Çeviren: İdilcan Işık
Sendikalar ve halk örgütleri içinde yoğun bir mücadele sürüyor. Bazıları, Evo Morales yanlıları, bu örgütlenmeleri neoliberal hükümete destek ve seçim yolu çizgisine çekmeye çalışırken, daha radikal olanlar, örneğin Anti-neoliberal Blok ve Jaime Solares, Ekim (2003 Ekim ayaklanması -çn.) bayraklarını yeniden yükseltmek ve toplumsal devrim arayışları için mücadele ediyor. Aşağıda, ayrıntılı biçimde, İşçi Merkezi’nin sendikal hegemonya için mücadele eden gruplar, açık artırmada kendini satan yöneticiler, birçoklarının yaşadığı tereddütler ve bugün toplumsal hareketin yaşadığı büyük şüpheler ve meydan okumalar üzerine bütünlüklü bir raporu yer alıyor.
Ekim halk ayaklanmasının bitiminden beri, Bolivya’nın toplumsal panoramasında birçok değişiklik oldu. Carlos Mesa rejimi, “sağa sola” hükümet yetkileri dağıttı. Bunun sonucunda çeşitli toplumsal örgütlerin “başkanları” bocalamalar, duraksamalar içinde hükümet arabasına bindi.
Çeşitli kesimlerin taban meclislerinde, La Paz Yerel İşçi Merkezi’nin (COD) ve Bolivya İşçi Merkezi’nin (COB) son geniş toplantılarında sunulan çeşitli tebliğlere göre, şu anda ülkede var olan görünürdeki “toplumsal barışın” konjonktürel ve akla yakın bir açıklaması var.
Öyle görünüyor ki “iktidar hisseleri (devlet kuramlarında mevkiler)” bazı yöneticilerin bilincinde değişimler yaratmış. El Alto Mahalli Birlikler Federasyonu (FEJUVE) Başkanı ve MAS taraftarı Mauricio Cori’nin şaşırtıcı ve çetin biçimde 31 Mart Çarşamba günü “düşürülmesi,” çok defa tabanlarıyla karşı karşıya gelen örgüt yönetimlerinde yaşananların somut bir örneği.
Bu çerçevede La Paz Yerel İşçi Merkezi’nin son geniş toplantısında yöneticilere, bir tür sendikalar radyografisini yayınlamaları, burada birçokları Ekim 2003’ten öncesine göre politik ve ideolojik duruşlarında 180 derecelik bir dönüş yapan Bolivya toplumsal hareketindeki yeni güçler ilişkisinin özünü açıklamaları görevi verildi.
“MBL, MAS ve MIP’li sendika bürokratları ve ‘megasendika’ iktidar arabasına bindiler” başlıklı rapor, güncel politik ve sendikal haritayı ayrıntılarıyla inceliyor ve hükümetin “toplumsal sözleşme”yi, gaz referandumunu ve Anayasal Meclis’i nasıl yürütmeye çalıştığını anlamak için bazı yöntemler sunuyor.
Bazı bölümlerinde de Bolivya solunun, MAS’ın, bazı gazetecilerin, Katolik Kilisesi’nin, insan hakları temsilcilerinin ve bazı orta sınıf “liderlerinin” farazi bir “devlet darbesi” ilanını, iktidar sorununu yeniden tartışma gündemine taşıyabilecek yeni bir sosyal patlamayı engellemek için nasıl kullandıklarını açığa çıkarıyor.
Aşağıda, La Paz bölgesinden sendikacıların çalışmalarıyla ortaya konan rapor okuyucuya sunuluyor:
1- Uluslararası Kutuplaşma
Bolivya bir ada değil. 2003 Ekimi’nde olanlar, tüm dünya üzerinde geri kalmış ülkelerin büyük bölümünde her gün yaşananların bir parçasıydı; özü itibariyle, keskin ekonomik ve toplumsal krize karşı koymak için somut çözümler arayan, sistemli ve yükselen bir ayaklanmalar serisiydi.
Bu yükselen toplumsal süreç genel anlamda -Emek ve Tarımda Kalkınma için Araştırma Merkezi’nin (CEDLA) son çalışmalarında belirtildiği gibi- 1) emek dünyası 2) sermaye dünyası arasındaki çarpışma etrafında dönüyor.
Geçen yüzyılın sonlarında ve gezegenin hemen her yerinde, “neoliberalizm” olarak bilinen, finans sermayesine kapıları açma politikaları bir “tükeniş” sürecine girdi. Emekçilere daha fazla yoksulluk, çokuluslu şirketleri ve finans sermayesini yönetenlere daha fazla zenginlik getirdi. Bunun örnekleri fazlasıyla var. Yoksulluğa, açlığa, işsizliğe ve sefalete karşı mücadelede şehit düşen Eustaquio Picachuri’nin(2) 30 Mart Salı günü yiğitçe kendini dinamitlemesi bu çerçevede değerlendirilmelidir.
Dahası kriz, kuzeyin devinin bağrında da kendini hissettirmeye başladı.
“Asya Kaplanları”, Avrupa Birliği ve Birleşik Devletler arasında pazarların egemenliği üzerine yaşanan mücadele tüm gezegende çeşitli ve derin krizler doğurdu.
Latin Amerika’da, Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası (DB) ve İnteramerikan Kalkınma Bankası’nın (BID) emirleri doğrultusunda uygulanan katı iktisadi politikalar, iş, daha iyi ücretler, beslenme, eğitim, sağlık ve daha bir dizi temel insani ihtiyaç gibi yaşamsal konulara çözüm getiremedi.
