanların çoğu karar alma alanlarının dışında tutulmaktadır. Katılımları en fazla kağıt üstündedir.

Savaşın ortasında, bir ülkenin politik ekonomisini (yeniden) şekillendirme sürecini incelemek elbette son derece zordur, şok doktrini propagandası yapanların güvendiği şey de tam olarak budur.  Aktivistlerin kafasında bunun için boşluk ve enerji yok ya da zaten onlar aktif olarak karar alma alanlarının dışında tutuluyorlar.  Düşünecek alan bulanlara ise "şimdi zamanı değil" deniyor ve uygulanan politikalara karşı çıkanlar vatansever değilmiş gibi gösteriliyor.

Ancak mesele şu ki, sonrası yok.

Bugünümüz öldürülürken geleceğimiz de aynı anda şekilleniyor.

Uzak şehirlerde, (çoğunlukla) beyaz orta yaşlı erkekler tarafından, sadece ölüm ve yıkımdan değil, aynı zamanda gündelik hayatlarımız ve gerçeklerimizden de sterilize edilmiş bir ortamda şekillendiriliyor.

Destekten kâr elde etmek

Ukrayna acil ekonomik ve sosyal bir krizle karşı karşıya.[11] Rusya'nın sivil altyapıya yönelik acımasız saldırıları ve ekonominin bu koşullar altında işleyememesi nedeniyle ülke yaklaşan sosyal ve ekonomik bir çöküşün eşiğinde.

Tahminlere göre Ukrayna'nın askeri olmayan temel bütçe finansman ihtiyacı aylık 3 milyar ABD Doları’nın oldukça üzerindedir.[12] Dünya Bankası yeniden inşa maliyetinin yaklaşık 350 milyar ABD Doları olacağını tahmin ederken[13], Ukrayna hükümeti toplam faturanın 750 milyar ABD Doları’na kadar çıkabileceğini söylüyor.[14]  Nihai maliyetin ne olacağını bilmenin hiçbir yolu yok. Dahası, bu tahminler muhtemelen sadece fiziksel altyapıyı dikkate alıyor ve kaybedilen ya da yok edilen hayatları, eğitim ya da okullaşma açısından kaçırılan fırsatları, Ukrayna halkının genel sağlığı üzerindeki uzun vadeli etkileri ve genel travmayı hesaba katmıyor .

Devam eden diğer çatışmalarla kıyaslandığında, Ukrayna için toplanan büyük desteğin bir fark yaratacağı düşünülebilir.Ancak barışa dair herhangi bir beklentinin olmaması ve pek çok aktörün çözüm için müzakere girişimlerine aktif olarak karşı çıkması, dayanışma kisvesi altında taahhüt edilen paranın büyük bir kısmının aslında kredi olduğu gerçeğiyle birleştiğinde, Ukrayna'ya akan para aslında çok vahim bir tablo ortaya koyuyor. Ukrayna'nın borç tuzağına dönüşüyor.

Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü’nün yeni oluşturduğu veri tabanı[15], Ocak-Ağustos 2022 döneminde devletten devlete taahhüt edilen 84,2 milyar Avro'nun izini sürebildi. Bu miktar oldukça etkileyici, ancak detaylarını incelemek iyi olacaktır.  Bir kısmı yardım olsa da çok daha fazlası yeni hibeler ve krediler ya da askeri destek şeklinde geldi.

 Örneğin ABD Ukrayna'ya 15,053 milyar Avro mali yardımda bulunurken, 9,906 milyar Avro insani yardımda bulunmuş. Birleşik Krallık Ukrayna'ya insani yardım olarak 0,398 milyar Avro gönderirken, mali destek 2,555 milyar Avro ile çok daha yüksek olmuş; ve Kanada'nın insani yardımı 2,139 milyar Avro tutarındaki mali desteğe kıyasla 0,288 milyar Avro olmuş. Her üç ülkenin de askeri desteği insani yardım desteğinin çok üzerinde.

Avrupa Birliği'ne (AB) bakıldığında, 2022 yılında harekete geçirdiği 19,7 milyar Avro'nun 16,7 milyar Avro'su yeni kredi ve hibelerden oluşmaktadır.[16] Bu paranın 7,2 milyar Avro'su, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile bir kredi anlaşmasının varlığına ve ülkede IMF koşullu reformların uygulanmasında tatmin edici bir sicile sahip olma koşuluna bağlı özel bir AB desteği türü olan mikro-finansal yardım şeklinde gelmektedir[17] ki bu da halihazırda insanların, özellikle de kadınların yaşamlarına zarar verici bir etki yaratmıştır.[18] Üstelik bu Rusya'nın işgalinden önceydi.

