Gezi ayaklanması ile kabuğunu kırıp atan, Kobanê direnişi ile perçinlenen ve 7 Haziran zaferi ile birlikte büyük bir gelişim ivmesi yakalayan devrimci-demokratik kitle hareketi, Suruç katliamının ardından devreye sokulan savaş konseptinin bir sonucu olarak gerilemeye başlamıştı. 16 Nisan referandum sürecine kadar Suruç ve Ankara katliamı, 15 Temmuz ve OHAL/KHK rejimi, zor ve baskı araçlarına dayalı devlet terörünün doğrudan devreye sokulması, demokratik hakların art arda gasp edilmesi, antifaşist politik öznelerin iradelerini kırmayı hedefleyen saldırıların artarak ilerlemesi ezilenler cephesinde moral-motivasyonu düşürmüştü.
Özellikle 10 Ekim Ankara katliamının ardından ihtiyacı daha geniş kitlelerce de hissedilen ve tartışılan, aynı zamanda kitle hareketi ve devrimci mücadelenin en önemli ayaklarından biri olan birleşik mücadelenin örgütlenmesi görevi, aynı sıcaklığı ile karşımızda durmaktadır. Birçok siyasi çevre birleşik mücadele üzerine yazılar yazdı, tartışmalar yaptı, ama özel olarak belirtmek gerekir ki, yaptığı politik çıkış ve sokaktaki pratiği, yakaladığı samimi ortaklık düzeyi ve çalışma tarzı, hedefli çalışma ve örgütsel mekanizmalarının işleyişi birleşik mücadele tartışmalarında incelenmesi gereken bir örnek olarak önümüze Gençlik Var’ı getirdi.
Öncelikle sona bırakmadan söyleyelim, Gençlik Var’ın tüm bileşenleri -bağımsız gençler de dahil- faşizme karşı direnişte birleşik mücadelenin örgütlenmesi konusunda tarihin omuzlarına yüklediği sorumluluğu hissetmiş, görev almış ve başarılı bir çalışma yaratmıştır. Normal olmayan koşullarda, OHAL’in türlü saldırılarla varlığını sürdürdüğü bir anda gençlik cephesinden böylesi bir çıkışın gerçekleşmesi, aklını ve eylemini sokaktan bir an olsun ayırmayan anlayışın cüreti ve güçlü bir antifaşist mücadele azmidir! Gençlik Var yıllar sonra da dönüp bakılabilecek ve üzerinde inceleme yapılabilecek başarılı bir çalışma olarak tarihe not düşmüştür.
Neden Gençlik Var?
Gençlik Var'ı diğer tartışmalardan ayırarak ele almamızın nedenine gelecek olursak, bu şüphesiz, onun birleşik mücadele tartışmalarının özellikle de gençlik cephesinde en somutlaşmış hali ve üzerine basılarak çok daha geniş bir cepheleşmenin yaratılabileceği zemin olmasıdır. Gençlik mücadelesinin bir dizi kuvvetini bu hareketi geliştirmeye yönlendiren unsurlardan birisi faşizmin halklarımız üzerindeki saldırıları, bir diğeri ise gençliğin taleplerini sokağa taşımak, öğrencilerin akademik-demokratik mücadelesi ile ezilenlerin toplumsal mücadele alanları ve taleplerini ortaklaştırmak-geliştirmek ve gençliğin politik ihtiyaçlarına cevap olarak birleşik mücadele geleneği yaratmaktır.
OHAL karşıtı kampanya ile birlikte, başta gençlik olmak üzere kitleler üzerindeki yılgınlığı atmayı, geriye çekilen harekete yeniden ivme kazandırmayı ve onu saray faşizmine karşı mücadeleci pozisyona taşımayı hedefleyen Gençlik Var çalışmasının temeli sokakta atılmıştır. Tam da yola çıkarken tariflediğimiz gibi, masa başında kalan birlikteliklerin tersine, Gençlik Var'ın gözünü sokağa diken ve kendisini sokakta örgütleyen bir perspektife sahip olması, gençlik içerisinde çalışmanın daha hızlı örgütlenmesi ve yayılmasına vesile olmuştur.
Yola Çıkarken
Gençliğin birleşik mücadelesine dair tartışmalar yapılırken, her ne kadar daha geniş bir cepheleşmeye gitmek hedeflenmiş olsa da, tartışmalar bir sonuca varmamış ve sadece masa başında iyi niyetlerin ifade edilmesiyle sınırlı kalmıştır. Bu andan itibaren, OHAL karşıtı mücadelenin büyütülmesi ve birleşik mücadelenin örgütlenmesi hedefi ile politik olarak ortaklaşan bir dizi kuvvet, adeta tek örgüt gibi çalışmak ve gençliğin yönünü döndüğü bir örgütlenme alanı yaratmak için asgari bir programda hemfikir olmuştur.