ABD’nin iktidar merkezlerince yönlendirilen bu kurumlar, kendi kazançlarıyla ve halkların yaşamsal ihtiyaçlarına zarar vermekle meşgul.
Finansal kuruluşların sırasıyla tüm hükümetlere katı iktisadi politikaları nasıl uygulattığının somut bir örneği, Dünya Bankası’nın Carlos Mesa ve onun ekonomik ekibiyle yaptığı son anlaşmadır. (bkz. Madde 13: Yeni Hükümet ve Dünya Bankası)
Tüm bunlar Latin Amerika’da, ABD’nin kıtadaki irrasyonel ekonomik, politik ve askeri etkisini tüm çıplaklığıyla ortaya koyan bir toplumsal patlamalar dizisi yarattı.
ALCA’ya(3) karşı kıtasal mücadele, Ekvator’daki Kızılderili ayaklanmaları ve şu anda Kolombiya, Uruguay, Venezuela, Brezilya, Peru, Arjantin, Dominik Cumhuriyeti, Haiti ve diğer ülkelerde yaşananlar bunu doğruluyor.
Bununla birlikte, bazı analistlere göre, bu toplumsal hareketlerin henüz üç önemli zayıflığı var: 1) ulusal ve uluslararası düzeyde bölünmüşlüğü, 2) krize karşı alternatif proje ve hedef eksikliği, 3) örgütsel sınırlılığı-genel olarak sadece sendikal ve ekonomik kazanımlara dayalı oluşu.
2- Kendiliğinden Ve Parçalı Ayaklanmalar
Bu bağlamda, Bolivya’daki toplumsal hareketler de bu arı gerçeklikten kaçamıyor. Özgünlükleri var, ancak neredeyse ortak bir bölgesel kökene sahip. Şubat ve Ekim’deki çatışmaları göğüsleyen toplumsal örgütlenmelerin büyük çoğunluğu için, bu iki ayaklanmanın genel olarak “kendiliğinden” olduğu açıktı. Bir iktidar programına, tek ve belirgin bir örgütlülüğe sahip değildi. 2003’teki radikal ve tarihsel eylemliliklere hiçbir siyasal veya toplumsal örgüt hegemon güç olarak önderlik etmiyordu. Bazı “siyasal bilimciler (politologos)”, “gazın sanayileşmesi” sorununun Bolivya halkını Gonzalo Sanchez de Lozada’ya karşı “birleştiren” unsurlardan biri olduğuna garanti veriyor. Ancak bu, gerçeğin yalnızca bir kısmı. Gerçekte, Ekim’de savaşanların tümü bu sorunu mücadele bayrağı olarak benimsedi, ama aynı zamanda, her kesim kendi kesimsel talepleri için mücadele etti. Bazıları, örneğin La Paz kenti yerlileri, çatışmaya dayanışma için katıldı ve hatta başka bazı kesimler de korkusundan bunu yaptı.
Özetle, Ekim çatışması parçalı olarak ve açık bir devrimci politik perspektiften yoksun biçimde yükseldi. Sonunda tabiatıyla, kendi yatağına döndü; tekrar parçalandı.
Şubat ve Ekim’de gözle görülür, birleştirici ve sürdürülebilir bir alternatif sosyal, siyasal, ekonomik, tarihsel proje olmadığı gibi, halk da yaklaşık 80 Bolivyalı’nın kurşunla öldürülmesi ve 200’den fazlasının yaralanmasından sonra, orta sınıfın “barışçıl” bir açlık greviyle önerdiği ve hayata geçirdiği “anayasal çözüm”e boyun eğdi.
Bolivya halkının bu yiğitçe ama kendiliğinden mücadelesinin ürünü olarak, bir medya ağının sahibi olan Carlos Mesa, 17 Ekim’de iktidara geldi. Güvenilirliğini kaybetmiş parlamento; ordunun, ABD konsolosluğunun ve bir “taktik ateşkes” ilan etmiş bulunan COB’un dikkatli gözleri altında ona sahip çıktı.
O günden beri, farklı toplumsal hareketlerin önderleri, kendi ideolojik-politik konumlarına ve çıkarlarına uygun olarak, farklı tutumlar aldılar. Hükümet, ustaca bir taktikle, Gonzalo Sanchez de Lozada’yı deviren halk hareketinin önderlerine bol keseden yetkiler teklif etti. Bazı toplumsal hareketlerle ilişki içindeki NGO’lardan tanınmış araştırmacılar da buna dahildi. Bazıları kabul etti, bazıları etmedi.
Kimi yöneticiler, tabanlarını bilgilendirmeden, bakanlarla ve valiliklerle görüştü.
Bu şekilde, 17 Ekim’den beri, ulusal ve bölgesel düzeyde güçler ilişkisinin karmaşık bir yeniden uyum süreci yaşanıyor. Şunu aydınlığa kavuşturmak gerekir ki, güçler ilişkisinin bu dönüşümü henüz sabitlik kazanmadı. Çoğu toplumsal hareket içinde “iktidar boşlukları” için mücadele hala sürüyor.
Bazı toplumsal örgütlenmelerin yöneticileri, “yeni” hükümette yer almalarıyla birlikte, Ekim ayaklanmasına hayat veren güçler ilişkisini bozdular ve dönüştürdüler.
Ama dikkat edin, tüm bu “müzakereler”, olanları dikkatle gözlemleyen tabanın yanında yaşandı, bu olay, balans ayarı yapılacak bir süreçte çok önemlidir.