19,7 milyar Avro'nun 3,1 milyar Avro'luk kısmı, insanlarla alay edercesine adlandırılan Avrupa Barış Tesisi kapsamında sağlanan askeri destek şeklindedir. Bu para aslında Ukrayna'ya gitmiyor, AB üye ülkelerinin Ukrayna'ya verdikleri ayni askeri desteğin geri ödenmesi için kullanılıyor ki bu da temelde AB üye ülkelerinin övündükleri desteğin (askerileştirilmiş) dayanışma diline bürünmüş eski güzel silah ticareti olduğu anlamına geliyor. Bu 19,7 milyar Avro’nun sadece küçük bir kısmı - tam olarak 31 milyon Avro - çok ihtiyaç duyulan sivil toplum desteğine aktarılıyor.

Avrupa Komisyonu 2023 yılı için, 2033'ten başlayarak en fazla 35 yıl içinde geri ödenecek imtiyazlı krediler şeklinde yıl boyunca dağıtılmak üzere 18 milyar Avroluk ödeme planladı.[19] Buna ek olarak, Avrupa Yatırım Bankası (EIB) 2,2 milyar Avro kredi taahhüdünde bulunurken Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) da Ukrayna ve etkilenen ülkelerde dayanıklılık ve geçim kaynaklarını desteklemek üzere 2 milyar Avroluk ödeme planladı.[20] Dünya Bankası Grubu'na (DB) gelince, Ocak 2023 itibariyle acil durum finansmanı için seferber ettiği 18 milyar ABD Dolarının 16'sını dağıttı.[21]

Mali destek, başta IMF ve DB olmak üzere uluslararası finansal kuruluşlar arasında ve onlarla koordinasyon halinde gerçekleştirilmektedir. Yukarıda belirtildiği üzere, AB'nin mikro-finansal yardımı Ukrayna'nın IMF koşullarını yerine getirme kabiliyetiyle doğrudan bağlantılı. Dolayısıyla, IMF'nin Ukrayna'ya hangi koşulları dayattığına bakmakta fayda var. IMF'nin web sitesine göre[22], IMF şimdiye kadar 1,4 milyar ABD Doları acil durum finansmanı sağladı ve yeni kurulan Gıda Şoku Penceresi[23] kapsamında 1,3 milyar ABD Doları daha sırada bekliyor. Buna ek olarak, Aralık 2022'de Ukrayna hükümeti dört ay sürecek Kurul Katılımlı Program İzleme (PMB) talebinde bulundu.[24] PMB kapsamındaki temel tedbirler arasında gelir seferberliği ve iç borç piyasasının canlandırılması, bir mâli sektör stratejisi hazırlanması, şeffaflık ve yönetişimin geliştirilmesi yer almaktadır. PMB, IMF ve Ukrayna'nın “ülkenin makro-ekonomik ve finansal istikrarını” desteklemek için mâli, parasal ve diğer politikaları koordine edeceği anlamına geliyor.[25]

Açık bir dille ifade etmek gerekirse bu, sosyal yardımlarda ve muhtemelen başka alanlarda da kesinti anlamına geliyor. Ukrayna'nın IMF ile olan sancılı geçmişi daha 1994 yılında, ilk IMF kredisinin, diğer hususların yanı sıra sübvansiyonların azaltılması ve halka amacı belirli yardımların başlatılması, kamu sektörü işletmelerinin özelleştirilmesinin hızlandırılması, kamu bütçesi açığının azaltılması ve deregülasyonlar şartına bağlanmasıyla başlamıştı.[26] Bu yaklaşımın temel amacı, Ukrayna ekonomisinin ve bütçesinin, nüfusun geneli için maliyeti ne olursa olsun, artan borcu geri ödeyebilecek kadar istikrarlı olmasını sağlamaktır. Sağlık, eğitim, sosyal yardım ve benzeri alanlardaki kamu harcamalarını kısan hükümet, bu harcamaları karşılamak için özel aktörlere güveniyor.

Bir borç tuzağı olarak dayanışma

Ukrayna'ya sağlanan destek dayanışma olarak çerçevelenmemeli. Dayanışma, birilerinin Ukrayna'ya yardım etmenin ilk adımı olarak savaşı durdurmak için elinden geleni yapmasını gerektirir. Burada gördüğümüz şey soğuk ve hesaplı bir kâr elde etme çabası. Ukrayna toplumunun siyasi, ekonomik ve sosyal (yeniden) mühendisliği ile birlikte gelen bu sözde "desteğe" savaştan en çok etkilenenleri etkin bir şekilde dahil etmeden konulan koşullar Ukraynalılara yardım etmekten ziyade zarar verecektir.

Tüm bu yeni borç paralar, buzdağının sadece görünen kısmı. Bunlar Ukrayna'nın 2021 yılında 71,71 milyar ABD Doları’na ulaşan mevcut ulusal borcunun üzerine geliyor.[27] Ve önümüzdeki birkaç yıl içinde daha fazlasının gelmesini bekleyebiliriz. Daha 2015’te Ukraynalı bir ekonomist olan Oleksandr Kravchuk[28], Ukrayna'ya “katı sosyal ve ekonomik önlemler karşılığında mâli yardım sağlandığı ve sonuç olarak ülkenin sadece sosyo-ekonomik kriz durumunda kalmayıp milyarlarca dolarlık borç portföyüne de sahip olduğu bir Yunanistan senaryosuna” doğru itildiği konusunda uyarıda bulunmuştu.

