ÇEVİRİ | Atina Konferansı: Balkanlar'da Antiemperyalist Birlik Tüm Avrupa için Çok Önemli

İşçiler ve ezilen halklar NATO'nun vahşi neo-nazi savaş makinesini yenecek gücü ancak birlikte durarak bulabilirler. Aşağıdaki mesaj Dünya Antiemperyalist Platformu örgütleyicileri tarafından 27 Ocak Cuma günü Atina'da düzenlenen Balkanlar bölgesinden antiemperyalistlerin toplantısına gönderilmiştir.

***

Bugün Balkanlar'ın farklı yerlerinden gelerek Atina'da buluşan yoldaşları büyük bir memnuniyetle selamlıyoruz. Aralık ayında Belgrad'da gerçekleştirdiğimiz konferansın ardından, bu kritik dönemde Güneydoğu Avrupa'da antiemperyalist çalışmanın kapsamını genişletmeye ve örgütlenmesini geliştirmeye başlayan bu bölgesel girişimi görmekten heyecan duyuyoruz.

Balkanlar devrimci ve antiemperyalist tarih ve geleneklerle dolu bir bölgedir. Yunan, Yugoslav, Arnavut ve Bulgar kitleleri Nazi faşist işgaline karşı ve sosyalist kurtuluş için devrimci savaşlar verdi. Yunanistan'ın devrimi kanla boğulurken, diğer Balkan ulusları bir süreliğine de olsa kapitalist-emperyalist baskının boyunduruğundan kurtulmayı ve bağımsız sosyalist gelişme yolunu izlemeyi başardılar.

Sosyalizmin uygulanmasına yönelik yaklaşımlarındaki farklılıklar ne olursa olsun, revizyonizmin ve Çin-Sovyet bölünmesinin yol açtığı denemeler ne olursa olsun, gerçek şu ki, Balkan halklarının çoğu kırk beş yıl boyunca, 1945'ten önce kaderleri olan ve sosyalist devletlerin çöküşünden sonra intikamla geri dönen yoksulluk, güvensizlik ve bitmek bilmeyen savaştan kurtuldu.

Balkanların tüm bölgelerinde bu gurur verici gelenek ve tarihi hafıza kaybolmamıştır. Ekonomik haydutlukları, NATO üslerinin silahlı gücü ve emperyalistlerin yerel neo-nazi çetelerinin sefahat düşkünü azgınlığıyla desteklenen Batılı tekelci şirketlerin ezici boyunduruğu altında acı çeken Balkan halkları, eski Doğu Avrupa ve Sovyet devletlerinin diğer yerlerinde olduğu gibi, kapitalist sömürü ve kardeş kavgasından kurtuldukları o çok kısa zamana, giderek artan bir nostaljiyle bakıyorlar.

Dünya pazarı derin bir krize sürüklenirken, tekelci ülkelerin finans ağaları, işçiler ve birbirleri pahasına hayatta kalmak için mücadele ediyorlar. Bir yandan, yaşam standartlarını çökerterek ve emeğimizden son zerresine kadar kâr elde ederek krizin yükünü işçilerin sırtına yıkmaya çalışıyorlar. Öte yandan, dünya nimetlerinden kimin ne kadar pay alacağı konusunda birbirleriyle rekabet ederken bile, yağma ve egemenlik arzularına direnen her ülkeyi yok etmek için birleşiyorlar.

NATO'nun Rusya'ya karşı savaşı sürdükçe ve gerçeklik propaganda yalanlarının arasından sıyrıldıkça, ezilen ülkelerdeki işçiler için bu savaşta bir tarafları olduğu çok açık hale geliyor. Rusya dünyayı kontrol etmeye ve aşırı sömürmeye çalışan saldırgan bir emperyalist güç değildir, Çin de öyle. Bunlar sadece kendi sosyalist devrimleriyle halklarına yağmacı NATO canavarına karşı kendilerini savunma iradesi ve yeteneği kazandırmış ülkelerdir.

Bunu yaparken de tüm dünyayı kapsayan bir sınır çizgisi çizmiş oldular.

Emperyalist tahakkümden kurtulmak isteyen bizler, böylesine güçlü bir düşmanı yenmek için güçlerimizin birliğini en üst düzeye çıkarmamız gerektiğini biliyoruz - aynı düşmanla karşı karşıya olan herkesle birlikte durmalıyız.

Bugün insanlığın karşı karşıya olduğu temel soru budur: Emperyalistlerin yanında mı yoksa emperyalizme karşı olanların yanında mı yer alacaksınız?