Devlet aygıtında “iktidar hissesi (iş mevkileri)” için yürütülen hiçbir müzakere için, meclislere, geniş toplantılara, yönetim kurullarına veya başka karar alma mekanizmalarına danışılmadı.
3- "Tuto'cu" Sendikacılar Mesa Hükümetine Arka Çıkıyor
Çokuluslu tekellere ve neoliberalizme karşı Latin Amerika’daki büyük halk ayaklanması, Gonzalo Sanchez de Lozada’nın (Goni) devrilmesinden sonra ani bir duraklama yaşadı.
“Goni”nin eski yardımcısı bugün başkan. Neoliberal çizginin eski bakanlarının birçoğu bir kez daha hükümette. Şubat ve Ekim katliamlarındaki politik, askeri, parlamenter ve adli aygıt el değmeden duruyor.
Bu sırada kimi yöneticiler zamanını, geçtiğimiz yılın Şubat ve Ekim’inde çok temel bir rol oynayan tabanlarının kontrolü dışında bazı “politik değerlendirmeler” yapmak için çok iyi değerlendirdi.
Tabanın sokakları terk ettiği bu yeni toplumsal atmosferde, yöneticilerin müzakere zemini genişledi. Bu yüzden 17 Ekim’den beri farklı toplumsal kesimlerde birçok şey değişti.
Bu şekilde Carlos Mesa iyi bir simyacı gibi, ustalıkla, çok farklı yüzlerden oluşan bir kabine oluşturdu.
Diktatör Hugo Banzer Suarez’in politik mirasçısı ve şimdi de Milliyetçi Demokratik Hareket’in (ADN) yenilikçi ve “teknokrat” kanadının lideri olan Jorge “Tuto” Quiroga’nın sopası altında, bazı “seçkin Tutocular” Mesa’nın kabinesine girdi. Bunlar, Maliye Bakanı Javier Cuevas ile Ekonomik Kalkınma Bakanı Javier Nogales. Alenen bilinir ki her ikisi de ayrıca InterAmerikan Kalkınma Bankası (BID) ve Dünya Bankası danışmanıdırlar.
“Tuto”nun tavsiye ettiği bazı kişilerin kimi bakanlıklar ve bakan yardımcılıklarında bulunması, bir dizi sendikada halen etkili olan taraftarlarını, yeni sendikal bürokrasisinin vurucu gücü haline getirdi.
Bu çerçevede; Ulusal Posta Şirketi (ECONBOL), Bolivya Maden Konfederasyonu (COMIBOL), Ulusal Sağlık Sandığı, tıp örgütleri, Kırsal Telekomünikasyon Şirketi (SENATER), bazı belediyeler ve yerel sendika merkezlerinde kimi orta düzey yöneticiler, yeni rejimi desteklemeyi seçti.
Mesa’nın kabinesinde aynı zamanda Milliyetçi Devrimci Hareket (MNR)(4) hükümetinin eski görevlilerini de görüyoruz. Örneğin: Bakan Roberta Barberi ve Santa Cruz Valisi Corlos Jugo Molina gibi. Her ikisi de aynı biçimde, BID ve Dünya Bankası’na oldukça bağlıdır.
4- MBL'liler İktidar Arabasına Biniyor
Mesa, Özgür Bolivya Hareketi’nin (MBL) çeşitli taraftarlarına ve eski taraftarlarına da görevler verdi. Bunlar, sivil toplum kuruluşları (STK’lar) aracılığıyla çeşitli toplumsal, sendikal ve mahalli hareketlerde büyük etkiye sahipti.
Sadece birkaç örnek olarak, Bakanlıklar, bakan yardımcılıkları ve hükümette, Köylü Tarım İşleri, Çalışma, Sağlık, Çocuk Besleme Programı (PAN) ve Ulusal Tarım Reformu Enstitüsü’nde (INRA) yönetici mevkiler MBL’ye bağlı militanlar ve “şahsiyetler”ce kuşatıldı.
Hidrokarbür Bakanlığı’na(5) utanç verici biçimde Antonio Arribar’ın atanması, MBL militanlarının Carlos Mesa önderliğindeki yeni hükümetin bir parçası olduğunu gösterdi.
Bu çerçevede açık ki, MBL’lilerin etkisi altındaki toplumsal örgütlenmeler -ki bunlar esas olarak kırsal alanda konumlanmış köylü toplululukları, Doğulu yerli örgütlenmeleri ve Bolivya Kır Emekçileri Birleşik Konfederasyonu’nun (CSUTCB) bazı ara örgütleridir hükümet ve emperyalistlerin yanlısı konumuna sürüklendiler.
5- MAS Ve Hükümet
Ayaklanmaya katılan partiler arasında, çeşitli sendikal örgütlenmelerde büyük etkiye sahip bir parti, Evo Morales’in liderliğindeki Sosyalizme Doğru Hareket’tir (MAS).
Mesa hükümetinin bu ilk aylarında, bir gerçek yavaş yavaş su yüzüne çıktı: MAS taraftarları Mesa hükümetine “eleştirel destek” yolunu seçmişti.
Ama bu rastlantı işi değil. Eğitim Bakanı Donato Ayma Rojas ile Kızılderili ve Yerli Halklarla İlgili İşlerden Sorumlu Bakan Justo Seoane Parapaino’nun yetkilerini MAS sayesinde kaptığını birçok sendikal örgüt biliyor.
Bay Justo Seoane, MAS adına konseye aday olduğunu alenen kabul etti.