Ukrayna'nın artan borcu, uluslararası finans kurumlarının elinde güçlü bir disiplin aracı haline gelecektir. Ukrayna'daki savaş, “küresel güçlerin” ve genel olarak kapitalizmin işleyiş biçiminin dışında işlemiyor. Uluslararası toplumun tüm tarz ve biçimlerde barışta ısrar etmek yerine borçta ısrar ettiği bu yaklaşımın etkilerini anlamak için 20 yıl geçmesini beklememize gerek yok. Latin Amerika ülkelerine yönelik neoliberal saldırının sonuçlarına[29]; Afrika kıtasındaki yapısal uyum programlarının etkilerine[30]; hatta daha yakın zamanda, borç tuzağının en son kurbanı olan Sri Lanka'nın iflasına[31] ve halk için feci sonuçlarına[32] bakabiliriz. Diğer örnekler Doğu Avrupa ülkelerinde ve bu ülkelerin piyasa ekonomilerine geçişlerinde bulunabilir[33], ki bu geçiş Ukrayna'nın zaten aşina olduğu bir deneyim.

Bu yaklaşım Ukrayna'yı sadece bir borç tuzağının derinliklerine itmekle kalmayacak, aynı zamanda ülkeyi kemer sıkma önlemleri ve ekonomik zorluklarla dolu uzun bir yola sürükleyecektir; böylece kredi verenler sözde dayanışma borçlarının usulüne uygun bir şekilde geri ödenmesini sağlayabileceklerdir. IMF'nin web sitesinde açıkça belirtildiği üzere[34], bunlar "ülkenin ödemeler dengesinin krediyi geri ödemesine izin verecek kadar güçlü olmasını sağlayarak IMF kaynaklarını korumayı amaçlayan" önlemlerdir. Ve Ukrayna geri ödeyecektir.

Taşerona devredilen bir ülke

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, ister tamamen çaresizlikten doğan bir yaklaşım, ister gerçek bir ideolojik ve siyasi inanç (muhtemelen her ikisi de) olsun, neoliberal reçeteyi özenle takip ediyor. Destek için özel aktörlere de başvurdu. New York Borsası'nda yaptığı konuşmada[35] Ukrayna'daki yeniden yapılanma sürecinin şirketlerin “zaferi bizimle [Ukrayna halkıyla] paylaşması için yüz milyarlarca dolar değerindeki projelere yatırım yapmaları” fırsatı olduğu mesajını verdi.

Bu davete karşılık olarak hükümeti, dünyanın önde gelen iletişim şirketlerinden WPP'nin[36] desteğiyle, Ukrayna'nın "İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'daki en büyük fırsat alanı" olduğu vaadiyle Advantage Ukraine[37](Ukrayna’dan Faydalanın, -ç.n.) adlı bir online platform başlattı. Platform, girişimcileri yüzlerce projeye yatırım yapmaya davet ediyor ve karşılığında onlara deregülasyonlar ve mâli teşvikler, kurumlar vergisinden on yıla kadar muafiyet, kamu iş hizmetleri için 500 kadar izin ve neoliberal mutfağın diğer bir dizi nimetlerinden sunuyor. Yatırım menüsünde askeri sanayi, doğal kaynaklar, enerji sektörü, lojistik ve altyapı, tarımsal sanayi kompleksi, enerji endüstrisi ve çok daha fazlası yer alıyor.

Bu yaklaşım doğrultusunda, Kasım 2022'de Ukrayna Ekonomi Bakanlığı, 8,5 trilyon ABD doları tutarında varlığı yöneten ve bu arada WPP'nin %7,7'sine sahip olan[38] dünyanın en büyük yatırım fonu BlackRock[39] ile bir Mutabakat Zaptı imzaladı.[40] Mutabakat Zaptı, BlackRock'ın Ukrayna ekonomisinin toparlanması ve desteklenmesi amacıyla özel sermayeyi çekmek için özel bir platform geliştirilmesinde Ukrayna'ya danışmanlık yardımı sağlayacağını belirtiyor.

BlackRock tartışmalı bir şirket. Geçtiğimiz yıl dünyanın dört bir yanından feministler bir araya gelerek BM Kadın Birimi'nden BlackRock ile ortaklığını “kârını insan hakları veya çevresel bütünlüğün korunmasından üstün tutan yaygın bilinen sicili”[41] nedeniyle sona erdirmesini talep etmişlerdi. Küresel kampanya Corporate Accountability, iklim felaketini tetiklemedeki rolü[42], silah üretimine yaptığı yatırımlar ve militarizasyondaki rolü ve çok daha fazlası nedeniyle BlackRock'ı Corporate Accountability'nin Kurumsal Utanç Listesi'ne aldı.[43] CODEPINK[1] de silah üretimine yaptığı yatırımlar nedeniyle BlackRock'a karşı bir kampanya yürütmektedir[44]. Ayrıca Jubilee Borç Kampanyası, BlackRock'ın Zambiya'nın borç krizinden kâr elde ettiğini iddia ediyor.[45]

 Tamamen özelleştirilmiş bir kurtarma planıyla karşı karşıya olduğumuzdur. Bir ülke böyle taşeronlaştırılmaktadır.