Etkileri dünyanın her köşesinde hissedilen bu savaşta tarafsızlık diye bir şey yoktur. Neo-nazi NATO ittifakının ezici ekonomik, askeri ve medya gücü, 'tarafsız' olmanın güçlülerin engellenmeden hareket etmesine izin vermek demek olduğu anlamına geliyor.

Antiemperyalizm davası için seferber edilemeyen -ya da en azından bu davaya sempati duymaya ikna edilemeyen- işçiler, sömürücüler için bir rezerv olarak kalacaktır. Rusya ve Çin'in 'saldırganlığı' ve 'emperyalizmi' hakkında kulağa devrimci gelen yalanları yaymaya bu kadar hevesli olmalarının nedeni budur -sınıf düşmanlarımız, işçiler kendileri anlamasa bile, önümüzdeki on yıllar boyunca insanlığın kaderini belirleyecek olan bu çok önemli çatışmada taraf tutmamamızın önemini görüyorlar.

Ulusal kurtuluş ve sosyalist güçlerin 20. yüzyılın ilk yarısında halklarına bağımsızlık ve özgürlük kazandırmak için yiğitçe mücadele ettiği Balkanlar'da, 1. ve 2. Dünya Savaşları’nda merkezi öneme sahip olan mücadelelerde, duruşunuzun 3. Dünya Savaşı’na dönüşmek üzere olan bir savaşın sonucunu büyük ölçüde etkileyebileceğini bir kez daha görüyoruz.

Tam da emperyalistlerin Balkan halklarını durmaksızın birbiriyle savaşan küçük gruplara bölmek için her türlü hileye başvurmasına karşılık olarak, tarihin bu kritik anında, antiemperyalist güçler birleştirici bir güç yaratmak için tüm güçlerini kullanmalıdır, çünkü ancak bir arada durarak özgürlüğü kazanabiliriz.

Bölündüğümüzde, bizi ezenlerin aptal araçları oluruz. Birlikte, bizi durdurabilecek hiçbir şey yoktur.

Platformun kendisine biçtiği görev budur: Dünyanın dört bir yanındaki tüm gerçek antiemperyalist güçleri bir araya getirmede itici bir güç olmak, böylece seslerinin her ülkede ve bölgede yükselmesini ve mesajlarının her yerdeki işçiler ve ezilen halklar tarafından anlaşılmasını sağlamak!

Neo-nazi NATO savaş kışkırtıcısı ittifakına yenilgi; direnişe birlik ve zafer! 

Belgrad Konferansı’na katılan örgütlerin isimleri şöyle: Baltık Platformu, Sovyetler Birliği Komünist Partisi (Belarus), Kore Birdir Partisi (Belçika), Brezilya Komünist Partisi, Şili Komünist Partisi (Proleter Eylem), Hırvatistan Sosyalist İşçi Partisi, Bohemya ve Moravya Komünist Partisi (Çek Cumhuriyeti), Doğu İnisiyatifi, Fransa'da Komünist Rönesans Kutbu, Ulusal Komünistler Birliği (Fransa), Büyük Britanya Komünist Partisi (Marksist-Leninist), Bağımsızlık Platformu (Yunanistan), İnsanlığın Devrimci Birliği için Kolektif Mücadele (Yunanistan), Macaristan İşçi Partisi, Komünist Parti (İtalya), Komünist Ağı (İtalya), Kırgızistan Komünist Partisi, Levica (Makedonya), Karadağ Yeni Komünist Partisi, Rusya Komünist İşçi Partisi, Yugoslavya Yeni Komünist Partisi, Halkın Demokrasi Partisi (Güney Kore), İspanya Halkları Komünist Partisi, İspanyol Avangard, Komünist Parti (İsviçre), Sosyalizm ve Özgürlük Partisi (ABD) ve Venezuela Birleşik Sosyalist Parti

 

* Bu açıklama Yaşam Uzun tarafından Marksist Teori için çevrilmiştir.

** Kaynak: https://thecommunists.org/2023/02/02/news/balkans-conference-our-anti-imperialist-unity-pivotal-for-europe/  - Büyük Britanya Komünist Partisi (Marksist-Leninist) internet sitesi.

Marksist Teori

Yaygın Süreli Yayın
Varyos Gazete Dergi adına Yazı İşleri Müdürü: Tülin Gür
Posta Çeki Hesap No: Varyos Gazete Dergi 17629956
Türkiye İş Bankası IBAN: TR 83 0006 0011 1220 4668 71

Bize Ulaşın

Yönetim Yeri: Aksaray Mah. Müezzin Sok. İlhan Apt. No: 12/1 D:7 Fatih/İSTANBUL
Tel: (0212) 529 15 94  Faks: (0212) 529 06 75
Web Sitesi: www.marksistteori5.org
E-posta: info@marksistteori.org
Twitter: @mt_dergi