Ayrıca çeşitli bakan yardımcılıklarından ve vilayet yönetimlerinden, bu partinin yönlendirdiği toplumsal örgütlerin pay kaptığı biliniyor.
Bunun yanı sıra, bazı sendika yöneticilerine ve MAS taraftarlarına göre, örneğin Eğitim Bakanlığında bir şeyleri değiştirmek zorlaşmış, çünkü bu devlet kuruluşunda yetkilerin büyük bölümü Dünya Bankası “temsilcilerinin” kontrolü altında. Anımsamak gerekir ki Eğitim Reformu’nun hemen hemen bütün “teknik” yetkileri, zamanında Banzer, Quiroga ve Sanchez de Lozada tarafından “kurumsallaştırılmıştı.”
Bu gerçek, sadece Evo Morales’in itibarını düşürmek için yapılmış basit bir açıklama gibi görünmüyor; tüm ülkelerde MAS taraftarlarının bulunduğu toplumsal örgütlenmelerde de yansımasını bularak güçleniyor.
MAS, emekçi kitleleri içinde, iktidarı “aşamalı” ve “akıllıca” almak gerektiği propagandasını yapıyor. Çünkü aynı iddiaya göre şu anda 1Demokrasinin sürdürülmesi ile, (ki bunu Mesa’nın anayasal hükümeti olarak okumak lazım), 2Ekim’de iktidarından olan MNR, Devrimci Sol Hareket (MIR) ve Yeni Cumhuriyetçi Güç’ün (FNR) oluşturduğu “Oligarşi”nin darbeci saldırısı arasında “çok tehlikeli bir konjonktürel çelişki” var.
Bu savaş aracıyla MAS, toplumsal örgütlenmeler içinde, çeşitli sendikal örgütlerle birlikte Carlos Mesa’nın “bir öncekinin devamı olan ve neoliberal” çizgisini sorgulayan COB yürütme sekreteri Jaime Solares’in “aşırı tutumunu” ateşli biçimde reddetmeyi görev edindi.
MAS taraftarları toplumsal örgütlerde, referandum, kurucu meclis ve gelecek belediye seçimlerinde oy kullanma yoluyla, Chapare’de yapıldığı gibi, iktidar alanları kazanma ihtiyacını propaganda ediyor.
Oruro’daki son Ulusal Kongresi’nde MAS, 200 belediyenin “anayasal ve barışçıl yoldan” alınması gerektiğini yineledi.
6- MAS Ve Blok
Yerel ve Bölgesel İşçi Merkezleri (COD ve COR) gibi COB bileşeni örgütler, Bolivya Maden İşçileri Sendikal Federasyonu (FSTMB), Bolivya Fabrika İşçileri Konfederasyonu, Bolivya Kır Emekçileri Birleşik Konfederasyonu (CSUTCB), Bolivya Emekliler Konfederasyonu, Işık ve Enerji İşçileri Federasyonu, Basın Emekçileri Federasyonu, Bolivya Kent Öğretmenleri Konfederasyonu ve örgütlerden oluşan “Anti-neoliberal Sendikal Blok”, Ekim öncesine dek, önce “Halk Kurmayı”yla, sonra “Gaz Savunma Koordinasyonu”yla olmak üzere, MAS militanlarının desteklediği iki örgütle ortak etkinlikler gerçekleştirdi.
Örneğin, 2003 yılı Ağustos’unda Anti-neoliberal Blok ve Halk Kurmayı, daha çok “mega sendika” olarak tanınan ve gelip geçen hükümetlerin desteği ve hatta finansmanıyla on yıldan fazla süredir en büyük emekçi örgütünü yöneten neoliberal sendika yöneticileri grubunu COB’tan atmak için bir politik anlaşma yaptılar.
Bu konjonktürel anlaşmanın sonucunda, Jaime Solares ve onun Yürütme Komitesi COB’da sahiplenildi. Bununla birlikte, Bolivya Komünist Partisi ve MAS’ın, Oruro Yerel İşçi Merkezi’nin şimdiki yürütme sekreteri Pedro Montes’i potansiyel aday olarak gördüklerini de hatırlamak gerekir.
Ancak 17 Ekim 2003’ten sonra bu konjonktürel uyuşma son buldu. Dahası, Jaime Solares’in Blok’a danışmadan ortaya attığı “parlamento’nun kapatılması” önerisinden dolayı MAS ve Blok arasındaki farklılıklar uzlaşmaz hale geldi. Bu durum büyük bir münakaşa yarattı.
O zamandan beri MAS’ın emek kesimi, sendika yönetimlerini tabandan “kuşatmayı” ve -MAS’çılar için demokrasiyle eşanlamlı olan- Parlamento’yu ve Mesa rejimini eleştiren yöneticileri sorgulamayı görev edindi.
Özetle, bazı MAS yöneticileri, tereddüt etmeksizin Mesa’nın sürdüğü iktidar arabasına bindiler.
7- MAS'ın Sendikal Etkisi
MAS şüphesiz, sendikal örgütlenmeler içinde büyük etkiye sahip. Bolivya Kır Öğretmenleri Konfederasyonları, La Paz Kır Öğretmenleri Federasyonu, El Alto Bölgesel İşçi Merkezi -COR (MAS’ın üst düzey yetkililerinden Juan Melendres yönetiyor), El Alto Mahalli Birlikler Federasyonu-FEJUVE (Bir başka MAS yöneticisi olan Mauricio Cori yönetiyor), Bolivya Köylü Toplulukları Konfederasyonu, Koçabamba’nın 6 Tropik Federasyonu, Koka Ekicileri Federasyonu gibi örgütlerin yönetimlerinde taraftarları olduğu biliniyor.