Neoliberalizm 101

Ukrayna hükümeti, özel aktörlerin para kazanması için "en büyük fırsat" olma vaadine uygun olarak Şubat 2022'deki Rus işgalinden yıllar önce uygulamaya koyduğu neoliberal politikaları ikiye katladı.[46] Geçen yıl Ağustos ayında Ukrayna Parlamentosu, işçi haklarına acımasız bir saldırı olan 5371 sayılı yasayı kabul etti.[47] Nisan 2021'de teklif edilen ancak yeterli siyasi desteğin olmaması nedeniyle kabul edilmeyen bu kanun, küçük ve orta ölçekli (250 çalışanın altındaki) şirketlerde  istihdam edilenleri ülkenin mevcut iş kanunlarının kapsamından çıkarıyor. Bu da Ukrayna iş gücünün yüzde 70'inden fazlasının, sözleşmelerinin ve maaş, çalışma saatleri, tatil, hastalık izni ve sosyal yardımlar gibi genellikle toplu olarak müzakere edilen hak ve yükümlülüklerinin işveren ve işçi arasında bireysel müzakereye tabi olacağı bir sisteme zorlandığı anlamına geliyor. 5371 sayılı kanunun yürürlüğe sokulması, halihazırda büyük ölçüde kısıtlanmış olan işçi haklarının hemen üzerine geldi.[48] İş kanununa yapılan önceki saldırılar sendikal örgütlenmeyi zorlaştırmış, işverenin bir işçinin işini ve ücretini uzun bir süre askıya almasına izin veren "istihdamda askıya alma" uygulamasını getirmiş, işverenlerin toplu sözleşmeleri tek taraflı olarak askıya alma hakkını güvence altına almış, vb. Bu tür müdahaleler neoliberalizm 101’dir.

İş kanununa yapılan bu tür saldırıların nasıl sonuçlanacağını bilmemiz için diğer bağlamlardan yeterli kanıt bulunmaktadır.[49] Güvencesizliğe ve daha fazla eşitsizliğe yol açacaklar ve işçilerin kaybettikleri gücü yeniden kazanmaları zor olacak. İşçi ve kapitalist arasındaki güç dinamiği zaten asimetriktir, bu da en azından bir tür kolektif koruma ve sayıca güç sağlayan iş yasalarını ve sendikaları son derece önemli kılmaktadır. Bu koruma artık Ukrayna iş gücünün büyük bir kısmı için ortadan kalkmış durumda. Toplu koruma olmadan, işveren (kapitalist) önceliklerin ne olacağına karar vermekte serbest bırakılır: ya makul maaşlar ya da kârın maksimizasyonu. İyi bir kapitalist her zaman kârı seçer.

Savaşın ağırlaştırıcı bir faktör bile olmadığı diğer bağlamlarda[50], işçi haklarına yönelik neoliberal saldırı, kadın emeğinin daha da değersizleşmesine[51], yarı zamanlı istihdamın artmasına[52], daha da düşük maaşlara, cinsel ve diğer taciz biçimlerine karşı koruma olmamasına, ekonomik bağımlılığa yol açan işten çıkarmalara[53], bakım sorumluluklarının artmasına ve kayıt dışı ve esnek çalışma düzenlemelerinin büyümesine yol açmıştır. Tüm bunlar kadınları ve diğer ötekileştirilmiş grupları yoksulluğa, güvensizliğe ve güvencesizliğe itmektedir.

Barış için özel sermayeyi kayırma

Neoliberalizm açıkça pek çok krizin itici gücü olmuş olsa da, neoliberal fikirler savaş sonrası toparlanma ve yeniden yapılanmaya yönelik çağdaş yaklaşımlara nüfuz etmeye devam etmektedir.  Neoliberal ekonomi politikalarını destekleyenlerin listesi oldukça uzundur. Örneğin, Ekonomi Politikaları Araştırma Merkezi (CEPR) tarafından yayınlanan bir politika belgesinde aşağıdaki dostane tavsiye sunulmuştur:[54]

“Ukrayna koşulları, devletin kapasitesini zorlamayan, mevcut sorunları (yolsuzluk gibi) daha da kötüleştirmeyen veya (vergilendirilmemiş) karaborsa faaliyetlerini teşvik etmeyen uygun maliyetli çözümler sağlamak için daha piyasa temelli tahsis mekanizmalarını gerektirmektedir. Bu amaçla, ekonomik faaliyetlerin kapsamlı ve radikal bir şekilde serbestleştirilmesi [vurgu eklenmiştir], fiyat kontrollerinden kaçınılması ve kaynakların verimli bir şekilde yeniden tahsisinin kolaylaştırılması hedeflenmelidir.”