Tutulacak politik halka ve bunun üzerine kurulacak çalışmaya dair geliştirilen altı maddelik bir perspektif metin ile başlayan ortaklık, sokakla buluştuğu anda daha da derinleşmeye yönelmiştir. Genel itibarıyla yukarıdan aşağıya örgütlenmiş olsa da, herkesin sözünü söyleyebilmesini ve mevcut komite/komisyon örgütlenmelerinde yer almasını hedeflemiş ve demokratik merkeziyetçiliği hakim kılmaya çalışmıştır.
Adana'da yurtta katledilen çocuklar için protesto eylemlerinin örgütlenmesinden tutuklu milletvekilleri ve gazetecilerle dayanışmaya, Fidel Castro için yapılan simgesel uğurlama ve anma eylemlerinden OHAL karşıtı eylemlerin örgütlenmesine kadar tüm çalışmalarını sokakta gerçekleştiren Gençlik Var, herkesin görev alabileceği ve tartışmaların doğrudan öznesi olabileceği bir esneklik yakalamaya çalışmış ve bunda başarılı olmuştur. Çalışmanın yayılması ve perspektifin hızlıca yerellerde kavratılabilmesi amacıyla bir merkezi koordinasyon kurulmuş ve bu koordinasyon yerel komite ve komisyonların örgütlenmesini hızlandırmıştır. Tek bir örgüt gibi çalışmanın koşulları zorlanmış, merkez koordinasyon üyeleri kurum farkı gözetmeksizin yereller ile temas kurmuş, birlik böylece merkezi bir tartışma platformu olmaktan çıkıp kuvvetlerin gövdeleriyle birlikte dahil olduğu ve örgütlediği bir çalışmaya dönüşmüş, niteliksel bir sıçramayla beraber yaygınlık kazanmıştır.
Gençlik Var Sokakta
Gençlik Var'ın kendisini bulduğu ve esas olarak da kitlelerle buluştuğu çalışma, "Gençlik Başkanlığa Hayır Diyor" sloganı ile örgütlediği referandum çalışması olmuştur. Bu çalışmanın hemen başında bir perspektif çizilmiş, yol haritası belirlenmiş ve artık geriye kampanyanın sokakta örgütlenmesi kalmıştır. Çıkarılan yüzbinlerce bildiri, sticker ve afiş, kurulan onlarca komite ve komisyon, sokaklarda yapılan önlüklü ve ajitasyon konuşmalarıyla dolu çalışmalar, sosyal medyanın etkin kullanımı, yerel buluşmalar ve yapılan çağrılar gençlik içerisinde bir politik canlanma meydana getirmiştir.
"Gençlik Başkanlığa Hayır Diyor" kampanyasıyla Gençlik Var, üniversitelerde bir dönem politik mücadelenin parçası olan gençlerde heyecan yaratmış, Erdoğan ve başkanlık karşıtı genç kitlelerle temas kurmuştur. Bir dizi gençlik örgütü bunu izlemiş, değerlendirmiş ve anlamaya çalışmış, kimi gençlik örgütleri de ittifakı büyütmeye ve genişletmeye çalışmıştır. Sokakta gelişen, geliştikçe de kendisini bir adım öne sıçratmayı hedefleyen bir çalışmanın etkisinin hangi düzeylere erişebileceğini gösteren Gençlik Var, birleşik mücadele tartışmalarına pratik bir not düşmüş ve bu örgütlenmenin sokakta başlayarak gelişebileceğini göstermiştir.
Uzun zaman sonra böylesi bir siyasi ortaklığın örgütlenmiş olmasının ve kurumların ilk defa böylesi bir platformda birlikte çalışıyor olmasının beraberinde getirdiği sorunlar bulunmadığını da söyleyemeyiz. Ancak çözüm odaklı yaklaşım ve politik mücadelede ısrar bu sorunların çözümünü kolaylaştırmıştır. Hem politik hem de örgütsel mekanizmaların kuruluşu ve işleyişinde, hazırlanan materyallerin dili ve kullanılan görsellerin biçiminde “eski sol alışkanlıklar” olarak tarifleyebileceğimiz sekterlik ve grupçuluk ürünü bazı sorunlar kendini göstermiş olsa da, yapılan kolektif tartışmalar ve -en değerlisi- eleştiri-özeleştiri süreçleri sorunların çözümünü kolaylaştırmıştır. Farklı gençlik örgütlerinin ortak bir platformda da eleştiri-özeleştiri hukukunu güçlü bir biçimde işletmiş oluşu, bu çalışmayı daha samimi bir düzeye taşımış ve güçlendirmiştir. Gençlik Var çalışması, bu yönüyle de, devrimci-demokratik gençlik mücadelesi içerisindeki grupçu yaklaşımlara bir neşter niteliğindedir.