Oruro, Koçabamba, Chuquisaca, Tarija, Potosi, Pando yerel köylü federasyonları ve çeşitli merkezi federasyonlar aynı biçimde MAS taraftarlarınca kuşatılmış. Bunların dışında Felipe Quispe’ninkine “paralel” bir Köylü Konfederasyonu kurdular, bu örgütü de Roman Loayza yönetiyor.
MAS ayrıca, Topraksızlar Hareketi, İşsizler Ulusal Maden Kooperatifçileri Derneği, El Alto ve UMSA Üniversiteleri, Oruro, Koçabamba, Chuguisaca, Tarija, Potosi ve Pando COD’larında (Yerel İşçi Merkezleri -çn.) bazı ara yönetimler, Bolivya Fabrika İşçileri Konfederasyonu ve bazı yerel fabrika işçileri federasyonlarında da etkiye sahip.
Ekim’den beri, La Paz, Koçabamba, Oruro, Potosi, Chuquisaca ve Santa Cruz’daki çeşitli Mahalli Birlikler Federasyonları da MAS’ın seçim projesine eklemlendi.
MAS’ın çeşitli toplumsal örgütlerde nasıl varlık gösterdiği önemli. Parti yapısı, açık bir politik perspektiften yoksunluğu nedeniyle, eksikliklere sahip. Bu da militanlarının toplumsal örgütlerde yetersiz, “önderine tapan” ve kendiliğinden bir pratik sergilemesine yol açıyor.
Her şeye rağmen, MAS’ın 17 Ekim’den sonra politik eyleminde bir viraj döndüğü açık. Kapalı bir muhalefetten, “eleştirel desteğe” geçiş yaptılar. Ona bağlı toplumsal örgütlerin liderleri, Mesa hükümetine ve uluslararası finans kuruluşlarının dayattığı ekonomik istikrar projesine açık “ateşkes” ilan ettiler.
Tüm bunlar şüphesiz ki Bolivya toplumsal hareketindeki güçler ilişkisinde köklü değişikliklere yol açtı. Bu, ülkede hüküm süren “görünürde” sessizliği açıklıyor. Tüm MAS’çı sendikacılar hükümet yetkilileriyle müzakere halinde. Ve bu bir rastlantı işi değil. Dahası, politik bir dengeye tekabül ediyor. Toplumsal kesimlerin mücadelesini kısıtlamak için, bir devlet darbesi olasılığı söylentisini yayan bu partidir.
8- "Mallku"nun MIP'ine Neler Oldu?
Ekim’den sonra, Felipe Quispe’nin Pachacuti Yerli Hareketi (MIP) de bir dönüşüm yaşadı. Neoliberal hükümetin acı bir eleştirisi olarak şu anda, kendi tabanınca çeşitli toplantılarda ve meclislerde çokça sorgulanan “garip sessizliğini” sürdürüyor. “El Mallku” (Felipe Quispe -çn.) şaşırtıcı biçimde, iletişim araçlarında çok az boy göstermeye karar verdi. “Gazetecilerin açıklamalarını tahrif ettiği” gerekçesiyle medyayla konuşmaktan kaçınıyor.
Bununla birlikte, Quispe ve yandaşlarının bu yeni pozisyonunun yalnızca poz olduğu görülüyor. Çünkü birçok sendika yöneticisi biliyor ki La Paz valisi Nicolas Quenta, MIP ve MAS ile uyum içerisinde bu yetkiyi almıştır.
Quispe’ye son derece bağlı köylü liderleri, valiliğin bazı mevkilerinde “danışman” ya da şef olarak belirdiler. Diğer kesimler tarafından meclislerde ve toplantılarda sorgulandıklarında, “çalışmaya hakları olduğunu” veya “başarılarının karşılığında bu yetkileri kazandıklarını” ileri sürüyorlar.
Quispe yandaşlarının emekçi konumları saygıya değer, ama bu atamaların güncel toplumsal güçler ilişkisinin yeniden yapılanmasına rasgeldiği de çok açık.
Felipe Quispe’nin Bolivya Kır Emekçileri Birleşik Konfederasyonu, Mesa hükümetine uzun bir “ara formül” açıkladı.
Bir başka somut örnek olarak, La Paz Kırsal Elektrik Şirketi (EMPRELPAZ), Mesa hükümeti altında, “El Mallku”nun baş destekçilerinden biri olan La Paz Köylü Federasyonu’nun fiili kontrolüne girdi. Ekim’den önce bu elektrik şirketine, Quispe’yi de kapsayan “yolsuzluk” iddiasıyla müdahale edildiğini hatırlayın. Bu mesele hala aydınlatılmış değil.
Bu olaylar bütünü, köylü merkezlerinde sert eleştirilere ve “El Mallku”nun “pasif” eylem tarzının sorgulanmasına yol açtı. MIP karşıtı kesimler bu eleştiri sürecinden hızlıca yararlandılar. Örneğin MBL ve MAS, kırsal alandaki boşlukları doldurmaya çalışıyor. MAS’çıların son La Paz Kır Öğretmenleri seçimlerinde kazandığı zafer, bu yoldan gelişti.
MIP ile MAS arasında iktidar alanları için süren mücadele, belediye seçimlerine göre şüphesiz yatışmış görünüyor. Ve kendi kesimsel kazanımlarını ikinci plana itmiş bulunuyorlar.