Çatışmalar ve şiddetle ilgili olarak iyileşme ve önleme için özel sermaye ve yatırımlardan yararlanmak yeni bir model değildir. Başta Dünya Bankası olmak üzere uluslararası finans kuruluşları uzun süredir bu yaklaşımı savunmaktadır.[55]Bu yaklaşım, hem devletler içinde hem de devletler arasında barış ve kalkınmanın tartışılmaz temelinin piyasa demokrasisi olduğu ve çözümün "özel sermayeden yararlanma" ve "sağlıklı bir özel sektörün" geliştirilmesinde yattığı şeklindeki neoliberal varsayıma dayanmaktadır. DB'nin ve bu yaklaşımı savunan diğerlerinin tartışmadığı nokta, özel sektörün toplumsal ihtiyaçlar tarafından değil, kâr ve büyümenin maksimizasyonu tarafından yönlendirildiği ve bir toplumun savaştan kurtulmasına yardımcı olmanın, insanların çıkarları göz önünde bulundurularak yapıldığında, genellikle kâr elde etmeye uygun olmadığıdır.

Zararların ve ihlallerin metalaştırılması

Piyasa temelli çözümler için propaganda yapanlar[56], piyasayı nasıl gördükleri ve rolünün ne olduğu konusunda son derece netler. Piyasanın dağıtımla değil verimlilikle ilgili olduğunu ve dağıtım sorununun siyasi bir sorun olduğunu söylüyorlar. Kapitalist bir dünyada piyasa ancak yarattığı kâr ve büyüme kadar verimlidir. Peki, kapitalizm zararlardan ve ihlallerden nasıl kâr sağlar?

Çatışma ya da çatışma sonrası bir ülkenin karşı karşıya olduğu pek çok soruna yönelik verimli, piyasa temelli bir çözümün nasıl görüneceğini düşünelim. Örneğin konutların yeniden inşasını ele alalım. Ukrayna'da ve Bosna Hersek'te olduğu gibi savaş nüfusun yoğun olduğu bölgelerde gerçekleşiyorsa, konutların yıkımı çok büyük olur. Ancak piyasa perspektifinden bakıldığında, insanların evlerini yeniden inşa etme ihtiyacından elde edilecek sınırlı miktarda kâr vardır. Çok geçmeden bu "piyasa" doyuma ulaşacak ve özel yatırımcılar gerçek kârı neyin sağlayacağına bakmaya başlayacaktır: yüksek değerli daireler ve lüks siteler. Bunlar önce ülkenin yeniden inşasına "yardımcı olmak" üzere ülkeye akın edecek tüm yabancıları barındırmak için inşa edilecek, ardından da savaş sonrası dönemi ekonomik avantaja çevirmeyi başaran az sayıda kişi için bir yatırım fırsatı olarak hizmet verecek. Savaştan çıkanlar için makul ve uygun fiyatlı yaşam çok yakında radarlarından kaybolacaktır. Belki de Ukrayna'da bu çoktan gerçekleşmiştir. Oleksandr Kolesnichenko'ya[57]göre Aralık 2022'de planlama yasaları Ukrayna parlamentosu tarafından uygun prosedürlerle değiştirilerek "Ukrayna'nın inşaat sektörüne eşi benzeri görülmemiş yetkiler" verildi ve bu sektör gözünü tarihi binalara ve onların cazip konumlarına dikmiş, diğer şeylerin yanı sıra onları çok katlı konut komplekslerine dönüştürmek için fırsatlar arıyor gibi görünüyor.

 Savaş sonrası bir toplumda sağlık hizmetleri, kapitalist bir bakış açısıyla, son derece cazip bir pazar olabilir. Çatışmalardan çıkan ülkeler genellikle uzmanlaşmış sağlık hizmetlerine büyük ihtiyaç duyarlar. Ancak her şeyini kaybetmiş ve hayatlarını yeniden kurmaya çalışan insanların genellikle bu hizmet için ödeme yapacak imkanları yoktur ve olmamalıdır da. Savaştan çıkan ülkeler sağlık sektörüne büyük kamu yatırımları yapmaya öncelik vermelidir; ancak bu yatırımlar kısa vadede çok az kâr getirecek ya da hiç getirmeyecektir. Ancak uzun vadede bu yatırımlar toplum için büyük faydalar sağlayabilir. Daha sağlıklı insanların çalışabilmesine ve demokratik süreçlere katılabilmesine yol açabilir. Kadınların üzerindeki bakım yükünün azaltılmasına katkıda bulunarak onların zaman, enerji ve kaynaklarını kamusal hayata katılmaları için serbest bırakabilirler. Ancak toplumsal kazanımlar çok fazla olsa da, evrensel sağlık hizmetlerine yapılan yatırımlar hiçbir özel aktörün cebini doldurmayacaktır; bu da BlackRock'ın "kaldıraç olarak kullanabileceği" özel aktörler ordusunun büyük olasılıkla evrensel sağlık hizmetlerinin sağlanmasıyla ilgilenmeyeceği anlamına gelmektedir. Onlar kâr elde etmekle ilgileneceklerdir ve kâr da özel hastanelerde, özel eczanelerde, özel bakım hizmetlerinde bulunabilir; bunların hepsi de sadece karşılayabilenlerin yararlanabileceği, piyasa ile rekabet edebilen bir fiyat karşılığındadır.