Bu çalışmanın en büyük motivasyon kaynaklarından birisi de, hiç tartışmasız, Gençlik Var'ın 'hayır' çalışmasını sokakta örgütleyen ilk gençlik kuvveti olması ve bileşen kurumların örgütsel çapına bakmaksızın yarattığı siyasi etkinin ağırlığı ve kitlelerde karşılık bulmasıdır. Bir dizi gençlik örgütlenmesi Gençlik Var bileşenlerine bakıp dar bir yaklaşımla sayısal hesaplamalara girişmiş olsa da, onun yarattığı siyasi etkiyi izlemekle yetinmiştir. Ve tarih bir kez daha göstermiştir ki, bir eylem ve hareketin gelişimini, salt aritmetik veriler ve sayısal çoklukla değil, kitlelerde yarattığı etki ve sokakta bulduğu karşılıkla da değerlendirmek gerekir.
Antifaşist ve devrimci gençlik yapılarının son yıllarda yaşadıkları en büyük sorunlarından biri olan “kitlelerden kopukluk” meselesinde de, Gençlik Var, bu sorunun aşılması doğrultusunda mevcut düzeyin üstüne çıkan bir kitle çalışması inşa etmiştir. Referandum çalışması boyunca yapılan güçlü siyasi ajitasyon ve teşhirler, kurulan organlar ve materyallerde kullanılan dil, işleyişteki esneklik ve herkesin kendisini ifade edebileceği bir formun yakalanabilmiş olması, Gençlik Var'ın kitlelerle birlikte politika yapabilmesini, 'hayır'ın geniş genç kitlelerle birlikte örgütlenmesini sağlamıştır. Edirne'den Kars'a kadar birçok kentten gençler onunla iletişime geçmiş ve Gençlik Var aktivistleri oluşmuştur. Gençlik hareketinin yıllardır yanından yöresinden geçemediği bir dizi kentte çalışma yürütülmüş ve onlarca genç mücadelenin öznesi haline gelmiştir. Görmek gerekir ki, saptanmış bir amaç, kilitlenilmiş bir hedef ve ona uygun biçimde geliştirilip sürekliliği sağlanan araçlar, antifaşist kitle hareketini ileriye taşımanın köşe taşlarını oluşturmaktadır. Bu yönüyle Gençlik Var, gençlik hareketi içerisinde kendiliğindenciliğe düşen anlayışlara da bir eleştiridir, mütevazı ama etkili bir cevaptır.
Ne Yapacağız?
Hileli referandumla tekçi diktatörlüğüne anayasal güvence sağlayan Erdoğan/AKP faşizmi, ezilenler üzerindeki tahakkümünü daha da artırmak isteyecek, “terörle mücadele” yaftası altında devrimcilere, sosyalistlere, toplumun ilerici öznelerine daha fazla saldırmaktan geri durmayacaktır. 'Hayır'ın örgütlenmesini engellemeye çalıştığı gibi, diktatöre karşı mücadelede eden ve kitleleri bu mücadelenin bir parçası haline getirmeye çalışan herkesi sindirmeye ve iradesizleştirmeye çalışacaktır.
Faşist politik islamcı diktatörü durdurmanın yolu, birleşik antifaşist mücadelenin büyütülmesinden ve sokakta örgütlenmesinden geçmektedir. Başta gençlik hareketi olmak üzere toplumsal mücadele dinamiklerinin acil bir ihtiyacı olan birleşik mücadele, geride bıraktığı olumlu ve olumsuz deneyimler incelenerek, hatalar ve geri yanlarla yüzleşilerek, emekçilerin ve ezilenlerin çıkarları doğrultusunda politika yapmaya odaklanılarak büyütülebilir. Hem faşizmin dizginsiz saldırıları hem de politik özgürlüğü kazanma mücadelesinde halklarımızın ortak çıkarları bu sorumluluğu omuzlarımıza yüklemektedir.
Gençlik Var, daha geniş ve etkin bir cepheleşme yaratmak için sırtımızı dayamamız gereken bir örnektir. Dolayısıyla buradan çıkaracağımız en önemli sonuç, beklememektir. Tüm örgütlenmeleri ikna etmek için boşuna bekleyip duran, “en iyisi”ni yaratma derdiyle mükemmeliyetçiliğin tellerine takılıp kalan veya masada başlayıp biten birleşik mücadele çalışmalarıyla doludur, gençlik hareketinin tarihi. Yapmamız gereken, sokaktan başlamaktır ve dalgalar arasında savrulmadan suyun akışına yön vermektir. Günün politik ihtiyaçlarına devrimci bir cevap olabilmek için yola düşmek ve yürürken öğrenmektir. Gençlik, yarattığı bu birleşik mücadele zeminini güçlendirmenin yol ve yöntemlerini aramalı, açığa çıkardığı enerjiyi gelecek dönem yaslanacağı bir dayanak haline getirmeli ve faşizme karşı cepheleşmenin geliştirilmesinde daha fazla sorumluluk almalıdır.