9- "Komün" Grubu, Blok Ve MAS
Alvaro Garcia Linera’nın yönettiği “Komün” grubu, toplumsal kesimlerde etkili olan bir diğer çevre. MAS’la birlikte “Halk Kurmayı”nı örgütlemişlerdi. Üst düzey sendikal temsilcilerinden biri Koçabamba fabrika işçilerinin önderi Oscar Olivera.
Ekim ayaklanmasından önce “Komün” grubu, Anti-neoliberal Sendikal Blok’la ve MAS örgütlenmeleriyle sınırlı bir ilişkiye sahipti.
Ekim’den sonra bu dar ilişkiler de tükendi. “Komün” bileşenleri, MAS’çıların “hükümet yanlısı” olmalarını sorgularken, Blok üyelerini de, örneğin “parlamentonun kapatılması” önerisinde olduğu gibi “aşırı sol” konumundan dolayı eleştiriyorlar.
Şu anda “Komün” grubunun önderliğinde ne sendikal örgütlenmeler, ne mahalli temsilciler var; çünkü bunlar şimdi önemli olanın, daha sonra yavaş yavaş iktidar aygıtına dönüşecek olan “geniş toplumsal hareketler” örmek olduğunu öne sürüyor.
Etki alanı Koçabamba’da bazı sendikal örgütler, La Paz ve Koçabamba üniversiteleri, entelektüel topluluklar, ilericiler ve ulusal ve bölgesel düzeyde insan hakları savunucularıyla sınırlı.
“Anarşist” konumları, Sendikal Blok bileşenlerince eleştiriliyor. Ve bu mesele hakkında, çok elitist ve kirli bir polemik sürüyor.
Mesa’nın bakanlıklarla ördüğü örümcek ağına düşmemekle birlikte, Oscar Olivera, MNR, MIR ve NFR’nin, “farklı toplumsal hareketlerin bu önemli ilerleme sürecini durdurabilecek” “tehlikeli darbeciler ve diktatörler” olduğunu öne sürerek, MAS’la aynı tavra düşüyor.
Başka bir deyişle “Komün” grubu üyeleri, MAS ile Blok’un arasında bir konumda yer alıyor.
10- Blokta Yön Bulanıklığı
MAS’ın dönüşü ve “Komün” grubunun yeni durumu, Anti-neoliberal Sendikal Blok’un gücünü azalttı.
Blok, tüm örgütsel sınırlarıyla, yeni rejimi ve Ekim’den sonra hala değişmeden kalan iktidar yapısını en güçlü biçimde sorgulayan sendikal topluluk.
Bununla birlikte, temsilcilerinden birinin, Jaime Solares’in cüretkar bireysel açıklamaları MAS ve Komün’ün oluşturduğu toplumsal hareketler içinde, bu kesimi aşırılıkla suçlayan “akımlar” geliştirdi.
Blok örgütleri şu anda yoğun bir tartışma ve örgütlenme sürecinde. Blok içinde bir dizi eğilim gözleniyor.
Bu grup içinde yürütülen temel tartışma “kesimsel ve ekonomik kazanımların ilerisine geçebilecek bir örgüt inşa etme ihtiyacı.” Klasik anlamda bir “devrimci parti”den henüz bahsetmiyorlar, ancak aşağı yukarı bu yolda yürüyorlar.
Özellikle belirtmek gerekir ki mevcut güçler ilişkisinin yeniden şekillenişi, birçok yöneticide kafa karışıklığına yol açtı ve henüz günlük faaliyetlerini aydınlatacak bir ışık bulmuş değiller.
11- "Megasendika," MAS Ve "İş Mevkileri"
Şubat ve Ekim olayları, neoliberal sendika yöneticileri için ölümcül oldu. MNR, MIR, ADN, NFR ve UCS taraftarlarından oluşan ve “megasendika” olarak bilinen çevre, derin bir kriz süreci yaşıyor. Yok olmadılar, ancak tabanları onları üç kereden fazla reddetti. Şimdi, çeşitli devlet kuramlarındaki sendikalarda hiç kimse MNR, MIR veya NFR’li değil. Ulusal Ulaşım Servisi’nde örneğin, emekçiler onları sendika yönetiminde yaşanan ‘rezalet’ nedeniyle kovdu. COMIBOL, ECOBOL, COTEL, Petrol Federasyonu ve başka devlet kuruluşlarında da aynısı yaşandı. Bununla birlikte, sendikalardaki yönetimleri, kötü ünlü David Olivares’in liderliği altında gizli biçimde devam ediyor.
Tüm bunlara rağmen, Francisco Figueora Bolivya Atölyeler Konfederasyonu (UCS), Grafik İşçileri Konfederasyonu, Un İşçileri Konfederasyonu, Belediye İşçileri Konfederasyonu, Işık ve Enerji Konfederasyonu, COTEL’de örgütlü sendika (MNR Yönetim Konseyi Başkanı Pierre Chair yönetiminde), Demiryolları Konfederasyonu, Gonzalo Sanchez de Lozada’ya ait işletmelerdeki bazı maden sendikaları, bazı fabrika işçileri federasyonları, Santa Cruz ve Tarija Bölgesel İşçi Merkezleri’nin (COD) bazı alt yöneticilikleri ve sağlık sektöründeki kimi sendikalar onların kontrolünde.
Santa Cruz, Tarija, Koçabamba ve Beni’de liberallerin ve şirketlerin ‘toplumsal tabanı’ olan Sivil Komiteler, ünlü bölgesel ‘yarım ay’ı oluşturdular. Bu grup, COB’un şimdiki Yürütme Komitesi’ni tanımıyor.