Bir paradigma değişikliğine ihtiyacımız var

Barışın son derece politik bir şey olduğu ortaya çıktı.

Savaş ve toparlanmanın birlikte refakâtı altında Ukrayna toplumuna yönelik neoliberal tam cephe saldırısı devam ediyor ve bu açıktan açığa gerçekleşiyor. Neoliberal çözümlerin savaşı durdurmakla hiçbir ilgisi yok, ancak her şey barışla, savaş durduğunda Ukrayna halkının nasıl bir yaşam sürebileceği ve yaşamlarını kimin kontrol edeceği ile ilgili olacak.

Dünya, neoliberal yaklaşımın sadece işe yaramadığını değil, aslında işleri daha da kötüleştirdiğini bilecek kadar çok savaş ve kurtarma girişimi gördü. Ukrayna'da ve dünyanın dört bir yanında işler kötüden daha kötüye gitti. Ukrayna'daki savaş, hızla değişen küresel dinamikler ve bileşik krizler zemininde cereyan ediyor. Columbia Üniversitesi'nden tarihçi Adam Tooze gibi bazıları mevcut durumu çoklu kriz olarak adlandırıyor. Tooze'a göre çoklu krizde şoklar dünya genelinde farklı şekillerde hissedilir, ancak birbirleriyle etkileşime girdiklerinde bütün, parçalarının toplamından daha kötü bir hal alır.[58]

Bu çoklu krizin bizi nereye götüreceğini gerçekten bilmiyoruz. Şu anda iyi bir yere gitmiyor gibi görünüyor. Dünya yanıyor ve ne yazık ki Ukrayna halkı tüm bunların ortasında. Ukrayna'daki savaş dünyayı topyekûn bir nükleer savaşın eşiğine getirdi.[59] Dünyanın dört bir yanında kitlesel militarizasyona katkıda bulundu, Covid-19'un yarattığı toparlanmayı geri sardı ve gezegenimizi iklim değişikliği ve çevresel yıkımdan kurtarmayı beklemeye aldı. Bu, göze alamayacağımız bir duraklamadır. Dahası, AB, ABD, Çin ve diğer ülkelerin siyasi ve ekonomik elitleri, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik emperyalist saldırganlığını, hızla değişen bu bağlamda kendi yerlerini ve/veya hakimiyetlerini dayatmak için kullanıyorlar. Belki de nihayet dünyanın kaynaklarının sınırlı olduğunun farkına vardılar ve kalan kaynaklar -petrol, gaz, kereste, mineraller, su, kobalt, lityum- için oyun başladı! Siyasi ve ekonomik elitler ulus-devletler ve ulusal kimlik, hatta adalet ve dayanışma gibi büyük kavramların arkasına saklanırken temsil ettiklerini iddia ettikleri ülkelerdeki milyonlarca insanı uçurumdan aşağı sürüklüyorlar. Ukrayna'daki savaş tırmanırken, kolektif olarak karşı karşıya olduğumuz diğer tüm krizler de tırmanıyor.

 

Dünyanın dört bir yanında insanlar enflasyon oranları ve yoksullukla mücadele ediyor. Halihazırda hem sorumsuzca verilen krediler hem de neoliberal gündemlerin yoğun bir şekilde uygulanmasından kaynaklanan ve Covid-19 kriziyle daha da derinleşen kamu borcu krizleriyle karşı karşıya olan pek çok düşük ve orta gelirli ülke, hiçbir ilgileri olmayan bir savaşın bedelini ağır bir şekilde ödüyor. Ukrayna'daki savaşın hem enerji hem de gıda güvenliği üzerinde ciddi sonuçları oldu. Temel gıda maddeleri, petrol ürünleri ve tarımsal girdilerin fiyatları hızla artarak, özellikle Sahra altı Afrika'da[60] akut gıda güvensizliği seviyelerini yükseltti.[61] Dünya Gıda Programı’na göre Ukrayna'daki savaşın yayılan artçı etkileri 345 milyon insanı risk altına sokmuştur. Uluslararası petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki artışla birlikte, Küresel Güney'deki ülkelerin Covid-19'un neden olduğu ekonomik krize ek olarak bir ekonomik krize sürüklenme riski de yüksektir.[62] Bu gibi durumlarda ülkeler mâli durumlarını istikrara kavuşturmak için IMF gibi uluslararası kreditörlere başvurmak zorunda kalmaktadır.[63]

Bunlar sıradan koşullar değil ve bu şekilde devam edemeyeceğimiz açık. Bir paradigma değişikliğine ihtiyacımız var.

Ukraynalıların yaşamlarını önemsediğini iddia eden ülkeler ve kuruluşlar, zararı metalaştıran ve savaşı para kazanmak için bir fırsat olarak kullanan bir yaklaşıma bel bağlamayı bırakmalıdır. Bunun yerine Ukrayna'ya barış getirmeye yardımcı olmaya yeniden odaklanmalıdırlar.

Ukrayna'ya destek veren ülkeler mâli yardımlarını, Ukrayna'nın sağlıklı bir kamu sektörünün geliştirilmesine odaklanmasını sağlamak için kullanmalıdır; bu da toplumsal cinsiyete dayalı adil bir barışın, toplumsal güven ve istikrarın yeniden tesis edilmesinin ve sosyal ve ekonomik hakların etkin ve yeterli bir şekilde sağlanmasının bir aracıdır.

Borç, ne Ukrayna'ya ne de başka bir yere sürdürülebilir barışı getirecek bir araç değildir. Sorumsuz ve adil olmayan borç verme, parayı kamu sektöründen özel sektörün cebine aktaran demokratik ve şeffaf olmayan süreçlerin yarattığı borç tuzağına düşen tüm ülkeler için borcun iptal edilmesini talep etmeliyiz.[64] Borç alan ve borç veren arasındaki sömürü ilişkileri yoluyla biriken tüm devlet borçlarının iptal edilmesinin zamanı gelmiştir.

Neoliberal çözümlerden ve kalkınmanın temel taşları olarak özel mülkiyet, özel aktörler ve büyüme saplantısından uzaklaşmalı, bunun yerine gerçek dayanışmaya, kolektif eylemlere ve çıkarlara, sürdürülebilir ve adil uluslararası ilişkilere odaklanmalıyız.

Neoliberal çözümlerden uzaklaşmak, daha geniş anlamda, gerçek dayanışmanın inşasına rehberlik edecek sosyoekonomik koşulların sistematik bir analizini gerektirir. Militarizm, ataerkillik, emperyalizm, sömürgecilik ve kapitalizmin nasıl savaşa dayanan ve savaştan beslenen yapılar olduğunu anlamak, bu paradigmaları yayanlarla yüzleşmek ve alternatif eylem çerçeveleri geliştirmek için önemlidir.

Kaynakhttps://www.wilpf.org/commodifying-war-the-political-economy-of-disaster-capitalism-in-ukraine-and-beyond/

Notlar

[1]    https://www.dw.com/en/war-in-ukraine-which-companies-are-profiting/video-61911662

[2]    https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/HTML/?uri=CELEX:52022JC0024

[3]    https://sipri.org/sites/default/files/2022-03/fs_2203_at_2021.pdf

[4]    https://breakingdefense.com/2022/09/with-russian-industrial-base-in-shambles-us-looks-for-arms-sale-opportunities/

[5]    https://www.goodreads.com/book/show/1237300.The_Shock_Doctrine

[6]    https://www.thenation.com/article/archive/global-rebellions-inequality/

[7]    https://www.wilpf.org/covid-19/

[8]    https://consortiumnews.com/2022/04/29/ukraine-the-real-zelensky/

[9]    https://bosnia-peace.wilpf.org/bosnia-peace/experimenting-with-neocolonialism-civilian-administration-of-the-peace-agreement/

[10]  https://kosovotwopointzero.com/en/the-geopolitics-of-the-anticipated-war/

[11]  https://adamtooze.substack.com/p/chartbook-163-warfare-without-the

[12]  https://www.worldbank.org/en/country/ukraine/overview#2

[13]  https://www.reuters.com/world/europe/russian-invasion-ukraine-caused-over-97-bln-damages-report-2022-09-09/

[14]  https://www.reuters.com/world/ukraines-marshall-plan-berlin-gathering-weighs-750-bln-rebuilding-2022-10-24/

[15]  https://www.ifw-kiel.de/topics/war-against-ukraine/ukraine-support-tracker/

[16]  https://eu-solidarity-ukraine.ec.europa.eu/eu-assistance-ukraine_en

[17]  https://economy-finance.ec.europa.eu/eu-financial-assistance/macro-financial-assistance-mfa_en

[18]  https://www.wilpf.org/wp-content/uploads/2018/04/IE_Foreign_Debt_submission_FINAL.pdf

[19]  https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/ip_22_6699

[20]  https://www.ebrd.com/news/2022/ebrd-unveils-2-billion-resilience-package-in-response-to-the-war-on-ukraine-.html

[21]  https://www.worldbank.org/en/country/ukraine/brief/world-bank-emergency-financing-package-for-ukraine

[22]  https://www.imf.org/en/About/FAQ/ukraine#Q1%20What%20resources%20is%20the%20IMF%20making%20available%20to%20help%20Ukraine?