Üstelik bazı MAS yöneticilerine, ‘aşırı uç’, ‘antidemokratik’ ve ‘diktatör’ olarak tanımladıkları Jaime Solares’i yönetimden düşürmek için ‘konjonktürel bir anlaşma yapmayı’ önerdiler.
Bu çerçevede, MNR taraftarı Bralio Rocho, MAS yöneticisi Juan Melendres ve en yüksek yerel temsilci MAS’lı Mauricio Cori’nin yönettiği El Alto işletmelerinin El Alto Yerel İşçi Merkezi’ni COB saflarından uzaklaştırmayı başarması tesadüf değil. Bu örgütler, El Alto kentinin en kitlesel ve en önemli örgütlenmeleri ve gelecekteki çatışmalarda diğer toplumsal hareketlerle bütünleşmezlerse, kaçınılmaz olarak çok zayıflayacaklar. Ancak vurgulamak gerekir ki, çeşitli esnaf odalarının tabanları, yerel birlikler ve El Alto Yerel İşçi Merkezi’nin taban kesimleri, üst yöneticilerin ‘müzakereci’ ve ‘memur’ tavrını sert biçimde sorgulamaya başladılar. Bu düzlemde her şey gelişebilir.
30 Mart günü, yerel yönetici ve MAS taraftarı Mauricio Cori’nin aldığı müthiş darbe, birçok taban örgütlenmesinin ve yerel birliklerin Ekim şehitlerinin utanç verici biçimde müzakere konusu edilmesine hazır olmadığını gösterdi. 31 Mart’ta Cori’nin yetkileri, Valilik’te aldığı ‘iş mevkileri’ ve sendikal ‘yolsuzluk’ nedeniyle mahalli birlikler tarafından geri alındı.
MAS’ın Solares’i yıkma girişimleri içinde resmi olarak yer alıp almadığı belli değil, ama yöneticileri bu yönlü davranışlar içinde bulunmaya başladılar.
“Megasendika”, bu durumu bazı Anti-neoliberal Blok yöneticilerini sorgulamak için kullanıyor. Örneğin haftalar önce, bir ulusal mecliste, Bolivya Madenciler Konfederasyonu yürütme sekreteri, Blok’un önemli bileşenlerinden birisi ve sonuç olarak Jaime Solares’in temel dayanağı Miguel Zuvieta’yı alaşağı etmek için yeniden girişimde bulundu.
“Megasendika” yöneticileri, iyi cambazlık yapıyorlar. Bir ayakları hükümette, diğeri muhalefette.
Genelde Mesa hükümetini eleştirmiyorlar, çünkü bazı taraftarları çeşitli devlet mevkilerinde. Örneğin ECOBOL, SENATER, COMIBOL, Ulusal Ulaşım Servisi’nde ve bazı bakanlıklarda bu partilerin taraftarları ve sendika yöneticileri önemli yetkilere sahip. Bunun yanı sıra, Doğu’da Mesa’nın son politikalarına itiraz yükselten kesimleri de arkaladılar.
NFR taraftarı ve Bolivya Şoförler Konfederasyonu üst düzey yöneticisi Angel Villacorta, “Megasendika” nın meslek örgütlenmeleri içinde nasıl hareket ettiğinin somut bir örneği. Bir yandan sağ muhalefette, diğer yandan Mesa’ya baskı yapmak için sol muhalefetle uzlaşmaya çalışıyor.
12- Mesa Ve Orta Sınıf
Toplumsal kuvvetler ilişkisinin bu karmaşık yeniden yapılanma sürecine paralel olarak, aydınlardan, ‘ilerici’ girişimcilerden, gazetecilerden ve medya kuruluşlarından oluşan geniş bir kesim, Carlos Mesa hükümetinin hiçbir açıdan Gonzalo Sanchez de Lozada’nınkine benzemediğini göstermeyi öncelikli görev edindi.
Birçoğu Mesa’yı ‘ilerici’, ‘anti-neoliberal’ olarak sunuyorlar. Diğer bazıları, yakın tarihin en fazla halk desteğine sahip başkanı olduğunu söylüyor, onu ‘yılın insanı’ olarak kutsuyor, böylelikle Ekim’de ayaklanan toplumsal kesimleri yanıltmayı ve ideolojik olarak silahsızlandırmayı amaçlıyorlar.
Ancak bu da tesadüf değil. Mesa’nın çeşitli meslektaşları da şimdi iktidara yaklaştı. Aynı şekilde, çeşitli gazeteciler, Kanal 7, Radyo İllimani, Bolivya Haber Ajansı, kimi halkla ilişkiler sorumlulukları ve uluslararası oluşumlarla ilişki içinde olmak isteyen Mesa’nın yeni propaganda aygıtında önemli yetkiler elde ettiler.
Carlos Mesa ayrıca, bazı gazeteciler ve medya gruplarının da politik desteğini arkaladı, bunlar, Mesa’nın Dünya Bankası’na bağımlı politikalarını gündemleştirmeyi açıkça bir kenara bıraktılar.
Aynı nedenden kaynaklı olarak, mevcut rejimi eleştiren yöneticiler de pratikte medyanın gündeminden uzaklaştı. Kilise ve “İnsan Hakları ve Halkı Savunma Örgütü” de kendi bakış açılarından Mesa’ya direkt ve ‘eleştirel’ destek akımında yerlerini aldılar.