[23]  https://mediacenter.imf.org/news/imf-food-shock-window--ukraine--lebanon/s/fa812900-a7b5-486f-9311-0985708de2a7

[24]  https://www.imf.org/en/News/Articles/2022/12/19/pr22446-ukraine-imf-board-discusses-program-monitoring-with-board-involvement-for-ukraine

[25]  https://www.imf.org/en/News/Articles/2022/12/20/cf-how-ukraine-is-managing-a-war-economy

[26]  https://commons.com.ua/uk/formuvannya-zalezhnosti/

[27]  https://www.statista.com/statistics/531998/national-debt-of-ukraine/

[28]  https://commons.com.ua/uk/formuvannya-zalezhnosti/

[29]  https://newleftreview.org/issues/ii52/articles/emir-sader-the-weakest-link-neoliberalism-in-latin-america

[30]  https://www.africanbookscollective.com/books/our-continent-our-future

[31]  https://mronline.org/2022/07/13/real-debt-trap/

[32]  https://www.directrelief.org/2022/09/experts-say-sri-lankas-debt-crisis-is-a-global-humanitarian-and-political-issue/

[33]  https://global.oup.com/academic/product/taking-stock-of-shock-9780197549247?cc=us&lang=en&

[34]  https://www.imf.org/en/About/Factsheets/Sheets/2016/08/02/21/28/IMF-Conditionality

[35]  https://www.youtube.com/watch?v=7CgeOWWv34g

[36]  https://www.wpp.com/about/our-history

[37]  https://advantageukraine.com/

[38]  https://fintel.io/news/blackrock-inc-discloses-stake-in-gb-wpp-0.8425892851244001

[39]  https://www.blackrock.com/corporate/about-us

[40]  https://www.kmu.gov.ua/en/news/ministerstvo-ekonomiki-ukrayini-pidpisalo-memorandum-iz-najbilshoyu-investkompaniyeyu-svitu

[41]  https://awid.org/news-and-analysis/feminists-demand-end-un-womens-partnership-blackrock-inc

[42]  https://www.theguardian.com/environment/2019/oct/12/top-three-asset-managers-fossil-fuel-investments

[43]  https://www.corporateaccountability.org/blog/blackrock-for-2022-corporate-hall-of-shame/

[44]  https://www.codepink.org/what_is_blackrock

[45]  https://debtjustice.org.uk/press-release/blackrock-could-make-110-profit-out-of-zambias-debt-crisis

[46]  https://www.theguardian.com/world/2022/oct/04/ukraine-must-revamp-labour-laws-and-step-up-privatisation-to-fix-economy

[47]  https://www.opendemocracy.net/en/odr/ukraine-labour-law-wrecks-workers-rights/

[48]  https://www.opendemocracy.net/en/odr/ukraines-new-labour-law-wartime/

[49]  https://www.jstor.org/stable/40470773

[50]  https://focusweb.org/neoliberalism-thrhough-the-eyes-of-women/

[51]  https://www.tandfonline.com/doi/abs/10.1080/13563460500344468

[52]  https://journals.openedition.org/rfcb/1802#ftn10

[53]  http://www.untag-smd.ac.id/files/Perpustakaan_Digital_2/POLITICAL%20ECONOMY%20A%20critical%20rewriting%20of%20global%20political%20economy%20%20integrating%20reproductive%20prod.pdf

[54]  https://interfax.com.ua/news/economic/852364.html

[55]  https://thedocs.worldbank.org/en/doc/699521582773856417-0090022020/original/FCVStrategyDigital.pdf

[56]  https://globalchallenges.ch/figure/video-a-critical-analysis-of-the-weaponisation-of-economics-by-beatrice-weder-di-mauro/?fullž

[57]  https://www.opendemocracy.net/en/odr/ukraine-planning-law-historic-building-demolition-property-developer/

[58]  https://www.ft.com/content/498398e7-11b1-494b-9cd3-6d669dc3de33

[59]  https://www.wilpf.org/dont-normalise-nuclear-weapons-and-war-abolish-them/

[60]  https://www.reuters.com/world/africa/africa-bear-brunt-ukraine-crisis-40-mln-people-worldwide-face-food-insecurity-2022-08-05/

[61]  https://docs.wfp.org/api/documents/WFP-0000140700/download/?_ga=2.188602024.1014045635.1674727140-430017351.1674727140

[62]  https://www.bloomberg.com/news/articles/2022-07-27/crippling-energy-crisis-set-to-worsen-for-debt-ridden-south-asia?leadSource=uverify%20wall

[63]  https://www.bloomberg.com/news/articles/2022-08-01/global-gas-crunch-leaves-bangladesh-facing-blackouts-until-2026

[64]  https://debtgwa.net/

Marksist Teori

Yaygın Süreli Yayın
Varyos Gazete Dergi adına Yazı İşleri Müdürü: Tülin Gür
Posta Çeki Hesap No: Varyos Gazete Dergi 17629956
Türkiye İş Bankası IBAN: TR 83 0006 0011 1220 4668 71

Bize Ulaşın

Yönetim Yeri: Aksaray Mah. Müezzin Sok. İlhan Apt. No: 12/1 D:7 Fatih/İSTANBUL
Tel: (0212) 529 15 94  Faks: (0212) 529 06 75
Web Sitesi: www.marksistteori5.org
E-posta: info@marksistteori.org
Twitter: @mt_dergi