13- 'Yeni' Hükümet Ve Dünya Bankası
Mesa, ‘Goni’yle (Lozada’yla, çn.) aynı ya da daha kötü. Şimdiye dek Mesa hükümeti, Sanchez de Lozada’nın belirlediği politikalardan bir milim ayrılmadı ve finans kuruluşlarının emirlerini itaatkarca yerine getiriyor. Sendika ve halk örgütleriyle ilişkileniş biçimi, bu örgütlerin yöneticilerinin yatıştırıcı ve uzlaştırıcı tavırlarına rağmen, yavaş yavaş yeniden Goni’nin tarzına dönüyor.
Dünya Bankası’nın “Ülkeye Yardım Stratejisi” başlıklı raporu, bu noktada gayet açık ve Mesa’nın ‘yeni’ hükümetinin ve onun sendikacı ‘konjonktüre? ortaklarının önüne bir çeşit ateşten gömlek koydu.
Dünya Bankası yetkilileri, 2004 Haziran sonunda ve 2004 Aralık sonunda, 2004-2005 yıllarında 300 milyon dolar kredi almak için üzerinde anlaşılan şartların yerine getirilip getirilmediğini ölçmeye gelecek.
73 nolu anlaşmada, “Bolivya, Carlos Mesa hükümetiyle anlaşılan şartlar yerine getirildiği sürece her yıl 150 milyon dolar destek alacak” deniyor.
Dünya Bankası raporu, “makroekonomik koşulların iyiye mi kötüye mi gittiği ölçüldükten sonra, Banka’nın, IMF anlaşmasının da yardımını alan hükümetin ekonomik programındaki kısa vadeli makroekonomik olguları gözden geçireceğini” de ekliyor.
Kısa vadede bu göstergeleri yerine getirdikten sonra, Banka ayrıca son eğilimleri (son 24 aydaki) ile kısa, orta ve uzun vadede (gelecek iki veya üç yıllık) spesifik ekonomik ve mali göstergelerle ilgili perspektifleri “ölçecek”. Bu göstergelerden bazıları; mali denge, kısa vadeli net borcun toplam borca oranı, net toplam borcun ithalata oranı. Anlaşmaya göre, spesifik nitel göstergelerin, eğilimlerin ve perspektiflerin kombinasyonu, makroekonomik koşullardaki değişimleri ölçmek için somut bir temel oluşturacak.
Mesa’nın Dünya Bankası’na bir başka sözü ise “gazın ABD’ye satışı”.
14- Perspektifler
Bu katı ekonomik ölçütler, Mesa’nın hükümet arabasına açıktan veya gizliden binen sendika yöneticilerinin davranışlarını da kısıtlayan bir tür ateşten gömlek oluyor.
İş, ekmek, adil ücret, eğitim, sağlık ve emekçilerin diğer yaşamsal ihtiyaçları, mevcut rejim tarafından hala çözülmedi.
Sendikaların tabanı, yavaş yavaş uyanmaya başladı. Açlık grevleri ve gösteriler, henüz çok yalıtılmış olmakla birlikte, bir kez daha halkın gündeminde. Tüm bunlar, tabandan yükselen çatışmaların geri döneceğini gösteriyor.
Taban, Ekim’de savaşmayı öğrendiyse de, ne yazık ki, bu savaşımlarda hala bir yön tanımı eksikliği var.
Öyle görünüyor ki, referandum, Kurucu Meclis, belediye seçimleri, iktidarın verdiği sözler ve çeşitli sendikaların Mesa hükümetiyle çalışma olanakları, toplumsal çelişkilerin keskinleşmesini kısıtlayıcı rol oynayacak.
Ama kim bilir. Hareketler kimi zaman en tecrübeli politikacıları da şaşırtan dinamiklere sahip. Böyle düşünmeyen varsa, tarihi hatırlayıp, tabanın yönetimleri yerinden ettiği, aştığı ve hatta alaşağı ettiği Şubat ve Ekim 2003 olaylarından sonuçlar çıkarmalıdır.
Bu noktada, öncelikle, “Uluslararası Kutuplaşma” bölümünde belirtilen üç temel zaafı tabandan ve organik olarak aşmak zorundayız.
Son Uluslararası Seminer’imizde ortaya konduğu gibi, antikapitalist ve antiemperyalist bir Birleşik Cephe kurarak ulusal ve uluslararası bölünmenin üstesinden gelmeliyiz.
Ülkeyi krizden kurtarmak için devrimci bir programın hazırlanması acil görevdir. Ve son olarak, sahte Kurucu Meclis’e karşı, tabandan, ülkeyi yapısal olarak dönüştürecek Halk Meclisi örgütlenmelidir.
Dipnotlar
1- Raporu aktaran: Econoticiasbolivia.com’dan Miguel Pinto Paraba, 5 Nisan 2004.
2- Eustaquio Pichacuri, COB’lu eski bir maden işçisi olarak, emeklilik haklarını vermeyen, iş de sağlamayan devletten hesap sormak için Meclis binasının önünde bedenine sardığı dinamitleri patlatarak feda eylemi gerçekleştirmişti -çn.
3- Amerikalar Serbest Ticaret Bölgesi, ALCA veya FTAA, Kuzey ve Güney Amerika'yı tek bir serbest ticaret bölgesi içinde birleştirmeyi öngören emperyalist Amerikan planı -çn.
4- MNR, devrilen Sanchez Losada'nın partisidir -çn.
5- Bu bakanlık, doğalgaz kaynaklarından sorumlu olduğu için özellikle önemlidir -çn.